Maddî Bir Medeniyet

Şimdiye kadar söylediklerimizden anlaşılır ki, doğulular batı medeniyetinin maddî bir medeniyet olduğunu söylerken yanılmamışlardır. Materyalizm kelimesi ancak XVIII. asırda ortaya çıkmıştır. Berkeley bu kelimeyi îcat etmiş, bununla maddenin gerçek varlığını kabul eden felsefî teorileri kasdetmiştir. Bir müddet sonra bu kelime daha dar bir mânâ kazanmış ve bugüne kadar devam etmiştir. Bu anlayışa göre kâinatta maddeden […]

Daha fazla oku
Mahmut Erol Kılıç – Hayatın Satır Araları ”Alıntılar”

Daha çok maddilikle kurulmuş modern insan kalbinden sürgün insandır; kalp gözü olmayan… Madde ile mana arasında makası açan modernizm, insanı tek kanatlı bir varlık kılmış. Modern insan şimdi daha çok robotik biridir; Vicdanın, müteal duyguların kendisine oturmadığı bir makina. .. Tabiata daha çok hükmetmeye kilitlenen; çıkarı, başarıyı tek hedef bilen; Ölüm dahi olsa hedefe giden […]

Daha fazla oku
Turan Koç – Zamanın Gözleri ”Alıntılar”

‘İslam sanatı” dediğiniz külliyat ya da başarılar bütününü, bir başka açıdan, nihaî anlamda Kur’an’a dayanan âlem, insan ve hayat telakkisinin belli bir dehanın kavrayışından süzülmüş ifadesi olarak da yorumlayabiliriz. Yani ”sanat” dediğimiz olay/eser, bir yerde İslam imanının artistik dildeki ifadesidir. Bu sanatta gayb ile şehâdet âlemi, tenzih ile teşbih, bir yolunu bulup, birlikte mükemmel bir […]

Daha fazla oku
Dostluğun Metafiziği

Hem kavram hem de hâl olarak arıza geçiren bir şeydir dost­luk. .. Modern zamanların tasallutuna uğrayan… Şüphesiz dilde durmaya devam ediyor, ama içerik ve hâl olarak gelenekteki karşılığından çok uzak. Bir kavramın içeriğini boşaltmak, ona başka türlü anlamlar vermek, onu öldürmek anlamına gelir. Dolayısıyla dostluğu la- yıkıyla tanımlamak gerekiyor. Öyle, çünkü toplum denen şey ancak […]

Daha fazla oku
Anlam Katmanları

Varlık tek katmanlı değil, çok katlı… Varlığın yaratılışında katmanlar olduğundan kendisini oluşturan her bir şeyin yapısında da mertebeler vardır. İlmin derecelerinden bahsediyoruz mesela; bilenlerle bilmeyenler bir değildir. İnsan dendiğinde de, bu meseleyle karşılaşıyoruz. İnsan, et ve kemik şeklindeki yapıdan ibaret değil; insanın bir iç dünyası var, bu iç dünyada mertebeler bulunur. Kadim bilgelik anlatıları ve […]

Daha fazla oku
İnsanın Öğrenci Hâli

Öğrenci, öğretmen ve eğitim kavramları uzun bir süreci işaret ediyor. Bu süreç, okullar demek; ilkokul, ortaokul, lise, üniver­site… Zamanın ruhu içinde daha fazla enstrümana kavuşan bir şey eğitim. Mesela son yılların tartışması, bitmek bilmeyen im­tihanlar… İlkokuldan başlayan ama üniversitenin bitimiyle de bitmeyen… Okulların ve üniversitelerin sayısı artıyor, yine de talepte azalma olmuyor. Eğitim, toplumun büyük […]

Daha fazla oku
Güzelliğin Aynası: Geleneksel İslam Sanatı

Sanat eserleri, her tür ve düzeydeki form ya da biçimleriy­le belli bir dünya görüşü ve hakikat tasavvurunun bel­li bir dönem ve bölgedeki telakki tarzım dışa vurur. Bir toplumun hayat ve hakikat anlayışı, sanat eseriyle, sanatçıla­rın estetik kavrayışları üzerinden elle tutulur, gözle görünür bir ifadeye bürünür. Kısaca, sanat eserleri her şeyden önce belli bir hayat ve […]

Daha fazla oku
Dil, Söz, Sözlük

Gözsüze el eyledim, sağır sözüm anladı Dilsiz çağırıp söyler dilimdeki sözümü Yunus EMRE Günümüzden yaklaşık 25-30 yıl önce dünyasını değiş­miş bir yakınımızın, bir akşam gelip evimizde eşi­mizle, uzakta olan çocuklarımız üstüne geliştirdiği­miz konuşmalarımıza tanık olduğunu farzedelim. Konuşma cep telefonları üzerinden gelişmektedir: — “Büyüğün cebi cevap vermiyor…” — “Bulunduğum yerden çekmiyor.” diyordu. — “Cebini kaybetmiş de […]

Daha fazla oku
İslami Estetik Telakkide Varlık, Bilgi ve Değer

İslam düşünce ve eğitim tarihine baktığımızda estetiğin bugün anladığımız anlamda başlı başına bir disiplin ola­rak ele alınmadığını, medrese müfredatlarında ‘estetik’ adı altında veya benzeri bir anlama gelebilecek bir dersin yer almadığını görürüz. Gerçekten, estetik, başlı başına bir disip­lin olarak Batı dünyasında da nisbeten ‘yeni’ denebilecek bir dönemde ortaya çıkmıştır. Ancak, bu durum hiçbir zaman ve […]

Daha fazla oku
Ahlâkın Kaynağı Nedir?

Düşünce tarihi birbirinden oldukça farklı ahlâk temellendir­melerine tanıklık eder. Kimi düşünürler ahlâkın kaynağının haz, kimileri tabiat, kimileri insan duygularından biri -mese­la; korku-, kimileri sezgi, kimileri toplum, kimileri Tanrı’nın buyruğu ve kimileri de insan aklı olduğunu iddia etmiştir. Bu görüşleri birer birer tartışıp bunlar arasında tercih yapmak ye­rine bu görüşleri de tartışmaya imkân verecek şekilde “insa­nın […]

Daha fazla oku