Sınırlar
Allahı sev! Ne kadar?.. «Had» mefhumunu da yaratan o olduğunu bilecek, onun tecelli ettiği her yerde hiçbir zatî had imkânı kalmadığını sezecek, yani «had» mefhumunun zatiyle beraber bütün hadleri yok görecek, yoklukta bile mutlak yokluk haddini tanımayacak kadar…
Allah sevgisi, her şeyi sınırlayan mutlak sınırsızlıkta kaybolmanın hudutsuz fışkırış noktasıdır. Onu sev, yanıp kül oluncaya kadar sev!..
Bundan sonra, en büyüğünden en küçüğüne doğru hadler âlemi başlıyor. Allahın, had içine aldığı varlılar içinde büyüğü, bütün hadleri tek noktasına sığdıracak derecede büyüğü, onun Son Resulüdür.
Allahın Resulünü sev! Ne kadar?. Yalnız ona Allah demiyecek kadar… Ona Allah dememek şartiylene dense hepsinin az geleceğini bilecek kadar…
Allah Resulünün Sahabîlerini sev! Ne kadar?.. Yalnız onlara nebîdemiyecek kadar… Onlara nebî dememek şartiylene dense hepsinin az geleceğini bilecek kadar…
Allah Resulünün yoluna sımsıkı bağlı Allahıvelîlerini sev! Ne kadar?.. Onlara Sahabî çapında dememek şartiylene dense hepsinin az geleceğini bilecek kadar…
Ve böylece hadler ve dereceler, en büyüğünden en küçüğüne doğru iner, gider.
Babanı sev, anneni sev, zevceni sev, çocuğunu sev, toprağını sev, dilini sev, ocağını sev! Ne kadar?…Herbirinin ifadelendirdiği had çerçevesini taşırmayacak ve onu daha üstün çerçeveye karıştırmıyacak kadar…
Ve nihayet milletini sev! Ne kadar?.. Onu, Allah ve Resulünü sevdiği ve bu sevgiyi etrafında halkalanabildiği kadar… Ona yalnız «Seni senin için seviyorum, sen ne olsan yine severim!» demiyecek kadar… «Seni böyle olduğun için seviyorum; ve sen sevilecek bir millet olduğun için böyle oldun!» diye düşünecek kadar… O zaman onu, bu hudut içinde hudutsuz sevebilir; ve bu sevgiyi, kabuk değil de öz, zarf değil de mazruf, posa değil de cevher milliyetçiliği halinde sistemleştirebilirsin!..
Necip Fazıl,İdeolocya Örgüsü