Müslümanlar İnançları İçin Savaşır Ve Kazanır Şark İse Sadece Savaşır
Düşmanına verecek bir şeyi olmayan kimse mutlaka kötü, haksız ve canice bir savaş yürütüyordur.
Evet olumlanacak olan savaş savaştığı tarafa kurtuluş götürmeyi amaçlayan, en azından kendinden bir şeyler vermeyi gözönünde tutan kişilerin yaptığı savaştır. Müslümanlar her savaştıkları alanda din yayıcılığı yapmışlardır. Kendileri için iyi bildiklerini, onlarla savaşanlara da vermekten çekinmemişlerdir. Bu yüzden müslümanların girdikleri her yer müslümanlaşmıştır. Osmanlı orduları Balkanlara kendileri için güzel olanı aşılamıştır. Kore’de bile müslümanların mevcudiyetinin orada çarpışan Türk askerlerinden ötürü gerçekleşmiş olması başka türlü nasıl açıklanır?
Müslümanlar inançlarının bayrağı altında dövüşürler. Şarkıları ile dövüşür ve kazanırlar. Yani müslümanların savaşları ne sanatı alçaltan insanların, ne de muhayyileyi inkâr edenlerin savaşıdır.
Düşmanını kurtarmayı öngörmek, sanatı bile geride bırakan bir yüce duygunun, sınırları geniş bir umudun erleri tarafından, gaza erleri tarafından yüklenilebilir üstünlükte bir anlayıştır. Bereket budur.
Kaynak:
İsmet Özel-Zor Zamanda Konuşmak