Genel İslam
Arkadaşlık Hakkındadır7 Ocak 2025
Muhammed Ali
13:02 - 14 Temmuz 2016
Cahil diye, kurulu düzen içinde kendi çıkarından başka bir şey bilmeyen kimseye diyorum. O, yalnızca kendi kısır çıkarının ardına düşmüş giden biridir. Kurulu düzen bozulduğunda, onun elinde tuttuğu çıkar da tehlikeye girecektir. Öyle sanır… Cahil, bu nedenle yenilikten hoşlanmaz. Değişiklikten hoşlanmaz. Her değişikliğin kendi çıkarına bir tırpan vuracağını düşünür. Cahil, aynı zamanda dar kafalı olduğundan, […]
Muhammed Ali
01:45 - 4 Temmuz 2016
0 Yorumlar
……….. İbn Sinacı meşşaî felsefe geleneğinin önemli ismi Lisanü’l-Hak Zeynüddin Ömer b. Sehlan el-Savî şöyle der: “Korku, tüm insanların yönünü kendisiyle belirlediği bir simgedir”. Din duyuşunun en önemli kaynağı korkudur; ancak bu korku insanın kendi anlamına ilişkin kaygısından kaynaklanır. Anlam endişesi kökünü, insanın varoluşuna ilişkin tedirginliğinde bulur. Daha önceki yazılarımızda da dile getirdiğimiz gibi, tedirginliğin […]
Muhammed Ali
01:36 - 4 Temmuz 2016
0 Yorumlar
Uluslararası Sempozyumun’un Açış Konuşması Bielefeld/Almanya 28-29 Nisan 2012 …… Bu noktaya, son derece dikkat edilmesi gerekir: Özellikle siyasî ve ideolojik konularda düşünceler genelde değerler üzerinden yürütülür; halbuki değerler insanı tatmin eder, düşündürtmez. Bunun yerine nesneler üzerinden, tekillikleri olan olgu ve olaylar üzerinden hareketle düşünülmesi gerekir. Değerler üzerinden konuşmak insanların dikkatini çekebilir; vicdanlarını rahatlatabilir ama çözüm […]
Muhammed Ali
01:11 - 4 Temmuz 2016
0 Yorumlar
İnsanın irâde ve ihtiyârının sonucu olarak ortaya çıkan eylemin/amelin tahakkuku, taayyünü, tecessümü, nesnelleşmesi, söz konusu var-olanların, varlık illetidir. Aynîleşme, yani taayyün, yalnızca doğal nesnelere yüklenilen bir sıfat (vucûd-i aynî) iken, artık, insan irâde ve ihtiyârının yönlendirdiği eylemlerin sonucunda ortaya çıkan beşerî üretimin/yapıların da bir tür sıfatı hâline gelmiştir; böylece insanın eylemi (amel) sonucunda tahassul eden […]
Muhammed Ali
03:58 - 30 Haziran 2016
0 Yorumlar
İhsan FAZLIOĞLU Türk Tarih Kurumu Haziran 2013 Konumuz, felsefe ile tarih ilişkisi olduğundan, doğrudan, tarih felsefesi anlatmayacağım. Çünkü, günümüzde, tarih felsefesi dediğimizde, iki tür temel başlık söz konusudur. Birincisi, Tarih Metafiziği dediğimiz, daha çok, Alman Okulu’nun kurucusu olduğu, Kant’tan itibaren başlayan ama özellikle Herder, Hegel ve Dilthey çizgisinde devam eden bir tarih metafiziği… Tarih metafiziği, […]
Muhammed Ali
19:33 - 29 Haziran 2016
0 Yorumlar
Hakikat üzerine fikri olmayanların Hak üzerine konuşmaları olanaklı değildir. Hak, zâttır; hakikat sıfat; her zât, sıfattan -ki tecellisidir- hareketle idrak edilir. Eskiler “Hakikatli adam” derlerdi. İşte Hakikatli düşünce olmadan Hak-lı düşünce olamaz. Bu nedenle, mevcudu/doğası olmayan bir düşüncenin vucudu/makulu da masalımsıdır. Hep söylüyorum, suğraları olmayan bir düşüncenin kubraları sislidir; pusludur. Bugünkü Türkiye’de durum budur. Bugün […]
Muhammed Ali
19:10 - 29 Haziran 2016
0 Yorumlar
………. RA: Kitaba rahatça ulaşılabiliyor; seçenekler artmış vaziyette; kitaplar her türlü ortamda derya gibi… Boğulmadan yol alabilmek için hangi kitabı nasıl okumak gerekir; ayrıca bu okumalarda dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir? İ.Fazlıoğlu: Evet! Doğru! Kitap ve dahi sanal dünyadaki tüm yazılı materyal kapitalist üretim-tüketim sürecinin bir parçası… İbn Haldûn, Mukaddime’sinde kendi yaşadığı dönemde bile bir konuda […]
Muhammed Ali
19:06 - 29 Haziran 2016
0 Yorumlar
…………… AFÇ: Batının insanlığın saadetini değil, kendi refahını düşündüğünü, bu yüzden insanlığa verecek bir şeylerinin olmadığını söylüyorsunuz. Bizim ise verecek bir şeylerimiz vardı insanlığa, onlara saadete giden yolu gösterebilirdik. Öyle ise neden asırlarca kaldığımız topraklarda bu denli az etkili olduk? Asırlarca birlikte yaşadığımız, vatanımızın parçası kıldığımız Bulgarlar, Yunanlar, Hırvatlar, Sırplar vs. neden bu medeniyetten bu […]
Muhammed Ali
18:58 - 29 Haziran 2016
0 Yorumlar
…………. Kitâb, hâfızadır; bu nedenle iddiası olan kültürler, medeniyetler, bu hâfızayı, elden geldiğince çoğaltmaya çalışmışlardır. Hacimce büyük ve çeşitçe zengin kütüphâneler, tarihte üretilmiş bilginin elde tutulması anlamına geliyordu. Kitâb, bir tür fetihti; bilginin fethi… Dolayısıyla, bizâtihî kitabın kendi değil, muhâfaza ettiği bilgi, medeniyetlerin oluşması, gelişmesi ve katkıda bulunması için olmaz ise olmaz bir koşuldu. İki […]
Muhammed Ali
18:55 - 29 Haziran 2016
0 Yorumlar
………. Öyleyse Osmanlı medeniyeti deyimini nasıl değerlendirmek gerekiyor? Osmanlı medeniyetiyle ilgili sorularımızı aslında, İslâm medeniyetiyle ilgili sorularımız haline getirmemiz gerekiyor. Yani Osmanlı matematiği tabiri, bu açıdan yanlış bir tabirdir. Osmanlı tıbbı, bu açıdan yanlış bir tabirdir. Sadece kronolojik olarak söylüyorsak eğer, doğru; bir sorun yok. Ama bilimin mantığı, dayandığı zihniyet, paradigmatik yönelimleri, ilkeleri itibariyle bu, […]
0 Yorumlar