Toplumsal Cinsiyet

Cins kelimesi, Türk Dil Kurumu lügatinde “tür, çeşit, soy, kök, asıl” gibi manalara gelirken ıstılahta “birbirine benze­yen ve ortak pek çok özellikleri olan türler topluluğu” ola­rak tanımlanmaktadır. Cinsiyet de ferde üreme işinde ayrı bir rol veren ve erkekle dişiyi ayırt ettiren yaradılış özelliği, eşey, seks olarak tanımlanır. Buna göre cinsiyet kelimesi bi­yolojik olarak kadın ve […]

Daha fazla oku
Tanrı Korkusu ve Allah Sevgisi

Bütün korkulardan kurtulmak isteyen insan, Al­lah’tan korkmayı bilen insandır. Korkularımızın kaynağı, ölüm korkusudur. Bede­nimizin yok olması korkusu dallanır budaklanır da bin bir başlı bir korku sistemi haline gelir. Ölüm korkusunun temeli de, inançsızlık ya da inanç zayıf­lığıdır. Öteye inanmamak, yok olup gitmek tedirgin­liğini getirir. Ancak Tanrı’ya inanan, O’nu seven ve O’ndan korkan insandır ki, öte […]

Daha fazla oku
Öte Dünya

İnsan, ölümü gerçeğiyle anlasa ve görse, ondan sonraki hayata, öte dünyaya inanmakta bir an için bile duraklamazdı. Öte dünyanın idraki yanında, ölüm bir tafsilâttır. Hayat da, ölüm de, çözümlenince, bize öteki dün­yayı söylüyor. Ölüm, ağzında hayat mırıltısı ve öteye ait şifreler bulunan sfenks. Kim heceleyecek şifreyi: benliğini erite erite, hurdayken öteye geçen elbet. Biz müslümanlar […]

Daha fazla oku
İman

İnsanoğlu, ilk idrak basamaklarında, kendi iç yolculuğuna, imân ihtiyacı ve amacıyla başlar. İskender-i Zülkarneyn ile Hızırın karanlıklar içinde yolculuklar yapıp âb-ı hayatı aramalarıyla sembolize edilmişti klasik edebiyatta insanın bu iç yolculuğu. İnsanoğlu, varlığını sezer sezmez, bilerek bilme­yerek yaratıcısını aramaya koyulur. Allah’ı aramak, bulmak ve hep onunla olmak, biricik varoluş sebebi­miz, dünya zorluklarına karşı tesellimiz ve […]

Daha fazla oku
Kasım Küçükalp – Zamansız Düşünceler 2 ”Alıntılar”

Nihai Öğretmen Olarak Zaman Bir ömre değil birkaç ömre bile sığmayacak kadar çok ve büyük hayaller, umutlar ve beklentiler biriktirir de cahil insan, ansızın çat kapı gelen bir an içinde hepsini yitiriverir. “Allah’tan iyi şeyler iste.” demişti avam irfanı nasip buyurulmuş rahmetli nenem. Şimdi tüm isteklerin, İyi’ye raci olmadığı müddetçe boş ve anlamsız olduğunu haykırıyor, […]

Daha fazla oku
Düşünce, Düşünce Başlar

Malum; masallar, meseller ve misaller ibret içindir. Lügat-i Nâcî’nin tarifine göre ibret, “mûcib-i intibah olacak vaka ya da husus ”tur. Eskiler mezkûr formlara gerek meramlarını ifade için, gerekse muhataplarım uyarmak ve uyandırmak için sıkça başvururlardı. Bunlar, eğlenmek ve oyalanmaktan ziyade, dere çıkarmak ve ibret almak içindi esasmda. Şimdi Lao Tzu’dan (MÖ 4. asır) şu ibretâmiz […]

Daha fazla oku
Takdir Edilmiş Kategorilerin Değerlendirilmesi

… 4.3.7.  İnsan varlığı, tüm diğer canlı varlıklardan farklı olarak, dış dünyayı, zihnindeki işletim sistemi dolayımıyla algılamaktadır. Zihinsel işletim sisteminin aparatları kategoriler ve değer yargı­larıdır. Nietzsche’nin de değişik vesilerle söylediği gibi, herhan­gi bir varlık hakkında, kişilerde teşekkül eden kanaatler; onla­ra daha önce benimsetilen kategorilerin ve bu kategorileri nasıl değerlendireceklerine dair onlara benimsetilmiş olan değer yar­gılarının […]

Daha fazla oku
Bir İçselliğe Sahip miyiz?

Başladukça ben söze başlar hücûma vâridât Şöyle kim takat getürmez anı takrire zeban Nef’î İçsellik (interiorite) dediğimiz hergünkü sıradan hayatin ru­tin olaylarının mütemadiyen üstünü örttüğü ve neredeyse hissedilmez kıldığı şu ortamdır, iç âlemdir, gönül dünyasıdır. Hergünkü hayatin alelade akışı esnasmda biz ekseriya yüzey- deyizdir. Yüzeyde sıradan olaylar içinde yüzmekteyizdir. De­rine dalma, düşüncelere gark olma gibi […]

Daha fazla oku
Yapay Karakterler Çağina Giriş

Mehmet Erikli İnsan kendi gerçekliği içinde tanır kendini. Dünyaya geldiği andan itibaren etrafını el yordamıyla tanıma arzusundadır. Aslında kendisini tamamlayacak maden içtedir ve o için karanlığından ürker ilk olarak. Gürültüsü dinmez bir yeryüzünde, kendisi için yeni “anlamlar” arama çabasını çok sonra öğrenecektir. O çok sonralar geldiğinde ise ihtiyaç duyacağı “kimliği” başkalarınca düzene sokulmuş olunca şu […]

Daha fazla oku
Özne ve Hakikat

Hakikat kaygısı, hakikat anlatılarının küçümsendiği çağımız­da bile öznenin hâlâ en temel kaygısı sayılmalı. Öyle, zira insan hakikate farklı adlar verebilir, hakikat yokmuş gibi dav­ranabilir, dahası hakikat diye bir şeyi inkar edebilir, ama ha­kikatte yine de ondan vaz geçemez: Hakikat (ve eksikli kipi hakikatsizlik), insanı, insanın insanlığını örtük veya belirtik bir biçimde belirlemeye devam eder daima. […]

Daha fazla oku