İnsanın Dünyada Bulunuşunun Sebebi

 

Dünya, din yolunun duraklarından biri; yolcuları Allah’ın huzuruna götüren bir yol ve çölde yolcuların azıklarını aldıkları bir çarşıdır.

Dünya ve ahiret iki halden ibarettir: ölümden öncesine –bu sana daha yakındır– “dünya” denir, ölümden sonrasına da “ahret” denir. Dünyanın amacı ahiret azığıdır. Zira insan ilkin yalın ve eksik yaratılmıştır; fakat kemale ermek, Allah’a layık olmak, Allah’ın cemalini seyredenlerden biri olmak için manevi âleme gönlünde yer verme yeteneği ile yaratılmıştır. İnsanın gerçek mutluluğu, cenneti budur; insan bunun için yaratılmıştır. Gözlerini açıp cemali idrak etmedikçe görmüş olamaz ve marifete erişemez. İlahi cemali tanımanın anahtarı Allah’ın yarattıklarını tanımaktır. Allah’ın yarattıklarını tanımanın ilk anahtarı da insanın duyularıdır; bu duyular da topraktan sudan yaratılan yerden başka yerde olmaz.

Bu nedenle insan yeryüzüne azığını dermek, Hakkı, kendi nefsini ve duyularla tanınan bütün varlığı tanımak için düşmüştür. Bu duyular insanda olup kendine bilgi ilettikleri sürece “dünyadadır” denilir. Bu duyulara veda edip kendi başına kalınca “ahirete gitti” denilir.

İnsanın dünyada bulunmasının sebebi işte budur.

Ebû Hâmid İmâm Muhammed Gazzâlî-i Tûsî, Kîmyâ-yi Saâdet, haz. Huseyin Hidîvcem, Tahran, İntişârât-i İlmî ve Ferhengî, 1380, s. 71–72.
Çeviren: Kadir Turgut

Bize Yön Veren Metinler,Cilt.2

Derleyen:Alev Alatlı

İnceleyin:  Varlık Mertebeleri ve Te’vil

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir