İslam Tarih
Müminlerin Emiri Muaviye (radıyallahu anh)’ a Yöneltilen...17 Aralık 2024
Muhammed Ali
15:54 - 26 Mart 2015
Köklerinden koparılmış bir toplum ve onun hasta, çarpık bedbaht ifadesi: edebiyat, ihanet ve hamakatin uyuz bir dili. Herkes kendini bir “izm”e hapsetmiş. Herkes herkese düşman. Başka hiçbir medeniyet bu kadar vahim ameliyatlara, bu kadar tehlikeli yalanlara göğüs geremezdi. Dil, argoların en sakili, idrakler mefluç, gönüller sağır… Sanat adamının ilk vazifesi dili kurtarmak. İdrak kendiliğinden canlanır. […]
Muhammed Ali
15:51 - 26 Mart 2015
0 Yorumlar
Tanzimat intelijansiyası için Avrupalılaşmak diye bir mefhum yoktur. Sadece Batı’yı bazı sahalarda örnek alarak müesseselerimizi ıslâh etmek, kendi ahlâkî değerlerimize sımsıkı sarılmak söz konusudur. Tunuslu Hayreddin, Batı medeniyetinin ışığında kendi müesseselerimizi yeniden gözden geçirmenin lüzumuna inanır. Namık Kemal “Dünyada mevcut kanunların en mükemmeli” diye vasıflandırdığı şeriat ahkâmının sadık müdafîidir. Sadece bütün insanlık için faydalı ve […]
Muhammed Ali
15:47 - 26 Mart 2015
0 Yorumlar
İslamiyet bir nomokrasi idi. Nomokrasi şu veya bu ferdin, şu veya bu zümrenin değil, Hakkın, yani şeriatın, mutlak ve ilahi hakikatlerin -çağdaş bir tabirle- kanunun hakimiyeti demekti. Mutlak ve çılgın bir hükümdar olan II. Mahmut yeniçeriyi ilga etmişti. Yeniçeri, ulemanın tabii müttefiki idi. Ulema, şeriatı ihmal eden hükümdarı bu kuvvet sayesinde doğru yola sevk edebiliyordu. […]
Yusuf Aslan
10:11 - 25 Aralık 2014
0 Yorumlar
Mustafa Kemal’in etrafında şahsiyeti henüz billurlaşmayan seyyal ve idare-i maslahatçı bir avuç okur yazar. Mustafa Kemal musikiyi değiştirmeye kalktı, yapamadı. Zevk meclislerinde gazel aranıyordu, şarkı aranıyordu. Altı yüz senenin ötesine atlamak, yani milli tarihte altı yüz senelik bir parantez, bir uçurum. Dil-Tarih Kurumu şefin bu emrini sadakatle başarmaya çalıştı. Tarih gömülmez. Binalarıyla, sokaklarıyla, müzeleriyle, mezarlarıyla […]
Yusuf Aslan
12:22 - 10 Haziran 2014
0 Yorumlar
Kâmus der ki kader lûgatte, ölçme, tahmin, ölçerek takdir ederek tâyin; kelâmda Allah’ın iradelerini icrâdan yâni kazâdan evvel takdir etmesi, ölçmesi mânasındadır. Kader ezelden ebede kadar câri ahval ve hâdisatta hâkim olan küllî ilâhi hükümdür. Kader, ölçüp biçip hüküm vermek; kaza ise, bu hükmü infâz etmek yâni ezelde verilen hükmü ademden fiil hâline getirmektir. İslâm’da […]
Yusuf Aslan
12:20 - 10 Haziran 2014
0 Yorumlar
Bütün rüyaların kanatlandığı ülke, bütün rüyaların ve kâbusların… Müphemin ve meçhulün vatanı… Kin, öfke, hayal kırıklığı ve sonsuz ümidler: Doğu, duyguların aksettiği perde. Kâh yakın, kâh uzak… Bazan Afrika, bazan Okyanusya, bazan İspanya veya Rusya… Arzı iki bloka bölen ilk topluluk: Roma… Kendi dünyasını hudutları belirsiz bir Asya’dan ayırmak istemiş. Sonra, gururun, bağnazlığın veya bilgisizliğin […]
Yusuf Aslan
12:09 - 10 Haziran 2014
0 Yorumlar
Demek ki, Avrupa’nın Asya’yı hâkimiyeti altına almak temâyülü tek kelimede billurlaşır: Avrupalılaşma. Bu emeli gerçekleştirmek için önce silâha baş vurulur. Asya’nın, daha doğrusu İslâm – Türk’ün mukabil taarruzu haçlı emellerini akâmete uğratınca açık savaşın yerini soğuk savaş alır. Emperyalizmler Asya’ya dostça hulûle çalışırlar. Bunun için her vâsıta meşrû görülür. Yalan, desîse, riyâ… Kapitalizm Osmanlı’yı hiç […]
Yusuf Aslan
23:53 - 1 Mart 2014
0 Yorumlar
Bilhassa Türk milliyetçiliği çok garip, çok talihsiz bir silâhtır. Çünkü tarihi boyunca bu millet Türk olmadan evvel Müslüman’dı. Müslüman’dı ve Osmanlı’ydı. İslâmiyet milleti idi âdeta. Bütün inananlar kardeşti, yani milletti. Bugüne kadar yapılan tariflerin en güzeli: aynı değerlere inanan, aynı değerler için seferber İslâm milleti. Bunun içinde zümreler olabilir. 600 sene bu millet kendini yeryüzünde […]
Muhammed Ali
13:19 - 28 Aralık 2013
0 Yorumlar
Esasen Türk Tiyatrosu diye birşey yok. Bizde tiyatro yok. Yapılanlar ve yazılanlar Batı’nın birer taklidi. Roman olmadığı gibi, tiyatro da yok bizde. Batı’da tiyatro kiliseden çıkmıştır. Kiliseden, yani hıristiyanlıktan. Papazlar câhil halka İsa’yı, doğumunu anlatabilmek için bazı vâsıtalara, gösteri vâsıtalarına baş vurmuşlar. Oradan çıkmış. Yerini, zamanla, bütün diğer sahalarda olduğu gibi drama bırakmış. Yani tezatlara. […]
Yusuf Aslan
11:27 - 31 Mayıs 2013
0 Yorumlar
On dokuzuncu asra kadar, Osmanlı ülkesinde bir ortak şuur vardı: İslâmiyet. Vahye dayanan bir hakikatler bütünü. O cihanşümul dinin izahı, yorumu ve yayılması için binlerce düşünce ve duygu adamı ömrünü harcamıştı. Bütün bir içtimaî nizamın temeliydi İslâmiyet. Sosyal bir sınıfın veya bir kavmin değil, ümmetin inançlarını dile getiriyordu. Ayıran değil, birleştirendi. İnananlar kardeştiler. İnananlar, yani […]
0 Yorumlar