İnsanın Düşmanları ve Şeytanın Köleleri

İnsanın ne kadar da çok düşmanı var. Önce, insan kendi kendinin düşmanı. Nefs, ruha zıt bir üslupla dünyaya yönelir, eşyayı kucaklar ve oluşu yorumlarken, her şeyden önce insanın kendi kendine olan zulmünü dile getirmekte, varlık aynasına insan biçiminde bu zulmün gölgesini düşürmektedir. Nefs,insanın enfüsi düşmanı. İçten vuran düşman. Ve insanın bütün öbür düşmanlarıyla elbirliği eden düşman. […]

Daha fazla oku
Müslüman’a Çağrı

İslâm önce Müslümanı çağıracaktır elbet. O, her şeyden önce, Müslümanın kendine dönmesi için yükseltilmiş bir sestir. Av ve savaştan önce av ve savaş borusu öter. Boru çalınır ve avın olsun, savaşın olsun bütün üyeleri ilkin kulak kabartırlar, sonra, önceden konuşulmuşçasına bir yerde toplanırlar. Sonra av başlar. Hakikatin eşsiz avında insanı avlamak için av ve savaş […]

Daha fazla oku
Sürekli Değerlendirme

İnsanlar çoğunlukla değerlendirişlerini ilk izle­nimlerine göre temellendirirler. İlk etkiye dayanır değer yargılan çoğu kez. Çok az insan kritik yetisine sahiptir. Ancak, bu azın azı kişiler, değer yargılarını kritik ede ede düzeltirler. Hatta kimi zaman bu dü­zeltmeyi temelden değiştirme biçiminde gerçekleş­tirmesini bilirler bu farklı yetenekler. Ama, çoğun­luk, kitle, ilk gördüğüyle kalır. İlk izlenim ise, “izafet çerçevesi”yle […]

Daha fazla oku
Tablodaki Bardak

Yalancı taşmalar, köpürmeler beklemeyin bizden. Çünkü bardağımız ağzına kadar dolu. Ne taşmaya ne köpürmeye ihtiyacı var bardağımızın! Ne de “bir bardak suda fırtına” cinsinden yapma dalgalanışlara. Dolu, dopdolu olmanın sessizliği, şamatasızlığı, derin barışı içinde olmak: amaç budur. Kavgacı değil, savaşçı olmak, savaş için savaşçı olmak değil, barış için savaşçı olmak; bardağın doluluğu bu anlama gelir. […]

Daha fazla oku
Miraç Yakıtı

Miracın sahibi Peygamber’in izleyicileri de bu miraçtan sürekli olarak pay sahibi olmak hak ve vazifesi doğrultusunu hiç yitirmemek borcundadırlar. Miraç mucizesi onlara bu bilinci vermek ve bu sorumluluğu aşılamak için bağışlanmıştır. “Miraç ruhu”nu taşımak: Müslüman, bu psikolojiyle ayrılır öbür inanç ve inançsızlık adamlarından. “Bir günü öbür gününe eş geçen kişi ziyandadır” kutlu sözü miraç mucizesinin […]

Daha fazla oku
Kendini Bulmak

İnsan, çoğunlukla günümüzde, ya kaba kuvvete, ya da ekonomik güce göre kendini ayarlıyor. Dünya konumunu böyle tâyin ediyor. Sonra da sorup duru­yor: “Neden huzursuzum? Neden mutsuzum?”. Oysa, kaba kuvvet, ele geçirenin hükmüne tâbi­dir. İnsan kişiliğine yapışık bir şey değildir. O, insan kişiliğini yapıcı bir unsur olamaz. Bu yüzden, insanı kişiliksiz kılmakta kullanılır çoğu kez. Ekonomik […]

Daha fazla oku
Zaferin Serhat Türküsü

Cebrail’in kanadı yeniden dokunacak mı ipek­ten hafif bir esintiyle insanlığın omuzlarına? İnsanlı­ğın ağır yük altında çökmeğe yüz tutan omuzlarını, yeniden, Vahiy meleğinin şifa verici elleriyle onana­cak mı? Çürümüş, morarmış omuzlar, yeniden ere­cek mi eski altın günlerine? Ruhun doğusundan batısına bir yeni soluk üfle­necek mi? İsrafil’in Sûru, ölmeden önceki dirilişi ge­ri getirecek mi, aklın buzulunda donup […]

Daha fazla oku
İlerde Olan

Kimi bir iş yaptığını sanır. O, boşuna bir çırpınıştır. Kimini de yerinde durur sanırsınız. O, ilerlemekte­dir; fakat bu ilerleyişi görecek göz gerektir. İlerleyiş, sadece hareket etmek demek değildir. Çev­resini de beraber hareket ettirmek demektir. Bir tertibi bozarak eşyaya bir başka tertip vermek, bir ilerleyiş değildir. İlerleyiş, özde bir değişiklikle baş­lar. Görünüşlerde ve biçimlerdeki bir değişmeyle değil, özdeki değişme, […]

Daha fazla oku
Her Şey Aslına Döner

Her şey aslına döner. Yeryüzündeki müslümanlar da asılları olan İslâm’a dönecekler. Bu dönüş, geriye doğru dönüş değil, asla, öze, köke dönüştür. Dağı görmek istiyorsanız dağa kadar gitmeden de onu görebilirsiniz. Göz, dağı gördü mü, dağ, göze gelir. Siz bir çukurda dağa arkanızı çevirmişseniz dağı geride kalmış savmanız, sadece size ait bir aldanıştır. Dağ belki arkanızda fakat çok yüksektir. […]

Daha fazla oku
Dinin Sütunu

»Namaz, dinin sütunudur» buyurdu Peygamber. Evet, namaz, dinin ana sütunlarının birincisidir. Din, insanın ve toplumun ruhuna yerleşmiş ulu bir ağaçsa, bu ağacın kökü iman, gövdesi namaz ve namaz sütununun etrafında halkalanmış olan oruç, zekât ve hac daireleri, dallan ve budakları da iyi ahlâk, davra­nışlar ve yemişleri ve çiçekleri de, bütün iyilikler, gü­zellikler ve doğruluklardır. Namaz, bir ucu […]

Daha fazla oku