Osmanlı’da, İslam’ın İnsan ve Devlet Anlayışı Hakimdi…

Osmanlı İmparatorluğu adını verdikleri devletimizin asıl adı, Devlet-i Aliyye (Yüce Devlet) idi. Hiç bir zaman ne hedefleri ne yapısı itibariyle imparatorluk denebilirdi ona. Baştan sona her kuruluşunda islâm insanının devlet anlayışını gerçekleştirmek düşünce, inanç ve heyecanı görülüyordu. Müslümanları bir bayrak, bir devlet kanadı altında toplamıştı. Batiya karşı, müslümanları doğrudan doğruya, Asya’yı da dolaylı olarak koruyan, […]

Daha fazla oku
Toplumların ve İnsanlığın Gerçek ve Yalancı Düşleri

Evet, insanın yalancı düşü, gerçek düşü olduğu gibi toplumların ve insanlığın da yalancı ve gerçek düşleri vardır. İnsan özü ne kadar az bozulmuşsa, o kadar, düşünün gerçek olma ihtimali ve hakkı vardır, özü bozulmuş kişide de rüya adına o kadar çok fantezi, kaprisli hayaller, hezeyanlar, safsatalar, «ben» in kılık değiştirip şeytandan ödünç aldığı cübbe ile […]

Daha fazla oku
Modern Batı Teknolojisi

Modern Batı teknolojisi, sadece insanı işine yabancılaştıran bir yaşam biçimi yaratmamış, ayrıca bu teknolojiye sahip olanlara da, olmayanlara hükmetme gücü sunmuştur. Hayâl edilemeyecek düzeyde bilgi akışıyla beraber baskının gelişmiş formları, telefon, radyo, sinema, televizyon ve şimdi de internet ortaya çıktı. Söz konusu bilgi ve düşünce akışı İslâm dünyasından ve diğer Batı dışı kültürlerden Batı dünyasına ,hemen […]

Daha fazla oku
Gerçek İslâmî Edebiyat

Gerçek İslâmî edebiyat, Franz Kafka veya en iyi biçimde Dostoyevskinin yazılarında gördüğümüz öznel edebiyat türünden bütünüyle farklıdır. Bunlar ve bunlar gibi daha başka yazarlar, kuşkusuz modern Batı edebiyatının en önemli simalarıdır; fakat daha pek çok batılı modern edebiyatçı gibi, hepsi de İslâm’ınkinden farklı, hattâ bütünüyle İslam’ın ruhuna aykırı bir bakış açışı taşımaktadırlar. İslâmî bakış açısına […]

Daha fazla oku
İslamiyet ”İzm,İst vb.” Gibi Kavramları Kabul Etmez

Bugün, İslâm dünyasında, modern dünyada olup biten her şeyin dikkatli bir eleştirisi ve A dan Z’ye incelenmesi eksiği vardır. Böyle bir eleştiri olmadan, Batıyla mücadelede ciddi hiçbir şey yapılamaz. Modernleşmiş Müslümanların, “İslam ve… bağdaştırmanın yolu” diye başlayan tüm sözleri, ve den sonra, bir başka vahyedilmiş ve ilham olunmuş dünya görüşü dışında ne gelirse gelsin, başarısız […]

Daha fazla oku
İnsan’ın Düşünce ve Eylemin’de Hz.Muhammed’i(a.s) Örnek Alınması

İnsanın manevî hayatının amelî ve pratik yönleri konusunda, düşünceyle eylem arasındaki en tam ve örnek ilişkiyi, her Müslüman için, bizzat kendisi Islâm’da manevî hayatın modeli olan Hz. Peygamber’in hayatımda aramak gerektir. Eğer modernizmin etkisiyle İslâm’da düşünce hayatının önemini küçümsemek isteyecekler çıkarsa, böylelerinin yapacağı tek şey, Peygamber’in hayatının hem peygamberlik görevine başlamadan öncesini, hem de yeryüzünde […]

Daha fazla oku
Modern İnsanın Sonsuzluk Arayışı

  Günümüzün karakteristiği haline gelen bu nefsi ruh yerine koyma yanlışlığı, insanın kendi dışsal deneyim dünyasının sınırlarını yok etme ihtiyacından kaynaklanan bir diğer güçlü eğilimle desteklenmektedir, Sûfîler her zaman, insanın Sonsuz arayışı içinde bulunduğunu ve maddî varlık sahibi olmak için harcadığı sınırsız çabaların ve sahip olduklarıyla yetinmemesinin, sonlu olanın asla gideremeyeceği Sonsuz’a duyulan bu susuzluğun […]

Daha fazla oku
Özgürlük Üzerine

Müslümanın içine itildiği açmaza basit bir örnek olarak şu ‘özgürlük’ kavramı ele alınabilir.Geleneksel İslami anlayışa göre,mutlak özgürlük yalnızca Allaha aittir ve insan,İlahi niteliklere bürünebildiği ölçüde özgürlüğe ulaşabilir.Hayatına Şeriatın ve sanatına geleneksel kanunların koyduğu tüm sınırlamalar,insanın özgürlüğüne getirilmiş birer kısıtlama değil,gerçek özgürlüğe ulaşmayı mümkün kılacak,vazgeçilmez yardımlar olarak görülmelidir.Modern Arapçada ‘fredom’ sözcüğünün karşılığı olarak kullanılan)Hürriyet’kavramı,sonuç itibarıyla kişinin […]

Daha fazla oku
Merhamet

Merhamete gelince, manevî bir erdem olarak o, bugün egemen bulunan nicel ve materyalist acıma değildir. Birçok kimse, Allah’a karşı bir saygı tavır olmaksızın, insanlara kar­şı merhametli görünmek ister. Böylece merhamet konusu olan insan, yalnız maddî ihtiyaçları göz önüne alınan, güzel­lik ve aşk gibi daha derin gereksinmeleri ihmal edilen veya gereksiz şeyler türüne indirgenen iki ayaklı […]

Daha fazla oku
Vahdet-i Vücud Tevhidin Bir Cilvesidir

Hakikatin nihai tabiatıyla ilgili merkezi doktrin,genellikle  vahdetul vücud veya varlığın aşkın birliği diye adlandırılmıştır.Bu ana doktrin bazı batılı müşteşriklerin söyledikleri gibi ne panteizm ne panteizm ve nede tabii mistizm değil,şehadetin doğrudan sonucudur.O katıksız, politeizm(şirk) sayılan,hakikatin veya varlığın tümüyle bağımsız iki düzenin olmayacağı ifade eder. Buna göre,bir şey var olduğu ölçüde,Mutlak Varlıktan başka bişey değildir.Gerçekten,Şehadet Hakikati […]

Daha fazla oku