İslâm Dünyasının Hali ve Bir Müşteşrikin Yorumu

MÜSLÜMANLIK Her dinin esasında İlâhî iradeye iştirak ve ona teslim oluş var­dır. Bu halin gerçek gayesi, ruhun yükseltilmesidir. Buna ahlâklılık denir. Bütün dinler, insanların ahlâkını yükseltmeye çalışmışlardır. Ahlâkta ise pekçok dereceler ve sonsuz basamaklar vardır. Hayır­ların sayısı sayılmıyacak kadar çok ve üst basamakları alçaklardan bakanlara görülemiyecek kadar yüseklerdedir. En alt basamaklar, başkalarına zarar vermemekten, karıncayı […]

Daha fazla oku
Doğru Kitap Okuma

Okunan kitap, bir ambara doldurulan eşya gibi hafızamıza bilgiler aktarıcı olmamalı, şuur yetilerimizi bir bileyi taşı gibi bileyici olmalıdır. Bir yığın ve ya bir kitle değil de bir kuvvet ve içsel bir hareket cihazı olmalıdır. Okumadan önce eser seçmenin büyük önemi bilinmelidir. En çok kitap okuyan değil, okuduğu kitaptan görüşler çıkaran ve onu, bir tarlayı […]

Daha fazla oku
Hayatta Değişmeyen Tek Şey Değişimin Kendisidir Sözü En Aptal­ca Sözlerdendir

Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir, sözünü söyleyen o muhteşem şa­hıs bu sözüyle medeniyetin tanımını yapmıştır. Çünkü aç bir komşu huzursuzluk kaynağıdır. Her an saldırmaya, sendekini almaya hazırdır. Hakkıdır da. Açlık hiçbir ahlaki kural, dini ve kanuni müeyyide, vicdani sorumluluk dinlemez. O tok yatak böyle bir durumda mutluluk, huzur vermez. Güven duygusu esastır. Kendini […]

Daha fazla oku
Bilmek ve Düşünmek

Zamanımızın insanı, asrın dimağı ve duyguları şiddetle sarsan olaylar fırtınası içinde, sürekli kasırga altında bir türlü yeşeremeyen ağaçlar gibi sanki düşünmekten korkuyor, olayların kalıplaşmış bilgisine kolayca teslim oluyor. Aynı zamanda olayların ağır yükü altında bunalan şuurlara saldıran dış tesirler de düşüncenin yolunu tıkamaktadırlar. Kanunların yolluğu gibi çokluğunun da hak ve hürriyetlerimizin korunmasını tehlikeye sokabileceği kitap […]

Daha fazla oku
Bir Milletin Kendi Tarihini İnkar Etmesi

İnsanlığın iradesi ızdırabın eseridir, dedik. Izdırap bizi kâinatta ufak bir parça olmaktan çıkararak kâinatın bütünü haline koyuyor: Buna aşk diyoruz. Izdırabımız aşkın eseri değil, aşk sonsuz ızdırabımızın çocuğudur; onun kendine bir mevzu bulmasıdır; varlıklardan birine bağlanarak kendindeki aşkın denize bir sükûn, muvakkat bir istirahat aramasıdır. Filozof Paliard’ın dediği gibi,“zenginliğin ve şöhretin âşıkları vardır, ilmin aşıkları, […]

Daha fazla oku
Aydınlanma Dönemi

Çağımız, Aydınlanmanın bilimsel ve siyasal kehanetini yalanlamış, geneli itibariyle iyimser olan Aydınlanma düşüncesi ve “iyimser tutum” özellikle XX. yüzyılın ilk yarısında Avrupa’nın siyasal pratiği tarafından geçersiz kılınmış ve başta bilim, akıl, ilerleme ve hatta özgürlük olmak üzere Aydınlanmanın değerlerine karşı bir hayal kırıklığı oluşmuştur. Batı coğrafyasındaki insanlık dramları Doğu coğrafyalarında sefalete dönüşürken Aydınlamanın ‘maruz bıraktığı’ […]

Daha fazla oku
Modernizm’e Nostaljik Değer Yüklemek

Eğer günümüzde aşktan şiddete, gerçekten rüyaya, hakikatten yalana kadar her şey kodlanıyor, yeniden üretiliyor ve sapık bir haz ilkesine (simulakrasına) dönüşüyorsa bunun sebebi, hastalığın kendisi, Modernizm, Kapitalizm ve Sekülerizmdir. Burada yapılabilecek en büyük yanlış, bunu modern sonrası dönemin bariz vasfı olarak algıla­yıp, hastalığın kendisinden kaynaklandığı Modernizm yanılsamasını görmemek ve böylece belki de ona nostaljik bir […]

Daha fazla oku
Batı Artık Yeni Asimilasyon Politikaları Arayışına Girmiştir

Modernlik geleneksel toplumlara ait yapısal unsurları yok etmemiş, onları dönüştürerek yeni biçimler ver­miştir. Bu çerçevede modem toplumlara ait birey, devlet, egemenlik, bilim gibi yapı­sal unsurların bir değişime uğraması şaşırtıcı olmamalıdır. Otoriter ve totaliter devlet biçimlerini ve ötekine varolma hakkı tanımayan ideolojileri modernliğin ölçütü olarak algılarsak bunların zayıfladığı süreçte “tarihin sonu”nun (Fukuyama, 1994) geldiğini söyleyebiliriz. Fakat […]

Daha fazla oku
Kîni Dine Tercih Edenler

Anlaşılıyor ki kadın ve erkek farkı gözetmeden hepimiz “boynu­muzda bükülmüş iplerden oluşan” bir halat taşımaktayız. Yani potan­siyel olarak iyi ve kötü adına her türlü zıddıyeti/polariteyi/zevciyeti içimizde bulunduruyoruz. Her zaman diliminde “kîni dine tercih edenler” ve peygamber mirasının tebliğcilerine düşmanlık besleyerek vahyî hakikatlerin duyulmasına/yayılmasına mânî olanlar bu âyetin kapsamı içerisindedirler. Allah “Bezm-i Elest’’ de kendisine verdiğimiz […]

Daha fazla oku
Hayatın Anlamı Üzerinde Durabilmek

İçimizdekini değiştirmedikçe, dışımızın da değişmeyeceğini bir türlü düşünemiyoruz. Ne zaman yakınımızdan ve ailemizden birini -kendi mantığımıza göre- “zamansız” kaybettiğimizde kırmızı ışıkta bir dakika durma süresi kadar değişmez gerçekle karşı karşıya geliyoruz, ama bu da yetmiyor. Çünkü yeşil ışık yandığında arkada birikmiş arabaların ısrarlı klaksonları bizi hemen harekete geçmeye zorluyor. Modernizm, hayatın anlamı üzerinde durmak, düşünmek […]

Daha fazla oku