Fatih’in, gemileri niçin karadan yürüttüğünü bilmiyoruz, iyi mi?

Öncelikle şu: Fatih’in torunları olduğumuzu söylüyoruz övüne övüne ama Fatih’in, gemileri niçin karadan yürüttüğünü bilmiyoruz bile! İkincisi: Fatih, “Ortaçağ karanlığına son verdi; Rönesans’ı başlattı; çağ kapattı, çağ açtı” aşağılık kompleksinden bir türlü kurtulamıyoruz! FATİH’İN DERDİ, ORTAÇAĞ, RÖNESANS FİLAN DEĞİLDİ; HAKİKAT’Tİ! Unutmayalım: Konuşlandığınız yer, konuşmanızın içeriğini belirler; dil’ini, yer’ini ve yön’ünü tayin eder. İstanbul’un fethi, bizim […]

Daha fazla oku
Padişahlar İçki İçmezdi

Bu konuda daha önce de yazmıştım.[1] Ancak sürekli kızdırılıp kızdırılıp sunulmaya çalışılıyor. Divan Edebiyatında geçen bade , saki gibi sözler manevi içeceği ve sarhoşluğu ifade edip, kendinden geçmektir. Padişahların bir çoğu veli ve de şair idiler.[2] Divan sahibi idiler. -Padişahlar da birer insandır. Ancak bizler yetersiz olduğumuz halde içkiden sakınır ve başkasından da sakınırken, dini […]

Daha fazla oku
Yavuz Sultan Selim Alevi Katliamı Yaptımı ?

  XVI. yüzyılın ikinci yarısında kaleme alınmış Osmanlı tarihlerinde yapılan teftişler sonucu 40.000 kişinin tespit edilip bunların bütünüyle imha edildikleri veya bir bölümünün sürgüne gönderildiği bilgisi bulu­nur. Bu bilgiler zamanla Anadolu’da yapılan bu teftişler sonucu “40.000 Alevi’nin Yavuz Sultan Selim tarafından katledildiği” şeklinde nerdeyse tartışılmaz bir kabule dönüşen bilgi hâline gelerek, bugün sosyal ve siyasi […]

Daha fazla oku
Osmanlı’da Şeyhülislam

Tanzimat’tan sonraki Osmanlı devlet teşkilât ve rejimini inceleyen bazı yazarlarımız, Osmanlı Devletinin siyasî yapısına Avrupalı bir yazarın Hristiyanlığa ve bir Avrupa devletine baktığı tarzda bakıp ona göre bir değerlendirme yapmaya çalışıyor. Bu bakışla farklar tespit edilebilir ama değerlendirme yapılamaz. Osmanlı devleti İslâmî esaslara dayanan bir devlet olduğu halde, devlet başkanının padişah sıfatıyla cismanî, halife sıfatıyla […]

Daha fazla oku
Sultan 2.Abdülhamid’in Büyüklüğü

Tarihte önemli rol oynamış devlet adamlarının başarıları önceden görme ve önceden tahmin etme kaabiliyetlerine dayanır. Devlet adamının varsayımları küçük ve hayali düşüncelere dayanıyorsa, olayların analizinden çıkmıyorsa, bunun kaçınılmaz zararlarına katlanmak zorunda kalan bütün bir toplum olacaktır. Şimdi bir mukayese yapmak istiyorum: Talat Paşa anılarının ikinci bölümünde (Talat Paşa’nın Anıları, Say Yayınları) Türkiye iç yönetimini örgütlemek, […]

Daha fazla oku
Fatihler ve Zalimler

Büyük fetihler, büyük irade hareketleridir, insanın gerçek de­ğerini teşkil eden sonsuzluğa yöneltilmiş irade, sonsuz fetihlerin ik­tidarına sahiptir. Hayati menfaatlere ve heveslerin emirlerine boyun eğen imansız irade ise, sonsuzluğu kaybetmiş, onunla rabıtayı kes­miştir. Dünya nimetlerine köle olur; menfaatlere esir, heveslere hiz­metkâr olur. Serveti, devleti, tahakkümü, zevklerle dolu gururu se­ver. Farkında olsun olmasın kendini müminlerin mürşidi sanar, […]

Daha fazla oku
1876 Anayasası

1876 Anayasası millet sisteminin yeniden tanımlanmasına doğru atılmış önemli bir adımdır. Meclis-i Umumî adı altında temsilî bir meclisin oluşturulması, mebusların tayinle; değil, seçimle belirlenmeleri, dinî bağlanmadan bağımsız olarak, se­çimlerde nispî temsilin uygulanması, bütün vatandaşların dev­let karşısında eşit hak ve yükümlülüklere sahip birer “Osmanlı” olarak tanımlanması, böylece millet ayırımının anlamsızlaştırılması, temsili kolektif olmaktan çıkararak kişisel düzeye […]

Daha fazla oku
Sultan Vahidüddin’in Vatanından Ayrılışı Hakkında

Sultan Vahideddin’in vatan-ı azizinden müfâra- katını (ayrılışını) mâkul ve kalıp mücâdele ederek yeni bir ihtilâfa sebep olmaya nazaran ehven gören bütün ciddî, tarafsız tarihçilere tercüman olmak üzere yazdı­ğı bir yazıda Nizameddin Nazif Tepedelenlioğlu şöyle demektedir: “Vahidüddin Han’ın siyâsî cephesi ne olursa olsun, kendisine şu iki hakkı tanımamak insafsızlık olur. Anadolu’ya karşı İngiltere’den silâh ve askeri […]

Daha fazla oku
Sultan Vahidüddin Müdafaası

Sultan Vahideddin merhûmun, Türkiye’de ilk defa tarafımızdan neşredilmiş olan şu “müdafaanâ-me” mâhiyetindeki beyannâmesinde yer alan gerçekler -belli başlıları itibariyle- şöyle sıralanabilir: 1- Merhûmun taht’a geçişi, binbir felâkete sebep olan Birinci Cihan Harbi’nin sona ermek üzere bulunduğu günlere rastlar. 4 Temmuz 1918. Demek ki, mâ-hud “Mondros Mütârekenâmesi”nin imzalanmasına (30 Ekim 1918) sadece üç-dört ay gibi az […]

Daha fazla oku
Padişahlar İçki İçer Miydi ?

13-07-2009 tarihinde kanalın birindi (atv) tarihçi olarak sunulan Prof.Halil Berkay,topkapı sarayında içkili bir kutlamayı protesto edenler ağır bir şekilde saldırıp,kaos ortamı oluşturmak için mal bulmuş mağribi gibi saldırmalarını fırsat bulanlar gibi,bu tarihçi de pervasızca;’Bütün osmanlı padişahlarının hepsi de içerdi.”demesi,belli ki araştırma ve belgeli konuşmaya dayanmadan,tamamen hissi,belki de kin ve nefretle karışık bir çıkışın eseriydi. Bunun […]

Daha fazla oku