Cep telefonları günümüz insanının en büyük derdi olan can sıkıntısına birebirdir. Modern çağın alametlerinden birisi, insanın onca uyaran karşısında bile can sıkıntısına yakalanabilmesi. Eğlence peşinde koşarız. Hayatı kocaman bir neşe, ölçüsünü şaşırmış bir kahkaha olarak yaşadığımızda mutlu olduğumuzu sanırız. O yüzden bizi eğlendirecek, hayatı unutturacak bir şey bulamadığımızda elimizin altındaki oyuncağa yöneliriz. Telefonlar, giderek sesi iletmekten eğlendirmeye doğru bir evrim geçiriyor. Yetişkin insanın da oyuncağa ihtiyacı var. içimizin ritimlerini fark edemediğimizde, dışarıdan da bir ritim alamadığımızda canımız sıkılır. Oyuncaklar bizi oyalar.
Cep telefonlarını yanımızda taşırız. Onlarla ne yaptığımız, kiminle konuşup kime mesaj attığımız, özel bir gay- ret olmazsa bilinemez. Cep telefonlarının, online yazışmalar gibi, aldatmanın bir aracı haline gelmesine şaşmamalı. Aldatılan eş, onun kayıtlarından iz sürer. Aldatan, kayıtlarını silmeye, telefonunu yanından ayırmamaya gayret eder. Modern çağda aldatmak da, teknolojinin imkânlarından yararlanır. Kaç öykü dinledim: Aldatılan, gerçeği cep telefonunda saklı mesajlardan öğrenmişti. Tuhaflık, kredi kartının insana harcama yapmıyor olduğu yanılsaması vermesi gibi, cep telefonunun da kişiyi iz bırakmadığı yanılgısına sürükleme- sindedir. Cep telefonuyla aldatan, aslında kendisini aldatmaktadır.
Cebinizde telefonunuz varsa uzaklığın bir anlamı yoktur. Yeni teknolojinin en büyük numarası işte bu: zaman-mekân sıkışması.Artık her yerdeyiz. Her an online, her an hattayız. Hiçbir yeri geride bırakmış olmuyoruz. Uzaklık bizi hiçbir şeyden mahrum bırakmış olmuyor. Zihin, bedenden bağımsız yolculuklara çıkabiliyor. Bedenimizin içinde mahpus değiliz. Risk ve belirsizlik çağında, hatta olmak bize bir emniyet duygusu veriyor. O yüzden çocuklarımıza da bir an önce telefon almak, onları merak etmek derdinden kurtulmak istiyoruz. Hatta olmadığımızda, kötü bir haber gelmiş olabileceğinden endişeleniyoruz. Kötülüğü, elimizdeki sihirli oyuncakla def edebileceğimizi düşünüyoruz. Ancak hatta kalırsak başımız sıkıştığında yardım isteyebiliriz. Kapsama alanı içinde olmakla, görünmez çitler bizi kötülüklerden koruyacak zannediyoruz. Modern insan, korkar. Bir korku kültüründe yaşıyoruz. Başımıza her an, her yerden bir bela ilişebileceği bilgisiyle. Belayı hissettiğin anda tuşlara dokun.
Özgürlükle emniyet arasında bir seçim yapmamız gerekebilir. Manyetik dalgaların yerimi tespit edemediği anlar ve yerler olmalı, kaybolabildiğim zamanlar. Cep telefonları, kimi durumlarda, insanın en değerli hâzinesi olan özgürlüğü alır elinden. Kaybolmayı başaramazsınız. İçinizin şarkılarım doyasıya dinlediğiniz zamanlar mazide kalır. Özgürlük için yapmamız gereken şey aslında basittir: Arada, kapsama alanı dışında olmak. Sevgiliyi özlemek. Ona mektup yazmak. Uzun zamandır görmediğiniz dostları çat kapı ziyaret etmek.Bir kitabı, bir anı, bir sohbeti bölmeden yaşamak.Hayatın akışına kapılmak. Sessizliğe kulak vermek.
Telefonun ucunda, yaşanmayı bekleyen bir hayat vardır.
Kaynak:
Kemal Sayar-Herşeyin Bir Anlamı Var
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…