Salat/Salavat Hakkında
Allah ve melekleri, Resûl’e salât ediyor. Ey îmân edenler, siz de salât edin!” âyeti hassas bir dikkate çağırıyor. “Allah ve melekleri peygambere salât etti.” denmiyor, “Allah ve melekleri Resûl’e salât ediyor.” deniyor. Yani Allah’ın ve meleklerin Resûl’e salâtı bir kereye mahsus yapılmış ve bitmiş değil, bu salât devam ediyor. Ayetteki bu inceliğe dikkat etmek lâzımdır. “Murâd-ı İlâhîye nedir?” diye sormak gerekir. İnsan, Allah’ın yeryûzündeki halifesi ise Hz. Peygamber ne olur? Hakiki anlamda halife, Efendimizdir. Biz Efendimize yakın olduğumuz kadarıyla bu halifeliği hak ederiz. Demek ki, âyetin o incelikli hükmü, insanın Efendimize yaklaşması, O na salât getirerek bu yakınlığı kurması içindir.
Pekiyi,biz Hz. Peygamber’e hakkıyla salât getirebilir miyiz? Şöyle bir duamız vardır ya: ‘Allâhûmme salli ala seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammedin ve sahbihi ve sellim (Allah’ım bize kendisine salât etmeyi emrettiğin Habib-i Edib-i Zîşânına, biz lâyık bir şekilde salât edemeyiz. Sen, O Efendimiz Muhammed’e ve ailesine ve sahâbesine O’na lâyık tarzda salât et Yâ Rabbim!) Allah’ın ve meleklerinin salât ettiği Muhammed Mustafâ’ya lâyık salât getiremeyiz, insan olarak bunu yapabilecek durumda değiliz. O na ancak Allah salât edebilir. Bunun içindir ki. “Allâhûmme salli alâ seyidinâ Muhammed!” diyoruz. Rabbimize “Yâ Rab Biz Sana (layıkınca namaz kılamayız veya oruç tutamayız. Sen bizim yerimize namaz kıl veya oruç tut.’ demiyoruz. Ama Hz. Peygamber’e salat’a gelince durum değişiyor. Bu bile Resûl-i Kibriyâ’ya salât û selâm okumanın ne kadar ehemmiyetli olduğunu gösterir.
Ömer Tuğrul İnançer – Muhabbet Peygamberi Hz.Muhammed