Geleneği Olmayan Dinî Akımlar İslâm’a Zarar Veriyor

Biz Anadolu erenlerinin nefesleriyle işlenmiş bir İslâm’ın mensubuyuz. Biz hoşgörüyle bakan insanlardık ve bir bütün­dük. Ama şu an İslâm dünyasının bazı bölgelerinde İslâm’ın öyle versiyonları hâkim olmaya başladı ki İslâm düşmanı istihbarat kuruluşları, milyon dolar yatırım yapsalar İslâm’a darbe vurmak için bu arkadaşlardan daha iyisini bulamazlardı. Tek amaçları ceza kesmek. İslâm yalnız ceza hukukuyla var […]

Daha fazla oku
Nasıl Olduk da Bu Hale Geldik ?

Nasıl olduk da bu hale geldik? Arabada bebek var yerine, arabada sopa var, levhasıyla dolaşır hale geldik. Hangi değerler erozyona uğradı ve nasıl bu hale geldik? Şehirler bu dönüşüm ve erozyona uğramış insanların buluştuğu mekânlar haline geldi artık. Her gün New York’ta, Kaliforniya sokaklarında cinnet getiren gençlerin işledikleri cinayetleri veya seri cinayetler işleyen katilleri izliyor […]

Daha fazla oku
İnsan Bozulunca Kâinat Bozulur

  ‘Üniversitede okuduğumuz derslerde bize, iyi bir reklamcı Afrikalıya soba, kutuplarda yaşayan kimseye buzdolabı satabi­lendir, diye öğretmişlerdi. 45 derece sıcakta yaşayan bir Afrika­lının sobaya ne ihtiyacı olabilir ki? İşte kapitalist üretim hiçbir insani, hiçbir vicdanî değer taşımadığından sîzlerin önüne bunları ihtiyaçmış gibi koyabilir. Yine “iktisada giriş” derslerimizde rastladığımız bir giriş cümlesini unutamıyorum. Tüylerimi di­ken diken […]

Daha fazla oku
Modern Müslümanın En önemli Problemi Kimlik Arayışından Uzaklaşmasıdır

  İnsan, kimliğini ararken sadece bu âyet üzerinde teemmül, tedebbür ve tefekkür edecek olsa dahi, kendi aslının nereye da­yandığını görecektir. “Ben ona, kendi ruhumdan üfledim/’ diyen O Allah, bir başka âyette “el-Evvelu, ve’l-Ahiruf ve’z-Zâhiru ve-l Bâtinu” demektedir. Yani ilk Benim, son da Benim. İç Benim, dış da Benim, demek. Muhyiddin-i Arabi bu âyetle ilgili olarak, […]

Daha fazla oku
Gelenek’te Müslüman Kendini Nasıl Tanımlıyordu?

İslâm dininin kurucusu ve vaz’ edicisi olan Hz. Muhammed Mustafa’nın(sav) mesajı, kendisinden çıktıktan sonra artık ümme­tin malı olmuştur ve o ümmetin içerisinden anlayış, kavrayış, idrak seviyelerine doğru orantılı olarak O’nun mesajı üzerinde yorum ekolleri gelişmiştir. Onun bir sözünü birisi şu şekilde, bir diğeri başka bir şekilde algılayabilmiştir. Bu durum, bizim düşünce akımları, ekolleri ya da […]

Daha fazla oku
İslâm Medeniyeti ve Türkler

A.Türklerin İslam Medeniyetindeki Yeri Türk kültürünün bağlı olduğu medeniyet İslâm medeniyetidir. Türk milletinin son bin yılı aşkın tarihi, Türk kültürünü oluşturan büyük eserlerin ilham kaynağının ve Türk toplumunun sosyolojik temelinin İslâm medeniyeti olduğu­nu açıkça ortaya koymaktadır. İslâmiyeti kabulünden bu yana Türk milletinin ruhu bu dinin her zaman temel ilkeleri ile şekillenmiştir. Bu kaynak ve bu […]

Daha fazla oku
Modern Medeniyet’in Bunalımı

İnsanlık tarihinin şu son anlarında, biri Doğu’da, biri de Batı’da sahnelenen iki trajedi izliyoruz. Modern medeniyet bunalımının, -her şeyden önce Katının ürünü olan bu bunalımın- genellikle çevre bunalımıyla ilgili olarak bütünüyle hissedildiği Batı dünyasında ileri sürülen çozüm yolları, ilk etapta bunalıma yol açanlarla bizzat aynı etmenleri içermektedir. İnsanlardan arzularını disiplin altına almaları, akıllı birer hümanist […]

Daha fazla oku
Çağdaş Müslüman !

İslâm dünyasının ücra köşelerinde modernizmin etkisinden uzak yaşayıp giden çağdaş Müslüman, hayatın gerilimlerinin normal insan varlığından farklı olmadığı homojen hır dünyanın imindedir hata, fakat, İslâm dünyasının, modernizmin şu veya bu derecede etkisine girmiş merkezî yörelerinde yaşamını sürdüren Müslüman ise, birbirleriyle çatışma içindeki iki ayrı dünya görüşü ve değerler sisteminin oluşturduğu kutuplaşmış bir gerilim alanında bulunmaktadır. […]

Daha fazla oku
Gerçek Bir Orientation’a İhtiyacımız Var

İngilizler’in çok enteresan bir yazarı varmış 17. yy. da, Dr. Samuel Johnson diye. Bu adamın enteresan sözleri var; biri de şudur: “Bir bifteğin,(yani bildiğimiz etin,) yenilir mi yenilmez mi olduğunu anlamak için bütün bir öküzü yemek gerekmez!”demiş. (Denenmişleri tekrar tekrar denemek) Öyle ya, birazcık biftek yerseniz, o bifteğin sert olup olmadığı belli olur. Bütün bir […]

Daha fazla oku
Hakîkat mi Gerçek mi: Hangisi Hakîkîdir?

Şimdiye değin pek çok yazımızda “Sadık bir tabiat tasavvuru ve sahih bir hayat görüşü için en asgarî şart dakik bir dildir.” yargısını kullandık ve çağdaş düşünce dünyamızda dil çerçevesinde bazı kritik noktalara işaret ettik: i. Günlük dille düşünülmesi, dolayısıyla kavramsal içerik dikkate alınmadan sözcüklerle yetinilmesi; ii. pek çok kavramın geçmiş gerçeklik küresinden ayıklama ve soyutlama […]

Daha fazla oku