Takriri Sükûn Kanunu’nu Adıvar şöyle değerlendirmiştir: “Ordu akabinde Kürt bölgelerini yatıştırdı ve mahkemeler muhalefeti sindirip yaklaşık iki yıl süren bir terör devri başlattı. Bu şekilde oluşturulan diktatörlük, Türkiye’de hiçbir zaman kendini bu isimle anmadı. Diktatörlük bir meclis tarafından kabul edilmişti. Fakat, uzun baskı ve hafiyelik geleneği hemen yeni rejimin parçası oldu.Basın, Takrir-i Sükûn Kanunu yasalaşmadan önce hükümeti eleştiren önde gelen gazetecilerin tutuklanmasıyla yıldırıldı, ihtilalci yasanın muhtelif hallerde geçmişe yönelik uygulaması (parlamenter dokunulmazlığa sahip) muhalefet partisi üyelerinin tutuklanmaları ve idamları bir yana bu terör devrinin ahlaki sorumluluğu TBMM’deki çoğunluğa aittir’’
Kanun, sadece isyanın bastırılması için çıkarılmış olmayıp,hükümete muhalif ne kadar kurum varsa, bunları susturmanın aracı olmuştur.
Muhafazakar Düşünce Dergisi, Cumhuriyet Modernleşmesi
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…