Çağdaşlaşma diye bir şey yok !

Bu çağdaşlaşma kadar rezil, âdi ve katil bir kelime yoktur. Bu çağ neden Avrupa’nın çağı olsun? 1976 senesi Türklerin, Hintlilerin, Patagonyalıların, Fransızların, İngilizlerin birlikte yaşadıkları tarihtir. Bu tarihte çağ içi, çağ dışı nasıl olabilir? Yani çağ bir daire midir ki, bir kısım insanlar bunun içinde, bir kısmı da dışında yaşasın? Bu korkunç bir şey. Biz […]

Daha fazla oku
Suçlu Kim?

Kıyasıya bir savaştı bu, Haç’la Hilâl’in, Batı’yla Doğu’nun, iman’la inkâr’ın savaşı…Hisarlar düşüyordu birer birer. Dost düşmana karıştı. Müstağripler bir ağızdan haykırıyordu. Teceddüt, teceddüt… Nihayet İstiklal Savaşı…Yangın alevleri içinde doğan genç bir devlet. Evet, çetin bir imtihandan yüz akıyla çıkmıştık. Ateş mazinin bir çok levslerini temizlemişti, ama Pyrhusvâri bir zaferdi bu. Batı’nın silâhlı saldırısını püskürtmüş, Batılılaşma sevdasından […]

Daha fazla oku
Kültür Emperyalizmi

Günümüzün en büyük davalarından biri kültür emperyalizmi. Mesela yanlış konmuş. Kültür beşeri bir değerdir. İstismar hedefi güden telkin ve propagandaların adı ideolojidir, kültür değil. Kültür deyince, azıcık batılılaşmış bir münevverin aklına -meselâ Şerif Mardin’in- Beethoven, Bach, Leonardo da Vinci, Shakespeare gelir. Ne kadar lüks, ne kadar ince bir silahtır bu. Beethoven’i tanıyacaksınız ve emperyalizme kurban […]

Daha fazla oku
Cemil Meriç ve Osmanlı

“Maziye dönmek veya kaybolan bir çağı diriltmek abesle iştigal olur. Bence, Devlet-i Aliyye’nin kuruluşundan Tanzimat’a kadar geçen her asır muhteşem ve göğüs kabartıcıdır. Bir kitap ve kelime medeniyeti değil, bir iman ve aksiyon medeniyeti yaratmışız. İnsan haysiyetini yücelten, adalet ülküsünü gerçekleştiren büyük bir medeniyet. Hiçbir ‘izm’in erişmediği ve erişemeyeceği bir rüya. İnsanın ve insanlığın altın çağı.” (7 […]

Daha fazla oku
Türk-İslam Dünyasında Fikir Üretimi Neden Durdu?

Efendim, son olarak şunu soracağım: Türk-İslam dünyasında fikri üretim asırlardan beri durmuş. Büyüyen, devleşen ve her gün bizi biraz daha tüketen, yutan problemlere ileri, yapıcı çözümler gelmemiş. Çözülmesi gereken temel problem bu sanıyorum. Bu konuda hareket noktamız ne olmalı, nasıl bir yol takip edilmeli sizce? Yıllardan beri bu konular etrafında düşünenn bir insan olarak vardığım […]

Daha fazla oku
Divan Edebiyatı’nda Roman

Divan Edebiyatı’nda roman yok. Niçin olsun? Batı’nın ilk romanlarından biri “Topal şeytan”. Kahraman, evlerin damını açar, bizi yatak odalarına sokar. Roman başlangıcından itibaren bir ifşâdır. Osmanlı’nın ne yaraları vardır, ne yaralarını teshir etmek hastalığı. Hikayeleri ya bir cengâveri ebedîleştirir, ya “hisse alınacak bir kıssa”dır. Roman’ın burjuvaziyle doğduğunu söylerler. Burjuvazi Avrupa’nın imtiyazı, daha doğrusu yüz karası. […]

Daha fazla oku
Müstağrip

Tanzimat sonrası Türk aydınına en çok yakışan sıfat: Müstağrip. Edebiyatımız bir gölge-edebiyat; düşüncemiz bir gölge-düşünce. Üç edebî nevi itibarda: Taklit, intihal ve tercüme. Ama zirvelerin hiçbirini tanımıyorduk. Avrupa’yı Avrupa yapan düşünce fatihleriyle temasımız yasaktı. Haşet Kitabevi’nden ibaretti Avrupamız, girdapları olmayan bir kıta, tezatsız ve tek boyutlu; bir kartpostal Avrupa’sı. Coğrafyamızda tek kıta vardı, kafamızda tek […]

Daha fazla oku
Hepimiz Suç Ortağıyız

Proküst’ün yatağı. Bu habis  harfler şuurun gırtlağına dişlerini geçiren birer sülük. Atını senatör yapan Caligula  insan haysiyetine bu hebbenneka eşkıya çetesinden çok daha hürmetkâr. Bir demokrasi düşünün ki, kendisine aydın payesi verilen şamar oğlanları alfabenin harfleri hakkında konuşmak hakkından mahrum.Sözde laik bir cumhuriyette en kenef , en âdi mefhum ve nesneler mukaddes. Latin alfabesi kuduz bir köpek gibi dile musallat  edildi. Üniversite o zamanki ve bu zamanki […]

Daha fazla oku
Doğu Despotizmi

Montesquieu, Doğu despotizminden söz eder. Düşünmez ki despotizmin alası, perestişkarı olduğu İngiltere’de ve tebaasi bulunduğu Fransa’dadır. Ne beyzadelerin dillere destan zulümlerini, ne isim hanesi açık tevkif emirnamelerini hatırlat Bu şaşkın toprak ağasının hakkımızdaki türrehatı sadece gülünçtür: “Türkler dünyanın en çirkin insanları idi. Karıları da kendileri gibi kaknemdi. Rum dilberlerini görünce akılları başlarından gitti. Başladılar kız […]

Daha fazla oku
Kelam Bütünüyle Haysiyettir

İlk kitap: hafıza. Şaman veya rahip , yazının icadından sonra da imtiyazlarını titizce korur, fetihlerini uzun zaman yazıya dökmez, nesilden nesile sözle aktarır; sözle, yani nazımla. Sırlar, harflere tevdi edildiği zaman bile sokağın dili kullanılmaz. İlâhiler manzum, büyüler manzum, destanlar manzum. Şairler yoğurmuş dili, düşünceyi şairler uysallaştırmış. Beşiğinde Tanrıların dilini konuşmuş insan. Nazım en olgun meyvelerini verdikten sonra nesir  doğmuş. […]

Daha fazla oku