Türkiye Selçukluları – Siyavuş (Cimri) Olayı
Siyavuş (Cimri) Olayı
Türkmenler Anadolu’daki Moğol zulmüne karşı zaman zaman başkaldırıyorlar ve istiklallerini elde etmeye çalışıyorlardı. Nitekim Ermenek, Mut, Silifke ve Anamur bölgesindeki Karamanlılar Hatiroğlu Şerefeddîn’in ölümünden sonra da isyan hareketlerine devam ve üzerlerine gelen Selçuklu kuvvetlerini mağlup etmişlerdi. Sultan Baybars Kayseri’ye kadar ilerlediği zaman, onu karşılayanlar arasında Karamanlılar da bulunuyordu. Baybars burada Karamanlılara beylik menşurları ve sancaklar verdi. Öte taraftan Karamanlılardan Mehmed Bey kendi aşiretinin yanı sıra Eşref ve Menteşe beylerini de alarak harekete geçmiş ve önce Aksaray üzerine yürümüştü, fakat burada başarılı olamayınca Konya’ya ilerledi.
Mehmed Bey’in yanında bir rivayete göre, Kırım’da bulunan II. İzzeddîn Keykavus’un oğullarından Alâeddîn Siyavuş da vardı. (Bir kısım kaynak ve araştırıcılar bu şahsın Selçuklulardan olduğunu kabul etmemekte, düzmece bir şehzade olduğunu öne sürmektedirler. Nitekim alay etmek ve küçük düşürmek maksadıyla o “Cimri” lakabıyla anılmıştır.) Mehmet Bey, Alâeddîn Siyavuş adına Konya’nın teslimini istedi. Selçuklu Devleti ileri gelenlerinden Nâib Emîneddîn Mikâil bu teklifi reddederek Konya’yı müdafaaya hazırlandı ise de bunda başarılı olamadı. Karamanoğlu Mehmed Bey 10 Zilhicce 675/15 Mayıs 1277 günü şehre girdi, beraberindeki Türkmenler de bu zengin şehri yağmaladılar.
Nihayet Alâeddîn Siyavuş Selçuklu tahtına oturtularak sultan ilan edildi, adına hutbe okundu ve para basıldı. Konya’nın ileri gelenleri de bu yeni sultana biat ettiler. Konya’ya girmeden birkaç gün önce yapılan divan toplantısında; bundan sonra divanda, sarayda ve resmî toplantılarda, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacağı hususunda çok önemli bir karar alındı. Daha Sonra Alâeddîn Siyavuş’un durumunu kuvvetlendirmek için IV. Kılıç Arslan’ın kızı ile evlendirilmek istendi. Kızın annesi Gazayla Hâtûn, vakit kazanmak maksadıyla çeyiz hazırlığı için dört ay süre istedi, Hâtun’un bu isteği uygun karşılandı. Mehmed Bey ve bu yeni Selçuklu Sultan’ının ilk başarısı Sâhib Ataoğulları’na karşı oldu.
Sâhib Ataoğulları Tâceddîn Hüseyin ve Nusreteddîn Haşan asker toplayarak ve Germiyanlı Türkmenleri’ni de beraberlerine alarak Konya’ya doğru harekete geçtiler. Mehmed Bey ve Alâeddîn Siyavuş da Akşehir istikametinde yürüdüler. Tâceddîn Hüseyin Değirmençayı geçerken öldürüldü, bu suretle başlayan savaşta ölenler arasında Nusreteddîn Haşan da bulunuyordu (26 Mayıs 1277). Karamanlılar bu savaşta birçok Selçuklu devlet adamını da öldürdüler, daha sonra Karahisar (Afyon) üzerine yürüdülerse de gayet müstahkem olan bu kaleyi alamayarak Konya’ya döndüler (Haziran 1277). Ancak bu sırada İlhanlı şehzadesi Kongurtay, Sâhib Ata ve Sultan III. Gıyâseddîn Keyhusrev’in büyük bir ordu ile ilerlemekte oldukları haber alındı. Mehmed Bey muhtemelen bu orduya karşı koyamayacağını anlayarak Alâeddîn Siyavuş ile Konya’yı terk edip Ermenek tarafına gitti.
