31 Mart ”Büyük Komplo”

Sultan Abdülhamid’in tahttan indirilmesinin dayanağı olan 31 Mart vakası ise, Türkiye tarihinin muhtemelen en büyük komplosudur. Padişah‘ı devirmek ve dindarları ezmek maksadı güden bu harekette, İttihatçılar tarafından “Meşrutiyet Muhafızları” ismiyle Rumeli’den getirilip İstanbul Taksim’deki Taşkışla’ya yerleştirilen askerler kullanılmıştır. “Avcı Taburları” da denilen bu askerler. Rumî takvimle 1325 yılının 31 Mart (Miladî takvimle 1909 yılının 14 […]

Daha fazla oku
Türklük Kavramı Üzerine

Bernard Lewis’in de belirttiği gibi, “Türk” kavramı, İslamiyet’le öylesine eş anlamlıydı ki; bilhassa Osmanlı dönemindeki Müslüman ahali “Türk” diye adlandırıldığı gibi, bir gayrimüslimin Müslümanlığı kabul etmesi de “Türk oldu” diye ifade edilirdi. Bu durum, dünya Müslümanları içinde özellikle “sine-i selase” (üç kucak) denilen üç dilden (Arapça, Farsça vç Türkçe) biri olan Türkçenin ortak dil olarak […]

Daha fazla oku
Sömürgeciliğin Karşısında Bir Devlet Olarak Osmanlı

  Balkanlar, Osmanlı’nın sömürgeci bir devlet olmadığının açık göstergesidir. “Osmanlı Devleti’nin, Balkanlar’daki hâkimiyeti yaklaşık beş yüz yıl sürmüştür. Bu uzun dönem boyunca Müslüman-Türk kültürüne ait önemli eserler inşa edil­miş, bölgenin gayrimüslim halkları da bu zengin kültürden faydalanmıştır. Os­manlı Devleti imar çalışmalarına büyük önem vermiş; yollar, köprüler, camiler, medreseler inşa etmiş, ardında sayısız eser bırakmıştır. Ancak […]

Daha fazla oku
Tanzimat Dönemi Çelişkileri

Tanzimat, öncesi, dönemi ve sonrasıyla çelişkilerle dolu bir dönemdir. II. Mah­mut’un gerçekleştirdiği devrim niteliğindeki yenilikler, toplumda infiallere neden ol­muş, toplum hem padişahı hem de yenilikleri hoş karşılamamıştır. Padişaha ‘Gavur Padişah’ demesi, padişahın diniyle ilgili bir durum değildir: Getirdiklerinin topluma uymadığını göstermek içindir. İkinci Mahmut’un bu kadar ra­hat hareket edebilmesi, karşısında herhangi bir gücün olmaması nedeniyledir. […]

Daha fazla oku
Yavuz’un Kudüs’tekilere Tanıdığı Haklar ve Konuyla Alakalı Fermanı

Önemle tekrar ifade edelim ki, Kudüs, Hıristiyanlığın kaynağı ve merkezi sayılması nedeniyle çeşitli yıllarda, çeşitli Hıristiyan mezhepleri-ne ait patrikhane ve piskoposlukları içinde bulunduruyordu. Ayrıca, Kudüs ve çevresinde Hazret-i İsa’ya atfedilen bazı kutsal yerlerle, Meryem Ana ve diğer Hıristiyan azizlerine ait yerler ve binalar vardı. Bölge, İslam egemenliği altına girdikten sonra Hıristiyan topluluklarla bu kutsal yer […]

Daha fazla oku
Fatih Sultan Mehmed’in Kudüs İle İlgili Fermanı

1453 yılında İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmed, Osmanlı Devleti’ni günümüz Amerika Birleşik Devletleri gibi, dünyanın tek süper gücü haline getirmiştir. Nasıl İstanbul’da bulunan gayr-i Müslimlere onların hak ve hürriyetlerini garanti altına alan bir ferman vermiş ise, aynan öyle de kendisine, ellerinde Hz. Peygamber’in mübarek eliyle imzalı hatt-ı hümayunları ve Hz. Ömer’in Kufi Hattıyla yazılı yukarıda […]

Daha fazla oku
Kuru Kavga Değil!

Osmanlı Devleti’nirı esasını gazâ ruhu teşkil ederdi. Az zamanda üç kıtaya ve açık denizlere yayılması; sağlam bir teşkilat ve güçlü bir cemiyet kurması bu sayede olmuştur. Gazâ (cihâd), “Allah yolunda savaşmak” demektir. Nitekim Osman Gazi, oğluna meşhur vasiyetinde şöyle diyor: “Bizim yolumuz Allah yoludur. Maksadımız Allah’ın dinini yaymaktır. Yoksa kuru kavga ve cihangirlik davası değildir! […]

Daha fazla oku
Kızıl Elma Nerede?

Kızıl Elma, tarihte Türk cihan hâkimiyeti idealini temsil eden bir semboldür. Bu idealin esasını i’lâ-yı kelimetullah da denilen gazâ ruhu teşkil eder. Bu da İslâm dininin her yerde işitilmesini temin etmek demektir. Kızıl Elma, Eski Türklerden beri hükümet erkânının da, askerin de, halkın da haberdar olduğu bir ideal idi. “HAKKIN BENİ GÖNDERDİĞİ YER” Kimine Vaktiyle […]

Daha fazla oku
Osmanlı’nın Son Zaferi

Osmanlı Devleti’nin kazandığı son zafer Tesalya Harbi de denilen 1313 (1897)  tarihli Yunan Harbi’dir. Yunanlıların Girit’e taarruzu üzerine kopan harbde Osmanlı ordusu, Avrupalı askerî otoritelerin “Altı ayda geçilemez” dediği Termofil geçidini 24 saatte geçip Atina önüne gelmişti. Sakarya ve Dumlupınar bir yana bırakılacak olursa, Osmanlı Devleti’nin kazandığı son harb, 1313 (1897) tarihli Yunan Harbi’dir. Tesalya […]

Daha fazla oku
Ankara Hükümeti İsteseydi Vahdettin’i Ülkeden Terketmesini Önleyebilirdi

..İlginç olan şudur: Vahddeddin’in ülkeyi terk ettiği zaman diliminde Ankara Hükümeti isteseydi bu durumu önleyebilirdi; buna gücü yeterdi. Ancak Ankara, adeta bu gelişmeye çanak tutulmuştur. M. Kemal Paşa, Vahdeddin’in ülkeyi terk edeceğini tahmin ediyordu. Hükümetin bile haberi olmadan bu konudaki sezinlemelerini Refet Paşa’ya bildirmiş ve Ona, “Vahdeddin kaçmak isterse mani olunmamasını” emretmişti.(1) Mani olunmadı ve […]

Daha fazla oku