İslam Tarih
Müminlerin Emiri Muaviye (radıyallahu anh)’ a Yöneltilen...17 Aralık 2024
Muhammed Ali
20:52 - 16 Ocak 2015
Yaşadığımız günlere varan sanayi devrimi insanın kas gücünü en az ölçüde kullanmaya yönelmişti. Makinaların hayatta belirleyici rol oynamalarıyla birlikte “yakıt” en önemli enerji kaynağı oldu. Yakıt elde etmek bir yandan tabiattan birşey koparırken, yakıtı kullanmak da tabiatın çehresini bozuyor, kirletiyordu. Yüzyıllar boyunca tabiata hakim olmak. Batılı insanın temel felsefesi, sürükleyici kuvveti oldu. İnsan kendine yalnız […]
Muhammed Ali
20:34 - 16 Ocak 2015
0 Yorumlar
Teknolojik medeniyet sokaklarımızı, iş yerlerimizi olduğu kadar evlerimizi de hırdavat deposu durumuna sokuyor. Bugün orta halli bir Türk ailesinin evinde bir – buzdolabı, çamaşır makinası, bütangazlı fırın, radyo, televizyon vardır. Bunlara bir de diğer elektrikli ev âletleri, süpürgeler, ızgaralar, tost makinaları, hatta sobalar veya kalorifer radyatörleri eklenecek olursa hayatımızın hırdavatla ne kadar sıkı bir ilişki […]
Muhammed Ali
20:32 - 16 Ocak 2015
0 Yorumlar
Modern yaşama biçimi yoksulluğu antik anlayıştan çok farklı bir platforma oturtmuştur. Bir yanda Bangladeş’in Orta Afrika’nın reel yoksulluğu var. İnsanlar fizikî anlamda aç ve çıplak. Öte yanda çok zengin ülkelerin tereyağı değil de margarin yiyen, teneke evlerde, hatta çöplüklerde barınan yoksulları. Bir yerde insanın yoksulluğunun otomobilinin markasıyla ölçüldüğü ülkeler, öte yanda bir kap bakla ezmesiyle […]
Muhammed Ali
20:26 - 16 Ocak 2015
0 Yorumlar
Her insan, her toplum, her medeniyet bulunduğu yerde, kapladığı zamanda taşıdığı anlamla önemlidir. Belki bizi bugüne getiren etkenler bakımından geçmiş çalışması bilinmeye değer görülecektir. Ama bu durumda bize gerekli olan şu anda yaşadığımızın geriye doğru uzanan ucudur. Geçmişte o unsurun yeri ve anlamı farklı olabilir. Geçmişte herşey çok değişik boyutlarda algılanmış olabilir. Hiçbir şey bize […]
Muhammed Ali
20:16 - 16 Ocak 2015
0 Yorumlar
Yaşamaya yani hayata sahip çıkmak müslümanların aslî görevi olsa gerek. Çünkü onlara Allah’ın ipine sıkıca sarılmaları emredilmiştir, yani hayy olanla hayat bulacak insanlar müslümanlardır. Bu anlayış içinde hayat ve ölüm birbirine yabancı iki bölge olmaktan çıkar. Ne var ki çoğu kimse için hayat saadet, ölüm felâket anlamına gelir ama yine de her iki kavram anlamdan […]
Muhammed Ali
00:54 - 16 Ocak 2015
0 Yorumlar
İnsan etik, politik, estetik, psikolojik ve sosyolojik yanlarıyla birlikte, her şeyden öte kâinata ve Allaha açık bir varlık olarak, kendisini ifade etmek ve gerçekleştirmekle yükümlü bir varlıktır, işte adalet, insanın tüm bu veçhelerinin birlikte ve bir bütün olarak değerlendirilmesi anlamına gelmektedir. Yoksa amaç, salt biçimsel anlamda bir matematiksel eşitliğin sağlanması değildir. İslam, elbette liyakate önem […]
Muhammed Ali
13:19 - 2 Ocak 2015
0 Yorumlar
Machiavelli’nin ortaya koyduğu ve Geothe’nin Faust’unda pekiştirdiği ve Modem Batı Medeniyeti’nin bizzatihi zihniyet olarak kendi olan ‘insan tipi’, Sanayi Devrimi sonrası oluşturduğu doyumsuz bir üretim-tüketim zaman mefhumunu bir başka mefhum olan ‘hız’ ile silikleştirmiştir.Modern Batı Medeniyeti’nin dünya sistemini de kurguladığı bu yapıya eleştirel olarak bakan bir çok düşünür, bu yapının ortaya koyduğu şehir kurgusunu,ticaret kurgusunu,eğitim […]
Muhammed Ali
13:18 - 2 Ocak 2015
0 Yorumlar
Batı’nın başarı formülleri üzerine pek çok fikir insanı, düşünce beyan etmişti. Necip Fazıl’a göre Batı’nın dayandığı düşünce formülü şuydu: Yunan+Roma+Hristiyanlık=Batı Medeniyeti.” Necip Fazıl’a göre Batı, ruhunu tamamen kaybetmiş ve kuru bir akla teslim olmuştur: “Batıyı Doğuyla beraberce, lif lif, en mahrem köklerine kadar muhasebe etmiş bir idrakin varacağı hüküm, Batının, geniş madde planıyla baştan başa […]
Muhammed Ali
13:16 - 2 Ocak 2015
0 Yorumlar
Hasanali Yıldırım (…)Günümüzde de dünyanın bütün çocuklarının masal dinleyerek büyüdüğünü mü umanlardansınız yoksa? Hangi çocuk ruhu, en çok gereksindiği evrede hayalimi kışkırtan ve onu insan-toplum-nesne ilişkilerine farkettirmeden hazırlayan, zihnini dünyaya ayarlamasını kolaylaştıran masalların yokluğunun bıraktığı boşluğu bir benzeriyle doldurabilir? Hangi şey, varolmayan tiplemelerle dolu bir olay örgüsü üzerin- den varolanlar dünyasına özgü gerçekleri işaret eden […]
Muhammed Ali
13:14 - 2 Ocak 2015
0 Yorumlar
Tanıl Bora resmi tarihin oluşumunu iki evreye ayırır;’’Doruğunu Türk Tarih Kongresi(1932) oluşturduğu (romantik) denilebilcek evre ile,2-Türk Tarih Kongresinden(1937) başlatabilceğimiz,1950’lere kadar uzanan ikinci evre.İlk evrede kadın kadın,Türk Tarihinin idealleştirilmesi ve etnisist bir tarihçilik hakim.İkinci evrede ise tarihsel mitos üretiminde bir durulma söz konusu;mamafih devlet mitosu tahkim ediliyor ve ilk evrede üzerinden atlanan Osmanlı tariihi daha fazla […]
0 Yorumlar