İnsan’ın Sorumluluğu

Her nesil,sırtında bütün bir geçmişin yükünü de taşımıştır. Bunun bilincinde ve sorumluluğunda olaydı,bu yük , ona tarihin bir şeref nişanı gibi takılmış arması olacaktı. Ama her zaman böyle olmamıştır. Bunalımlar, karışıklıklar, desiseler, entrikalar, bu yükü dayanılmaz bir ağırlık haline getirmiştir onun sırtında.Tarihin,mutlak çizgi üzerinde yürümesine karşı çıkmak isteyenler, bu yükü, insanın sırtına, âdeta bir zillet damgası olarak […]

Daha fazla oku
Korku ve kaygı içinde ‘İman’

Korku ve kaygı içinde yaşayan bu iman, başvurduğu hiçbir çarede huzur bulamıyor. O, dünya nimetinin peşindedir, sırf dünya nimeti olmasından dolayı ve sırf dünya nimeti olduğu için. Dünya nimetinin peşinde olmak, ancak bir “rıza”yı elde etmeye matuf olunca kutlu bir amaç ve kutlu bir çaba sayılabilir. Yoksa dünya nimeti sırf kendi hatırı için arandığında rüzgârı […]

Daha fazla oku
Peyami Safa ve Kemal Tahir

Bir bakışta, bu, birbiriyle ilgisizmiş gibi, hatta çok yerde birbirine zıt gibi duran bu iki ismi bir araya getiren ortak nokta, onların ileri sürdükleri ve savundukları fikirlerin mahiyetinden doğmuyor; bu fikirlere yaklaşırken kullandıkları yöntemden ileri geliyor. Değindiğimiz incelik gözden kaçırılırsa, meselâ Peyami Safa gibi komünist düşmanı olarak tanınmış bir ismin Kemal Tabir gibi bir komünistle […]

Daha fazla oku
ENDÜLÜS – Bir Büyük Parantez ve İslam’ın Batı’ya Etkisi

İslâm ve Batı arasındaki ilişkinin salt bir çatışma ve savaş tarihi olmadığını gösteren önemli verilerden biri, Endülüs Islâm tecrübesidir. Kabaca 711 ile 1492 yılları arasına yayılan bu dönemde Güney Avrupa’da, yani bugünkü Ispanya’nın güneyinde ve Sicilya adasında köklü bir müslüman kültürü gelişmiş; bilim, düşünce ve sanat alanlarında önemli eserler vücuda getirilmiştir. İslâm felsefe ve bilimi, […]

Daha fazla oku
İslam ve Batı – Kelimelerin Büyüsü

İslâm ve Batı ilişkilerini ele alırken kullandığımız keli­meler konusunda dikkatli olmamız gerekiyor. Bir gerçeği belirtmesi gereken kelimeler, bazan neredeyse o gerçeği anlamamızın önündeki en büyük engel haline gelebiliyor. “İslâm” ve “Batı” kelimeleri tarihten dine, kültürden sanata, felsefeden bilime ve siyasete kadar pek çok unsu­ru ifade ediyor. Bugün İslâm denince, insanların zihnin­de belli imgeler oluşuyor: Mekke, […]

Daha fazla oku
Büyük Zaferler

Sosyal bir ruh kazanmış cemiyette, hürriyet herkes içindir, kimsenin lütfü değil, Allahın yaradılışımızda gösterdiği hikmettir, hakkın sevgisidir, doymak bilmez insanların, doymıyan arzularının serbestliği değildir, rengini,kokusunu güzelliğini herkesin duyup görebileceği, herkesin bakıp ruhuna basabileceği, ama hiç kimsenin tahakkümüne alamıyacağı, hakları verdiği ve ancak ulu devletin koruyabileceği bir nimettir. Bu hürriyetin sınırlarını hak tayin eder. Viyana seferi […]

Daha fazla oku
Kapitalizm ve Haya

Halihazır toplum düzenlerinde bozukluk diye gördüğümüz olguların çoğu aslında basit bir etkene dayanıyor.İnsanların ar ve haya duygularının kaybettirilmesi. Kapitalistik toplum yapısı ile insanların ar ve hâya duygularının kaybettirilmesi anısında ilişki bulunduğu kanısındayım. Kadınların iş hayatına girmeleri, onlardaki bu duyguların büyük ölçüde törpülenmesi ile ilişkilidir. İtiraz etmekte aceleci davranmayın. Kendinizi 19. yüzyılda, yüzlerce erkek işçinin çalıştığı […]

Daha fazla oku
Türkiye’ye Laikliğin İthali

Tanzimat sonrası Türk siyasi düzeninde bütün hukuki kurumlar tepeden inme getirilmiştir. Laiklik kurumunun getirilmesi de, öteki kurumlar da aynı yolu izlemiştir. Laiklik kavramının, İslâmın toplum ve siyaset yapısında yer alması esasen söz konusu değildi. Bu kurum, Batı toplumu gibi dinin ayrı bir sulta (kilise), siyasal gücün ayrı bir sulta (devlet) halinde birbirinden ayrı, hatta birbirine […]

Daha fazla oku
Bilim Adı Altında Yapılan İşler

‘Yıllarca önce Türkiye’de boyalı basının öncülerinden olan gazetede ekmek yemenin insanları gerizekalı yaptığını ileri süren bir habere rastlamıştım. Haberde haliyle “gıda uzmanlarına” konuyla ilgili görüşlerine de yer veriliyordu, Türkiye ekmeğin çok yendiği bir ülkedir malûm. Ama böyle bir haberin arkasında Saklı olan niyet ne olabilirdi? Acaba bizlere daha az ekmek yedirmekle buğdaydan edilecek tasarrufu bir […]

Daha fazla oku
Rönesans

‘”Çeşitli vesilelerle de söylediğimiz gibi, Rönesans aslında birçok şeyin ölümü olmuştur. Greko-Romen uy­garlığına dönmek bahanesiyle bu uygarlığın ancak dış kabuğu alınmıştır. Çünkü yazılı metinlerde yalnızca buyönü açıklanabilmişti. Dolayısıyle eksik onarımın zaten çok iğreti bir özelliği olabilirdi, çünkü yüzyıllardan beri gerçek hayatlarını yaşamayı bırakmış olan şekiller söz konusuydu. Ortaçağ’ın geleneksel bilimlerine gelince, bu çağda onlar, son […]

Daha fazla oku