“Ölüyoruz demek ki…”

Filozof olmaya lüzum yok, ölüm hakkında söz söylemek için. Ölümün, bir gün biz işimizi bitirmeden geleceğini, görevimizi henüz tamamlamamışken acımasızca bizi yarıda keseceğini adımız gibi biliyoruz. “Zaman”, ne dışımızda akıp giden bir şeydir ne de içimizde, an be an ilerleyen bir şey. Ne o, ne ötekidir; hem onu hem ötekini içerir. Ölüme, bu açıdan bakıldığında […]

Daha fazla oku
Tek-biçimleştirme

Bireylerde, nicelik niteliğe ne kadar üstün gelirse,bireyler, eğer deyim yerindeyse, sadece basit birey durumuna düşmeye o kadar yakın olacaklardır ve böylece birbirlerinden de o kadar çok ayrılmış olacaklardır; kuşkusuzdu, birbirlerinden farklılaşmış olacak­lardır, anlamında değildir, çünkü tamamen niceliksel farklı­laşmanın —ki söz konusu ayrılma budur— tersine, bir de ni­teliksel farklılaşma vardır. Buradaki ayrılma bireyleri, keli­menin en dar […]

Daha fazla oku
Zaman

Hakikat şu ki, zaman hiç değişiklik göstermeden tekdüze bir biçimde akıp giden bir şey değildir;bu yüzden bugün ge­nellikle modern matematikçilerin düşündüğü gibi, zamanı geometrik olarak düz bir çizgiyle temsil etmek, aşırı bir basit­leştire nedeniyle zaman hakkında tamamen yanlış bir fikir verir. Daha ilerde göreceğiz ki, bir şeyi gereğinden çok basit­leştirme eğilimi de modern kafa yapısının […]

Daha fazla oku
Teknolojik Değişme ve Kültür

Kültür, maddesi ve biçimi ile, bir toplumun gerçekleştirdiği hayattır. Bu oluşumun iki unsuru vardır, toplumun inanç yapısı ve hayatın maddesi yani malzemeleri. Toplum sahip olduğu inançların belirlediği ölçülerle hayatın malzemelerini kavrar, değerlendirir, sıralar ve belli bir biçimle hayatına katar. Böylece o malzeme kültürel bir olgu haline gelir. Teknoloji, doğuşu itibariyle kültürün inanç yapısı ile yakından […]

Daha fazla oku
Avrupalılaşmak Mı, Avrupalılaştırılmak Mı?

Batı dillerinde karşılığı olmayan bir mefhum: Çağdaşlaşmak; cı­vık, korkak, murdar… Bu habis kelimeyi, lugat hâzinemizden tardetmedikçe, düşünce selâmetine ulaşamayız. Gerçi Avrupa da şuurumuzu bulandırmak için, nice lâfızlar icad etmiş. Ama hiç bir emperya­lizm, çağı tek başına temsil etmek gibi abes bir iddiaya kalkışmamıştır. Hıristiyan dünyanın son keşfi, «azgelişmişlik». Asırlık hezimetlerin öcünü almak için uydurulmuşa benzeyen […]

Daha fazla oku
Batı İstilası

‘Batı’nın her yeri istilâ ettiği kuşku götürmez bir gerçektir; onun etkisi önce elinin hemen erişebildiği maddi alanda olmuştur. Bunu da kâh zorla elegeçirerek kâh tica­ret yoluyla ya da tüm toplumların doğal kaynakla­rını kendi tekeline alarak başarmıştır. Ama şimdi bu durumlar daha da ileri noktalara ulaşmaktadır. Ta­mamen kendilerine özgü olan kendi dinlerini başka­larına kabul ettirme çabası […]

Daha fazla oku
Modern Uygarlık Sunî İhtiyaçların Çoğaltılması­nı Amaçlar

Bir an için, tüm ideallerini maddî «huzur»a bağlayan ve bu nedenle modern «ilerlemenin hayatlarına getirdiği bütün düzenle­melere çok sevinen insanların görüş açısına koyalım kendimizi: Aldatılmadıklarından emin olabilir­ler mi? Çok hızlı haberleşme araçlarına ya da bu türden daha başka şeylere sahip oldukları için ve hareketli ve daha karmaşık bir hayatları olduğu için, insanların bugün eskisinden daha […]

Daha fazla oku
Nefsin İdrak Kuvvetleri

‘Şimdi’ de nefsin idrâk kuvvetini görelim: İdrak kuvvetleri, bir tertibdahilinde kademe kademe en yüksek idrak kuvveti olan ve (kuvve-i) nâtıka denilen müfekkire kuvvetine kadar yükselir. Buna göre zahirdeki his kuvvetleri ve idrak halleri görme, işitme ve benzeri duyu organları vasıtasiyle bâtına çıkar. Bâtınî his ve idrâk organ­larının ilki “müşterek his”tir(commun sense). Bu, görülmüş, işitilmiş, dokunulmuş […]

Daha fazla oku
Tarihi Haberlerin Nakli

İbn Batûta seyahatından ve dünyanın çeşitli ülkelerinde gördüğü acaip şeylerden bahsedermiş. Anlattıklarının çoğu Hint hükümdarlarına dairmiş. Hükümdarın ahvâline dair dinleyenlerin garipsedikleri şeylerden sözedermiş. Meselâ bunlardan biri şu imiş; Hind hükümdarı sefere çıkacağı zaman, kadın, erkek, çocuk bütün şehir halkını saydırır, bunların altı aylık erzakını ayırır, ihsanından olmak üzere bu erzakı onlara verirdi. Hükümdar seferden dönünce, […]

Daha fazla oku
Yerleşik Kültür

Hadarîlik (yerleşik kültür), selef olan devletlerden halef olan devletlere intikal eder”. O yüzden İranlıların hadarîliği Emevî ve Abbasî Araplarına intikal etmiş­tir. Endülüs’teki Emevîhadarîliği (medeniyeti ve kültürü), çağımızda Mağrip’teki Muvahhid ve Zenâta hükümdarlarına intikal etmiştir. Abbasîlerin hadarîliği önce Deylemîlere (Büveyhîlere) sonra Türklere, sonra Selçuklulara, sonra Mısır’daki Türk Memlukîlere ve Irak’taki Tatarlara (Moğollara) intikal etmiştir. Bir devletin hadarîlikteki […]

Daha fazla oku