Lozan Andlaşması Ciddi Olarak Araştırılması Lâzımdır

Türkiye Cumhuriyetinin uluslararası temel metni olan Lozan Andlaşması’nın Batılı sömürgecilerin daha önce kurmak istedikleri çerçeve ile tetabuk noktalarının ciddi olarak araştırılması lâzımdır. Bu tetabuk sadece kuru metin üzerinde değil, Türkiye’nin Cumhuriyet’ten sonra yaşadığı cebrî değişikliklerde de aranmalıdır. Mesela, Türkiye Cumhuriyeti Medenî Kanun’u İsviçre’den gerçekten bize söylenen gerekçelerle mi iktibas etti? Bu sorunun cevabı “batılıların adlî […]

Daha fazla oku
Atatürk Cumhuriyetçidir, Fakat Onun Cumhuriyeti Demokrasiyi Öngörmez

Atatürk’le ilgili birinci elden otantik bir belge niteliğinde olan Nutuk incelenirse, görülecektir ki, Atatürk cumhuriyetçidir, fakat onun cumhuriyeti demokrasiyi öngörmez ve bu kelimeyi Atatürk Nutuk un hiçbir yerinde telaffuz etmez. Atatürk için çok genel bir halk tasvibi daha sonra yapılacaklar için yeterlidir. Nitekim, daha Lozan müzakereler» tamanlanmamışken, içinde “İkinci grup” olarak adlandırılan muhalif unsurları ihtiva […]

Daha fazla oku
İnsan Üstü Bir Liderlik Anlayışı; Atatürkçülük

Atatürk demokratik gereklere uymak için değil, diktatör görüntüsü vermemek ve teşkilatlı bir siyasetin sağladığı imkânlardan dolayı kurullara, kuruluşlara önem vermiş, bunun için kongre, Heyet-i temsiliye, Millet Meclisi ve siyasi parti teşkil etmiştir. Fakat sistemi içinde başka grup ve partilerin muhalefetine yer vermemiştir. Lider, onun partisi, halk için gereken her şeyi yaptığından, muhalefete ihtiyaç yoktur. Bu […]

Daha fazla oku
1960 Darbesi Sonrası Yönetim

Bütün tek parti yönetimi boyunca halk adına hükmeden bürokrasi olmuştur. Bu yönetimin yasama organında diğer güç odaklarının, mesela büyük toprak sahiplerinin, tüccarların temsil edildiği de bir gerçektir. Ama bunlar, devlet desteğine mazhar olmayı yeterli bularak bir siyasî güç olmaya çalışmamışlardır. Ancak uluslararası konjonktür gereği çok partili siyasî hayata geçişle birlikte bürokrasinin hakimiyeti başka güç odaklarıyla […]

Daha fazla oku
Halka Rağmen Halk Anayasası

Gerek Kanun-ı Esasi, gerekse Teşkilat-ı Esasiye görünüşte halk için yapılmış olmalarına rağmen ne yapılışlarında, ne uygulamalarında ve ne de değiştirilmelerinde halkın rolünden söz etmek mümkün değildir. Nitekim 1923’ten sonra, yani egemenliğin kayıtsız şartsız halka ait olduğu öne sürülen bir dönemde, Teşkilat-ı Esasiye Kanun’u muhtelif değişikliklere uğratılmış (laiklik maddesinin eklenmesi gibi) en sonunda adı da «Anayasa»ya […]

Daha fazla oku
Dünya Kâkimiyetinin Gölgesinde Millî Hâkimiyet

Millî Mücadele’nin nihai zaferinden ve Mustafa Kemal’in “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” emrinden sonra, ikinci hedefin, İstanbul ve Trakya olması gerekiyordu. Ancak Mustafa Kemal bir süre İzmir’den ayrılmadığı gibi, kuvvetlerinin de İstanbul’a doğru harekette ağır davrandıkları görülmektedir. Mustafa Kemal, İzmir’e giderek gösterdiği tavrı İstanbul’a karşı göstermedi/gösteremedi. Gerçi İngilizler, İzmit’ten itibaren İstanbul’u savunmayı göze almış görünürler. Asıl […]

Daha fazla oku
Nutuk: Büyük Müdafaaname veya İthamname

1926’da büyük temizlik gerçekleştirildikten yaklaşık bir sene sonra, 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında Cumhuriyet Halk Fırkası’nın 2. kongresi yapıldı. 1923’te resmen kurulan partinin kongresi nizamnamesinde (tüzüğünde) her yıl toplanmasına dair hüküm bulunmasına rağmen, toplanmamıştı. 1927 kongresinin 2. Kongre olarak ilânının sebebi, itibarî olarak Sivas Kogresi’nin ilk kongre sayılması idi! Bu kongre. CHP ve Cumhuriyet tarihinde, […]

Daha fazla oku
Cumhuriyetin Aktif statü hakları

1. Mahalli idarelerde kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi (3.4.1930) 2. Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması (5.12.1934) Bu grupta, kemalizmin halk lehine, aktif statü haklarından birini, en azından bir cins lehine, genişlettiği intibaı uyandıran birbirini tamamlıyan iki uygulama yer almaktadır. Kadınların önce mahallî idarelerde, sonra da genel olarak seçme ve seçilme hakkının tanınması ciddi bir […]

Daha fazla oku
Türbeden Mozoleye Anıtkabir

Anıtkabir’in mimarisine, büyüklüğüne, ihtişamına bakılarak anıtmezarı aşan bir yapı tasarlandığı görülebilmektedir. Esas mekânın ABD’nin ilk başkanı George Washington kabrinin örnek alındığı iddialarına hak verdirecek bir görünüşü vardır. Elbette Washington’un kabri Anıtkabir yanında hayli mütevazı bir yapıdır. Binanın tepesinde, yükseklik sağlayan Washington’un kabrindekine benzer çıkıntı gerçekleştirilemeyince, yapı Pantheon veya Partenon’a daha fazla benzemiştir. Pantheon, çok Tanrılı […]

Daha fazla oku
Onuncu Yıl Efsanesi

Gazi 19 Temmuz 1930’deki konuşmasından üç yıl sonra onuncu yıl kutlamaları sırasında yaptığı konuşmada, yani “Onuncu Yıl Nutku”nda Fethi Bey’e söylediklerinden tamamen başka şeyler söylemektedir. Bu nutuk Fethi Bey’e söylenenlere göre çok başka bir düzlemdedir; bu düzlem diğer düzlemle hiç bir şekilde kesişmez: Türk Milleti! Kurtuluş savaşına başladığımızın 15´inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu […]

Daha fazla oku