Batı ve İslam’a Ortak Köken,Ortak Medeniyet Arayışı
İslam’ın dünyada bulunma nedeni elbette temelde ve yalnızca Batı / Avrupa karşıtlığı, onunla çatışmak değildir. İslam’ın dünyaya rahmet getirici misyonu dünyada “fesat çıkaranların’’ önüne geçer. Batı, fesat çıkaranların ve küfrün çıban başı olduğu kabulü nedeniyle doğrudan İslam’ın muhatabı olur. Dolayısıyla burada Batı bir kutbun, fenalığın temsilcisi durumundadır. Yoksa Avrupa kendini devamlı merkezde görmesi onların dünyaya refah, saadet ve huzur getirmesinden değil, sömürü, açlık, kavga ve ölümlere yol açmasındandır. Bu yüzden elbette sadece Müslümanlar ve İslam değil başka kültür yapıları ve medeniyetler de Avrupa’nın tutumunun karşısında durabilir. Onların eksiği Batının kurduğu nizam karşısında alternatif bir düzenlerinin bulunup bulunmamasındadır.
Tüm dünyaya teşmil edecek bir iktisadi model İslam haricinde geliştirilemedi, bundan sonra da geliştirilemeyecek görüntüsü hakim. Batı karşısında direniş gösterebilecek dinamiklerden yoksun bir dünya var. Çin’in idari plandaki komünizminin, içinde bulunduğu kapitalist örgütlenme biçimiyle hiçbir alakası yok. Kapitalist üretim dengelerinin en güzelini becerebildiği için ABD’den sonra dünyada en fazla gelire sahip ülke olmanın onurunu duyan bir Çin’in, Batının yazılım ve destek merkezi olan Hind’in, Kapitalizmi uygulayabilme yeterliliği gösterme derdindeki Rusya’nın Batı iktisadi, kültür modeli karşısında öne çıkartabilecekleri herhangi bir modelleri yok. Batı medeniyetine karşı vahşi davranıp, barbarlık yapmak cazibe merkezi olmayı gerektirmez. İslam bu açıdan hem Mekke’de hem Maveraünnehir ve Anadolu’da kurduğu pazar sayesinde dünyada küfrün içinde yer almayacağı bir iktisadi nizamın imkan dahilinde olduğunu gösterdiği, yaşattığı için alternatiftir. Ne gazayı uyguladığı için vahşi ne de fetihler yaptığı için barbardır.
Ercan Yıldırım-Zamanın Ruhuna Karşı,syf;89