Kıyamette Neye İhtiyacımız Olacak?
Kıyamet gününde Allah: “Ey kullarım!” diyecektir, “bana hediye olarak hangi güzel ve iyi davranışlarınızı getirdiniz? Ömrünüzü neye ve nereye harcadınız? Size nimetler verdim, ne yaptınız? Size kuvvetler verdim, nereye sarf ettiniz? Size akıl verdim ne yolda kullandınız?”
Kıyamet günü, Hakk’ın huzuruna iletilmesi gereken, îman, amel (dinin emirlerini yerine getirmek için yapılan iş) ve muhabbet (sevgi) hediyelerinden mahrum, eli boş, imansız bir ruhun uğrayacağı dehşet büyüktür. Her iki dünya için sayısız nimet ve devletler yaratan Allah’ın, gerçi kuldan gelecek hediyeye ihtiyacı yoktur. Fakat Allah’ın huzuruna yükselecek bir ruhun ibâdet ve îman sermâyesine sahip olmağa ihtiyacı büyüktür.
Hesap gününde insan olarak yaratılmış bulunmanın şükrânını (teşekkür) ve karşılığını ödeyebilmek için, dağarcığı boş olmamak gerektir. Allah’ın huzuruna ilk yaratıldığımız şekilde çıplak ve eli boş dönmek olmaz. Günün birinde Hakk’ın misafiri olacaklarına inanmayanlar, onun ebed mutfağından ancak ateş, kül ve toprak alabilirler. Uykudan ve oburluktan kaçıp bir temiz gönül ve bir mânevi zâhire (mahsül, tahıl) biriktirmemiş; ibâdetten lezzet almamış, oruç tutmaktaki ferâgat (fedakarlıkla vazgeçmek) ve bekleyişten nasîbedâr olmamış kişi âhirete neyi armağan eder?
Kenan Rıfai, Şerhli Mesnevi Şerif, s. 464.