Onun ve Alâeddîn Siyavuş’un Konya’daki hâkimiyetleri otuz yedi gün sürmüştü. Selçuklu ve Moğol kuvvetleri onları takip ettiler, ancak Kongurtay 1277-1278 kışını geçirmek üzere Tokat’ın Kaz-ova kışlağına gitti. Öte taraftan Sultan III. Gıyâseddîn Keyhusrev ve Sâhib Ata beraberlerinde bir Moğol birliği olduğu halde tekrar harekete geçerek Mut Ovası’na (İçel) girdiler, nihayet etrafı keşfe çıkmış olan Mehmed Bey’i yakalayarak öldürdüler. Alâeddîn Siyavuş ise Anadolu’nun batı uç bölgelerine giderek Türkmenleri etrafına toplamış ve mücadeleye devam etmişse de başarılı olamamış, Sultan Gıyâseddîn Keyhusrev ve Sâhib Ata idaresindeki Selçuklu ordusuna esir düşerek öldürülmüştür (muh. 1278).
Muineddîn Pervâne’nin öldürülmesinden sonra İlhanlı sultanı Abaka kardeşi Kongurtay ile Vezir Şemseddîn Muhammed Cuveynî’yi Anadolu’ya gönderdi. Kongurtay Anadolu’da bozulan düzeni sağlarken, Cuveynî de mali meseleleri halledecekti. Öte taraftan Kırım’da bulunan II. İzzeddîn Keykavus tahta yeniden geçmek ümidini kaybetmemiş, oğullarını da bu yönde bilinçlendirmiş ve Mes’ûd’u da veliaht tayin etmişti. Nitekim o öldükten sonra oğlu Mes’ûd maiyetiyle birlikte Anadolu’ya geldi (1280). Bu sırada Çobanoğulları’ndan Muzaffereddîn Yavlak Arslan onu beraberine alarak Abaka’nın huzuruna götürdü. Abaka Han, Mes’ûd’a Doğu Anadolu’dan bazı vilâyetler tahsis etmiş, fakat yanından ayırmamıştır. Bir süre sonra Abaka Öldü (1282) ve yerine samimi bir Müslüman olan Ahmed Teküdar İlhanlı Devleti’nin başına geçti. Sultan Ahmed Teküdar da Selçuklu ülkesini Sultan III. Gıyâseddîn Keyhusrev ve Mes’ûd arasında ikiye böldü.
Anadolu’da ise Karamanlılar ve öteki Türkmenler taht kavgalarından yararlanarak Moğollar ile mücadeleye devam etmişlerdi. Nitekim Karaman ve Eşrefoğulları Konya ve Akşehir bölgelerinde yağma hareketlerinde bulunmuşlardı. Kongurtay da bu bölgedeki Karamanlılara karşı harekete geçti, onların ülkesi Ermenek ve Mut’a kadar ilerleyerek tahrip ve istila etti. Sultan III. Gıyâseddîn Keyhusrev ise devletin ikiye bölünmesini kabul etmedi ve beraberinde Kongurtay, Sâhib Ata Fahreddîn Ali olduğu halde Ahmed Teküdar’ın huzuruna gitmek üzere yola çıktı.
Bu sırada İlhanlı Devleti’nde sultanlık mücadelesi başlamış, Kongurtay öldürülmüş, Gıyâseddîn Keyhusrev bir süre, Erzurum’da bekledikten sonra İlhanlı hükümdarının huzuruna çıkmıştı. Fakat İlhanlı Devleti’nde süren taht mücadelesini Argun Han’ın kazanması Mes’ûd’un işine yaradı. Argun onu Selçuklu sultanı tayin etti. Gıyâseddîn Keyhusrev’i de tahttan indirip Anadolu’ya gönderdi, fakat daha sonra adamları vasıtasıyla yayının kirişi ile boğdurdu (1 Mart 1284).
Kaynak:
Erdoğan Merçil-Müslüman Türk Devletleri Tarihi