Uçurumdur düşünen insanın önü…
Uçurumdur düşünen insanın önü: derin yarlar: olumluluğundan geliyor konumunun. Görülüyor tehlikeler, kurulu barikatlar: nereye baksanız tuzak. Tehlikesiz bir dünyanın hiç bir anlamı olmayacaktı bunun için: çünkü tehlikeler büyüdükçe, bunları duyumsama yeteneğimiz de gelişir. (Çok önemlidir duyumsama yeteneğimizin gelişmesi). Savaşım gücünü yoğunlaştıran insan, daha anlamlı biçimde girmiş olur insanlığa. İNSANLIĞA GİRMEK. Merhamet ile aşk özsuyu olmalı bu savaşımın. (İnsan hamurunun mayasını bulmuş gibi oluyorum burda ben).
İnsanlığa girdikçe daha çok tutunabileceğiz birbirimize: bağlanma, insanlığa girmek demektir: insanı savunmak. İnsanın birbirine yaklaşmasının âdeta simgesi gibiydi O. (Kuşkusuz çok büyük bîr yiğitlik isteyen durum bu: çünkü iki dünya savaşınınezdiği yeryüzünden çok ölümsüzlükler yansıyor İnsana: yansıma korkunç, tiksinç: başta, güvensizlik: kimseye güvenemez olduk: kuşku, hepimizi maymunlaştırdı: tiyatrolardaki soytarılara benziyoruz. Arada, güvenebilecek birkaç kişinin çıkması durumu değiştirmiyor. İnsanın özü artık yok. Tüm çılgınlıklar hurdan kaynaklanıyor olmalı. Çağın kanseri bu ‘insan özü’nden yoksunluk).
Bir gerekliliği, irileşen bir gerekliliği kucaklamış taşıyordu: O. (Sürekli, ekonomik yitikliğe uğrayan bir ailede büyüdüm ben: varsıllaşmak olasıyken elimizdekileri de yitiriyorduk: hem bir din bilgini, hem bir tecimen olan babam, ikinci dünya savaşı sonrasının ‘vurgun’ koşulunu yadsıdı: çağ, yıkımını, bizim evde toplamış gibiydi: annem, çocuk yaşımdayken öldü: yitirme, yitirme, yitirme: durmamacasına ruhsal bunalımlar içindeydi babam: inancıyla çağ çarpışıyordu babamın içinde: babam; yitirdi, ama kazandı: beni kurdu: bir yapı gibi: özveriye, bir öğreti gibi bağlandım babamla: ancak burdan girilebilirdi insanlığa: düşünürdüm: “insanlığı başka türlü nasıl bağışlayabilirim?”. Ancak kendimizi sunarak girebiliriz insanlığa: içdenetimimiziyoğunlaştırarak: sürekli yeryüzü yaklaşımıyla). İnsanlığa girmekten başka çaremiz kalmamıştır: unutmamamız gereken bir olgu var: tek evrensel birim, ölçü birimi insandır. Çünkü burda yoğunlaşmaktadır insanın yaratılış bilgeliği + yaratılış gerekliliği.
Nuri Pakdil,Bağlanma