Yakın Tarih
Melihşah Sezen – Mayınlı Arazide Gece Yürüyüşü...28 Mart 2025
Gizliliğinize değer veriyoruz
Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar ya da içerikler sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Tümünü Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz.
Çerezleri, platformumuzda verimli bir şekilde gezinmenize ve belirli işlevleri gerçekleştirmenize yardımcı olmak için kullanıyoruz. Aşağıda her bir izin kategorisi altında, tüm çerezler hakkında ayrıntılı bilgi bulacaksınız.
"Gerekli" olarak kategorize edilen çerezler, sitenin temel işlevlerinin gerçekleştirilmesinde vazgeçilemez nitelikte olduklarından tarayıcınızda saklanır. ...
Gerekli çerezler, web sitesinin temel işlevleri için çok önemlidir ve web sitesi bunlar olmadan amaçlandığı şekilde çalışmayacaktır.Bu çerezler kişisel olarak tanımlanabilecek herhangi bir veriyi saklamaz.
Görüntülenecek çerez yok.
İşlevsel çerezler, web sitesinin içeriğini sosyal medya platformlarında paylaşmak, geri bildirim toplamak ve diğer üçüncü taraf özellikleri gibi belirli işlevlerin gerçekleştirilmesine yardımcı olur.
Görüntülenecek çerez yok.
Analitik çerezler, ziyaretçilerin web sitesiyle nasıl etkileşime girdiğini anlamak için kullanılır. Bu çerezler, ziyaretçi sayısı, hemen çıkma oranı, trafik kaynağı vb. Gibi ölçümler hakkında bilgi sağlamaya yardımcı olur.
Görüntülenecek çerez yok.
Performans çerezleri, ziyaretçilere daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmaya yardımcı olan web sitesinin temel performans indekslerini anlamak ve analiz etmek için kullanılır.
Görüntülenecek çerez yok.
Reklam çerezleri, ziyaretçilere daha önce ziyaret ettikleri sayfalara göre özelleştirilmiş reklamlar sunmak ve reklam kampanyasının etkinliğini analiz etmek için kullanılır.
Görüntülenecek çerez yok.
Yusuf Aslan
10:40 - 1 Eylül 2014
Önümüzdeki süreçte, öncelikli olarak konuşmak zorunda kalacağımız iki temel sorun olacak: Birincisi, sömürgecilik tarihi ve Batı hâkimiyetinin tüyler ürperten hikâyesi… İkincisi de, Osmanlı’nın dün gördüğü tarihî rolün, yarın da zorunlu olarak yeniden hatırlanmak ve hayata geçirilmek zorunda kalınması… OSMANLI’NIN BİTİRİLEMEMESİ GERÇEĞİ Elbette ki, Osmanlı bilfiil çöktü; ama bilkuvve yaşıyor. Batı uygarlığı, -özellikle de Amerikan tecrübesi […]
Muhammed Ali
22:48 - 5 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Kendini Allah’a teslim etmeyen zekâ gerçekten korkunçtur. Kendini ebedî, hür, bir, sonsuz ve mutlak olan Allah’a adamayan zekânın açlığı korkunç bir ihtiras halindedir. İnsan zekâsını, fânî, esir parçacıkları kemmiyeti ile doyurmak mümkün değildir. Bizce bütün mesele, insan zekâsını Allah’a teslim etmenin çaresini bulmaktır, istismarın en korkunç vasıtası Allah’a teslim olmayan yüksek zekâdır. Bu zekâ, insanlığı […]
Muhammed Ali
22:46 - 5 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Her “nizamın” insan anlayışı başkadır. Yahut, her “nizam” insanı başka türlü tanımlamaya çalışır. İnsan, kendini bulamadıkça, “nizamını” da bulamayacaktır. İşte, bunun için, problemlerin problemi “kendini bilmektir”. İnsan, kendinin ve kendi iradesi ile ilgili çilesinin etrafında dolaşan bin bir düğümlü soru yumağını tek tek çözümlemek durumundadır. İnsan neyin ıstırabını çekmekte ve nelerden şikâyet etmektedir? İnsan, insanca […]
Muhammed Ali
