İlmin Faziletine Dair Aklî Deliller

  İlmin üstünlüğünün akli delilleri hususunda deriz ki: İlmin bir şeref ve kemal sıfatı, cahilliğin de bir noksanlık sıfatı olduğunu akıllı kimselerin zaruri olarak bildiği bir gerçektir. Bu sebeble yalan olduğunu bilse dahi alim bir kimseye: “Ey cahil!” denilse, bu onu rahatsız eder. Yine aksini bile bile, cahil bir kimseye “Ey alim” denilse, o bundan […]

Daha fazla oku
İlmin Fazileti Konusunda Hikayeler

 1) Anlatıldığına göre Harun er-Reşid ile birlikte pekçok fukaha bulunuyordu. Bunların arasında Ebû Yusuf da vardı. Derken bir adam getirildi. Diğer bir adam onun geceleyin evinden malını aldığını iddia ediyordu. Alan adam da o mecliste bunu ikrar etti. Oradaki fakihler onun elinin kesilmesine ittifakla hükmettiler. Ama Ebu Yusuf “Onun eli kesilmemeli” dedi. Alimler “Niçin?” dediler, […]

Daha fazla oku
İlmin Üstünlüğüne Dâir Aklî Deliller

İlmin üstünlüğünü gösteren aklî delillere gelince bunlar da çoktur: 1) İşler dört kısımdır: a) Aklın razı olduğu fakat şehvetin razı olmadığı işler. b) Şehvetin razı olduğu, fakat aklın razı olmadığı işler. c) Hem aklın hem de şehvetin razı olduğu işler.Ve; d) Aklın da, şehvetin de razı olmadığı işler. Birincisi, dünyadaki hastalık ve kötülüklerdir. İkincisi, bütün […]

Daha fazla oku
Kur’an’da Tesbih Manası

Tesbih ‘venahnu’ deki vav, vav-ı haliyedir. Nitekim senin “Ben iyiliğe daha layık iken sen falancaya mı iyilik yapıyorsun” demen gibi. “Tesbih”, Allah’ı kötü ve çirkin vasıflardan uzak tutmadır. “Takdis” de böyledir. Bu ifadeler, suda yüzüp uzaklaştığı zaman Suda yüzüp uzaklaştı yerde uzaklaştı “denmesinden alınmiştır. Bil ki eğer uzaklaştırma ile kötü vasıflardan uzaklaştırma murad edilirse bu […]

Daha fazla oku
Müteşabihlerin Bulunmasındaki Faydalar

  Kur’ân-ı Kerim’in bir kısmının muhkem, bir kısmının müteşâbih olmasının faydaları hakkındadır. Bil ki, bazı inkarcılar, Kur’ân-ı Kerim’i, müteşâbih âyetler ihtiva ettiği için tenkid etmiş ve şöyle demişlerdir: “Siz diyorsunuz ki mahlûkatın bütün mükellefiyetleri kıyamet kopuncaya kadar, bu Kur’ân’a bağlıdır. Amma biz, değişik görüşlerdeki herkesin, kendi görüşünü isbat için Kur’ân’a tutunduğunu görüyoruz. Meselâ Cebriye, Allah […]

Daha fazla oku
Af, Mağfiret ve Rahmet Arasındaki Fark

Bizi affet, bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen Mevlâmızsın bizim. Kafir toplumlara karşı da bize yardım et” (Bakara, 286). …… Af, Mağfiret ve Rahmet Arasındaki Fark İkinci soru: “Afv”, “mağfiret” ve “rahmet” kelimeleri arasında ne fark vardır? Cevap: Afv, kuldan cezanın düşmesidir; mağfiret, kulu utandırmak ve rezil-rüsvay etmek azabından koruyarak, onun suçunu örtmektir. Buna […]

Daha fazla oku
Bakara 285.Ayetine Göre İmanın Mertebeleri

Mü’minlerden herbiri, Allah’a, O’nun meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine inandı”(Bakara 285) Bil ki bu âyet, şu dört mertebenin bilinmesinin, imânın şartlarından olduğunu gösterir. Birinci mertebe: Allah Teâlâya imân etmek. Bu böyledir, çünkü âlemin, herşeye kadir olan, herşeyi bilen, her türlü ihtiyaçtan âzâde bir Yaratıcısı olmadıkça, peygamberlerin doğru söylediklerine inanmak imkânsız olur. İşte bu sebeple Allah’a imân […]

Daha fazla oku
İnsanın, Yaradana Muhtaç Olduğunun Delili

İnsana gelince, onun meydana gelmesinde, bir yaratıcıya muhtaç olduğuna pekçok şey delâlet eder: a) Rivayet edildiğine göre birisi, Hz. Ömer’in yanında, “Ben, satranç oyununa şaşıyorum.. Satranç tablası bir kare şeklindedir. Şayet insan milyon kere satranç oynasa, aynı oyunu ikinci kere tekrarlayanı az” dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer: “Bu hususta ondan daha ilginç olanı vardır. O […]

Daha fazla oku
Neticeyi Bilen Allah’ın İnsanları Sınaması Nasıl Anlaşılmalı?

“Biz ancak şunu bilmek için şöyle şöyle yaptık” sözü, o şeyi bilmenin henüz gerçekleşmediğini, bu bilginin meydana gelmesi için de Cenâb-ı Hakk’ın o fiili işlediği vehmini verir. Bu da, Allahu Teâlâ’nın, meydana gelmeden önce, bu eşyayı bilmemesini gerektirir. Müşkillik arzetme hususunda bunun bir benzeri de, Cenâb-ı Hakk’ın, “Biz sizden cihâd edenleri ve sabredenleri bilmek için, […]

Daha fazla oku
Hz. Peygamberin İnsanları Tezkiyesi Nasıl Olur?

Peygamberin dördüncü sıfatı, onları “tezkiye etmesi” dir. Bilmek gerekir ki, insanın mükemmelliği şu iki hususta ortaya çıkar: 1) Onun, bizzat Hakk’ı, Hak olduğu için tanıması; 2) Hayrı da, onunla amel etmek için tanımasıdır. Eğer insan, bu iki şeyden birini ihlâl ederse, rezillik ve noksanlıklardan temizlenemez ve bunlardan arınamaz.. Cenâb-ı Hak, fazi ve kemâl sıfatlarını zikredince, […]

Daha fazla oku