Çağdaş Psikolojik bir Perspektif:İslami Tefekkür ve Seküler Psikoloji

İslam’ın yüce ibadet biçimlerinden biri olan tefekkü­rü, bilimin saygın cübbesine bürünmüş sahih olma­yan bilgilerle dolu, büyük ölçüde kültüre bağımlı ve seküler bir disiplin olan çağdaş Batılı psikolojinin bakış açısıyla tartışmak, haddini bilmezlik gibi görülebilir. Ancak Doğu’daki Müslüman halk ve çoğu psikoloji öğrencisi, Batı’dan ithal edilen her şeye hâlâ hayranlık duydukları için, kitaba bu bölümle başlamanın […]

Daha fazla oku
Nefret ve Merhamet

Eğer insanlar, kendileri için ıstırap çekenle­rin varlığını bilselerdi bu kadar kötü olmaz­lardı. Abdülaziz Hayrî Bekgine İnsanoğlu, yani toprağa bürünen şuur, insan olarak toprak üze­rinde dolaştığı günden beri kendinden talep edileni yerine getiriyor. Ondan talep edilen şey onun vazifesi olmuştu: O, tanıyacak, hüküm verecek, kıymetlendirecek, tasdik edecek ve hareket edecekti. Zira o, bu kabiliyetlere de sahip […]

Daha fazla oku
Medeniyet, Modernlik ve Bir Medeniyetsizleştirme Girişimi Olarak Modernleşme

Muhittin Bilge Medeniyet bir kavram olarak nispeten yeni olmakla birlikte bir olgu olarak neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir vakıadır. Cemil Meriç’in (1979: 93) ifadesiyle “Muhtevası çağdan çağa, ülkeden ülkeye, yazardan yazara değişen” medeniyetin, Batı dillerinde ilk defa 18. yüzyıl ortalarında (1756), “civilisation” kelimesiyle Fransızcada ifade edildiği görülür. İngilizcede ise 1770’lerde “civilization” biçiminde kullanılan kavramın […]

Daha fazla oku
Uygarlık ve Barbar Mizaç

Stjepan Mestrovic Giriş Bir düşünce olarak uygarlığın toplumsal manası nedir? Bu düşüncenin toplumsal kökenleri, yapısı ve neticeleri nelerdir? Eski Yunan (ki kendi uygarlıkları ile barbarlar arasındaki ayrımı kutuplaştırmışlardır), Şarlman’a kadar Roma imparatorları, feodalizm, Oliver Cromwell öncesi, sırası ve sonrası birçok din savaşı, Napolyon, Mussolini ve Hitler’den bugün bir Avrupa Birliği kurmaya yönelik hareketleri de içine […]

Daha fazla oku
Hüsamettin Arslan: Modern insan gözleriyle düşünür.

İnsan her dönemde insan. Ama modern dönemde ibret bahsine sağır, tecrübe bakımından nasipsiz olmamızın bu çağa özgü bir sebebi olsa gerek. Yaşadıklarımızdan neden ibret alamıyoruz? Geçmiş hayatlardan neden tecrübe aktarımı yapamıyoruz? Bu soruları felsefe kökenli bir sosyologla, Prof. Dr. Hüsamettin Arslanla konuştuk. Jacques Ellul’dan tercüme ettiği Sözün Düşüşü kitabının izleğinde, ‘göz’ün hâkimiyeti altındaki modern insanın, geçmişten, […]

Daha fazla oku
Bilal Kemikli – İnsan Deniz ve Hayat -Alıntılar

Konuşmak, bir meselenin peşinde olmak, onun üzerinde düşünmek, onunla dertlenmek ve onu çözmektir. Şimdi herkesin konuştuğu, ama neyi konuştuğunu bilmediği modern hayatta neyi nasıl çözüyoruz? Daha doğrusu bir meselemiz var mı? Bir derdimiz, çözmek istediğimiz bir konumuz ve cevap peşinde koştuğumuz bir sorumuz… Evet, işte bunlar eksik. O yüzden patırtı gürültüyle hayatımızı idame ettiriyor ve […]

Daha fazla oku
Bilginin Yeniden Üretimi

  İlim, İmam Maturidi’nin tanımladığı ve müteahhirun dö­neminde kabul edildiği gibi, bir temyizdir. Temyiz bir taraftan “taayyündü gerektirir, diğer taraftan taayyünü fark edecek bir “nazar” keskinliği. Biz buna “görüş” veya “rey” de diyebiliriz. Taayyün etmiş olanı görerek, onun bizimle irtibatını, bizi ilgi­lendiren cihetini, yani “manasını” tespit etmeye de “anlama”, “fıkıh” denilmektedir. Temyiz faaliyeti taayyün sürecine […]

Daha fazla oku
Çağdaş Dünyanın Anlamı

Biz burada kısaca çağdaş dünyanın ne olduğu sorusundan hareketle, bu soruya cevap ararken, aynı zamanda çağdaşlığın niçin bir ‘talep’ olarak karşımıza çıktığını da keşfetmeye yönele­ceğiz. Mevcut olanın niçin olması gereken olarak algılandığı ve bizim bunu keşfetmemizin, klasik ilim geleneği ile irtibatını işa­ret ettikten sonra, yapılan bu şeylerin aynı zamanda bir ‘yorum’, bir ‘tevil’, yani bir […]

Daha fazla oku
İslami Düşünce Geleneğinin Yeri

  Bugün İslami düşünce geleneğinin kendisinde tecessüm ettiği eserleri okuyanlar kendilerini sanki iki alternatiften biriy­le karşı karşıyaymış gibi görmektedir: Bu eserlerde ifade edileni ya kabul etmek veya reddetmek zorundayız (bir kısmını alıp bir kısmını terk etme üçüncü bir alternatif değil, ikili bir alternatif­le düşünmenin mantıki bir neticesidir). Kabul edenler, her şeyi olduğu gibi veya biraz […]

Daha fazla oku
İlim ve Gelenek

İlmi mastar anlamında bir fiil olarak düşünüp nefsin ma­naya vusulü olarak tarif edecek olursak, manayı da bizimle eşya arasındaki ilişkide ortaya çıkan, gerçekliğin bir tür gerçekleşme alanı olarak görmemiz gerekecektir. Bu tarif gereği, kendinde gerçeklik bize kendisini takdim etmekle birlikte, biz onu olduğu gibi değil, bize gözüktüğü gibi görürüz. Bize gözükeni, biz, kendi zihni yapımız […]

Daha fazla oku