Prof. Dr. Süleyman Berk de, “Tarihi silmek” ve “İstanbul Açıkhava Hat Müzesi (İstanbul Kitâbelerinden Seçmeler) ” başlıklı makalelerinde şöyle demektedir:
İstanbul’un önemli meydanlarından Beyazıt Meydanı’nda bulunan,eskinin Bâb-ı Seraskerî’si, şimdinin İstanbul Üniversitesi ana giriş kapısı üzerindeki celî sülüs hatla yazılmış, “Dâire-i Umûr-ı Askeriye” (askeri işler dairesi) ve bu yazının iki yanında Feth sûresinin ilk âyetleri, altından geçen binlerce öğrenci ve öğretim üyesini, bütün heybetiyle selâmlamaktadır. Osmanlı’nın önemli hattatı Mehmed Şefik Bey’e (1820-1880)16 ait olan bu anıt yazılar, bir insan boyu olan elifleri ile gerçekten dikkat çekici güzellik ve özelliktedir. Bu yazıların üzeri, 1928’deki harf inkılâbından sonra mermer ile kapatılmış ancak, 1949 yılında kısmî ser- bestlik ortamında, Süheyl Ünver’in delâleti ile Rektör Sıddık Sami Onar tarafından açığa çıkarılmıştır. Sadece, T.C. rumuzunun altında Hattat Abdülfettah Efendi’ye ait Sultan Abdülaziz tuğrası kapalı kalmıştır ki bugün de kapalıdır. Tuğranın ortaya çıkarılması için yapılan birkaç girişim maalesef başarılı olamamıştır. Demek ki, o da vaktini beklemektedir.
Bu âbidevî kapının arka kısmında da Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin (1801- 1876) celî ta‘lik kitâbesi yer almaktadır. Üniversite bahçesinde- ki ünlü Beyazıt Yangın Kulesi’nin giriş kapısı üzerinde Yesârîzâde’nin celî ta‘lik kitâbesi, kimsenin dikkatini çekmiş midir acaba?
Beyazıt Camii’nin, meydana bakan kapıları üzerinde bulunan celî sülüs yazıları II. Bayezid döneminden günümüze gelebilmiş nâdir yazı örnekleridir. Caminin tak kapısı ile birlikte bu yazıları ünlü hattat Şeyh Hamdullah Efendi yazmıştır. Yalnız, kütüphane tarafında bulunan avlu kapısının dış kısmındaki celî sülüs yazı çok sonraları 1212’de (1797) Hattat Mustafa b. Mehmed tarafından yazılmıştır. Bu kitâbenin sol üst kısmında “Kebehû Mustafa b. Mehmed min telâmîzi Yamak Sâlih Efendi” şeklinde imza bulunmaktadır. Beyazıt Camii’nin kıble cihetinde bulunan hazîrenin, Çarşıkapı Meydanı’na bakan kısmında, duvara bitişik çeşmenin üzerinde Hattat Macit Ayral’ın celî sülüsle yazdığı, “Biz her şeyi sudan yarattık” mealindeki Enbiyâ sûresinin 30. âyeti, artık suyu akmayan çeşmenin insanlara mâna akıtan tek kaynağı olmuştur. Beyazıt’ta, Sahaflar Çarşısı’ndan çıkınca Kapalı Çarşı giriş kapısı üzerinde Hattat Sâmi imzalı, celî ta‘lik “el-Kâsibü habîbullah” (Çalışıp kazanan Allah’ın sevgili kuludur) yazısına göz atmamak mümkün müdür? Aynı çarşının Nuruosmaniye Kapısı üzerindeki kitâbe ve Osmanlı arması da mutlaka görülmesi gereken eserlerdendir. Buradaki celî ta‘lik kitâbe de Hattat Sâmi’nindir.
Çarşıkapı Meydanı’nın biraz ilerisinde, Çorlulu Ali Paşa Medresesi kapısı üzerinde mermere mahkûk, Türk ta‘lik yazısının önemli ismi Durmuşzâde Ahmed Efendi’ye (ö. 1129/ 1717)18 ait celî ta‘lik kitâbe, medresenin hazîresinde bulunan eski mezar taşı kitâbeleri ile uzanacak bir himmet eli beklemektedir
Osman Öndeş,Vurun Osmanlı’ya