22:30 - 5 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Etrafımızdaki varlıkları idrak etmekle kalmayıp onların da en az bizim kadar âciz ve zavallı durumda olduklarını görürüz. Güneşler ve yıldızlar bile sınırlı ve esir birer parçacık durumundadırlar, işin garibi,imandan başkası da bu sınırlılığın, esirliliğin, fâniliğin, eksikliğin farkında da değil. Pırıl pırıl yanan güneş bile, insan şuurundaki bu aydınlıktan mahrumdur. Ancak, insandır ki, sonsuzluğun,hürriyetin,ebediyetin, mükemmelliğin özlemini […]
Muhammed Ali
22:27 - 5 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Çağdaş Batı sanatı, İslâm sanatından çok önemli farklar göstermektedir. Gerçi, Islâm sanatı, abstre, nonfigüratit sübjektif olmak, irreele kaçmak bakımından Batı sanatına öncülük etmiş ise de İslâm sanatında, Batı sanatında gördüğümüz, bunalım, huzursuzluk yoktur. Islâm sanatı modern olduğu kadar, dengeli ve huzurludur. Kaos yerine “tevhid” şuuru hâkimdir. Batılı sanatkâr, yaratma hamlesine teslim olmak, bu hamle içinde […]
Yusuf Aslan
18:58 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Kadere gelince o, insanın kanunudur. Tabiatın kanunu gibi o da İlâhî emirdir. Onu da evvelki gibi değiştirmek yok, ancak dosdoğru okumak vardır. Kaderi kalple karşılamak veya ona garaz bağlamak, iman ile küfrün karşılaşmalarıdır. İnsanların kaderi karşılayışı çok farklı şekillerdedir. Bunu, birbirlerini çepeçevre kuşatan birçok çemberlerden herhangi biri üzerinde durmak şeklinde anlatabiliriz. Onu az veya çok […]
Yusuf Aslan
18:40 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Anadolu’da dokuz yüzyıl gelişen güzel Türkçemizi elli yılda kısır ve cılız bir kabile dili haline koyan suikastin, hem millet kalbine batırılmış hançer, hem de edebiyat kapısına vurulmuş kilit olduğunu görmiyenler, Türk milletini sevmemiş olanlardır. Onlar Türk milliyetçiliğini bin yıl geriye götürdüler. Bu gidişle şimdi Fuzulî’yi anlamayan gençliğin arkasından yakın gelecekte Ömer Seyfettin’i ve Yunus’u da […]
Muhammed Ali
18:05 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Asla unutulmamalıdır ki, “İlkel insan” terimi ile kastedilen ne ilk insandır, ne de ilk insanlardır. İlk insan ve O’na inananlar “Cennet”te İlâhi terbiyeden geçen Hz. Adem, Hz. Havva ve çocukları “medenî” idiler. İnsanlık, onların tebliğlerinden uzaklaştıkça, “somut”a tapınan bir idrâke mahkûm oldukça ilkelleşti. “İlkel” kafaya, idrâke sahip insanlar, her devirde mevcuttur. 20. yüzyılda, ilk feza […]
Muhammed Ali
18:04 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Kitabımızın başından beri savunageldiğimiz üzere, tekrar edelim ki, organizmamız ve duyularımız sınırlılığı, esirliği, fâniliği, izafiliği telkin ettiği halde; iç idrâkimizi teşkil eden şuurumuzda, bunların zıddı özlemler buluyoruz. Şuurumuz sınırlı,fani,esir ve izafi bir organizmanın içine hapsedilmiş ebedîlik, sonsuzluk, hürriyet ve mutlaklık gibi durmaktadır. Bizim organizmamızda sanki sonsuzluk sınırlılığa,hürriyet esarete, ebediyet fâniliğe, mutlaklık izafîliğe teslim edilmiş gibidir. […]
Muhammed Ali
18:03 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Sanatkar, kendi dramında yaşarken daima ebediyete, sonsuzluğa, yaratıcıya, bir’e ve mutlak’a doğru hamle yaptığını hissederse ve bunda başarı bulursa,büyük bir saadete doğru yürüdüğünü adeta görür. Aksi halde, bunalır ve elem meyveleri verir, eserleri acı ve buruk bir tad verir. Sanat Allah’ı özletirse ve ona dogru götürürse insanı mutlu kılar. Ondan uzaklaştırırsa ıstırap verir, mutsuz eder. […]
0 Yorumlar