İnsan Kulluğu Reddederse Tabiatın Bir Parçası Olarak Kalır

İnsan hayatı dediğimiz süreç hem mekanik, hem de organik vakaların bir muhassalası olarak devam eder. Ama iş burada bitmez, bitmiş olsaydı insana küçük âlem demezlerdi, mekanik ve organik yaşama biçimleri içinde insan yalnızca âlem-i kebîrin bir parçası, makrokozmos’un bir kesiti olabilirdi ancak. Ama insanın mekanik ve organik hayatinin ötesinde bir de şahsî hayatı vardır. İnsana […]

Daha fazla oku
Vahy İnsana Nasıl İnsan Olabileceğinin Şuurunu Verir

İnsanın hayattaki anlamını bilebilmesi hayatın anlamını kavrayabilmesi için, beynini kâinatın eksenine bağlanabilmek İçin kullanmak kaçınılmazdır. Yerin, göğün, ormanların, denizlerin, hayvanların, insanların deveranını insana bildiren bilgiyi edinmek, bu bilgiye göre hayatını tanzim etmekle insan hayatın anlamına vâkıf olabilir. Yani, Allah’ın insana bildirdiğinden, Vahy’den başka bir şeyi bahis konusu etmiyoruz. Vahy insana nasıl insan olabileceğinin, kulluğunun şuurunu verir. […]

Daha fazla oku
Aklı Başında İnsan Olmak

Aklı başında insan denilince dengeli, mantıklı, uyumlu ve davranışlarında aşırılıklar göstermeyen insanı anlarız. Bu haliyle aklı başında adam bulmak zor değildir. Hepimiz aklı başında sayılabiliriz, bu tanım esas alınırsa. Çünkü hepimiz yeryüzünde silahların, tahtların ve borsaların kurdukları denge içinde dengeli, üretim despodluğuyla inşa edilmiş sistemin mantığıyla mantıklı, günlük hayatımızın bizi kıskıvrak sıkıştırdığı ortamda uyumlu ve […]

Daha fazla oku
Batı Hala İnsanlığın Sorumluluğunu Üzerine Alamamıştır

İnsanlığın son çağlarda birbirleriyle sıkı temaslar içinde bulunan topluluklardan oluştuğu, yeryüzünün her yerine uzanan bir standardizasyondan etkilendiği bir gerçek. Ama bu sonuçtan kalkarak böyle bir standardizasyonu doğuran kuvvetin başlangıçta iyi niyetlerle  bezendiği kolayca ileri sürülemez. Belki tersini de kesinlikle ileri sürmek mümkün değil. Bilimin varlığı bizatihi bir kötülük olarak algılanamaz. Anlaşılması gereken her zaman diliminde […]

Daha fazla oku
Bilgi Nasıl Ve Nereden Alınır

Acıkanlar yemek yer ve uykusu gelenler uyur. Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz. Bilgi de böyledir. Hiç kimse bir başkasının bildiğini bilemez. Ama iki insan aynı bilgiye sahip olabilirler. Böyle bir olayın gerçekleşmesi için her iki insanın aynı tecrübeyi geçirmiş olmaları zorunludur. Bu durumda bir soru çıkıyor karşımıza: […]

Daha fazla oku
Osmanlı Ve Demokrasi

Çağdaş demokratik toplumlarda suç sayılan unsur düşünce değil “eylem” dir. Aşırı bir örnek verecek olur­sak şunları söyleyebiliriz. Bir insanın “hırsızlık etmek bir toplumda fena bir davranış değil, tersine iyi ve faydalı bir davranıştır” gibi bir tezi savunması demokratik ve hür bir toplum örgütlenmesi içinde suç sayılmaz. Ama aynı insanın fiilen hırsızlığa kalkışması suçtur ve cezayı […]

Daha fazla oku
Müslümanlar İnançları İçin Savaşır Ve Kazanır Şark İse Sadece Savaşır

Düşmanına verecek bir şeyi olmayan kimse mutlaka kötü, haksız ve canice bir savaş yürütüyordur. Evet olumlanacak olan savaş savaştığı tarafa kurtuluş götürmeyi amaçlayan, en azından kendinden bir şeyler vermeyi gözönünde tutan kişilerin yaptığı savaştır. Müslümanlar her savaştıkları alanda din yayıcılığı yapmışlardır. Kendileri için iyi bildiklerini, onlarla savaşanlara da vermekten çekinmemişlerdir. Bu yüzden müslümanların girdikleri her […]

Daha fazla oku
Hıristiyan Teolojisini Yıpratırken Bir Yaşama Biçimini Türetmiştir

18.yüzyılda Orlean düşesi bir mektubunda Paris’in çamuru ve sokaktaki insanlarıyla birlikte tahammül edilmez şekilde koktuğunu yazıyor. Düşünün ki bu dönem Fransa’da aydınlanma çağıdır.Ansiklopedistler, Teistler, Deistler ne kadar kirli, ne kadar temizdi bilemiyoruz? ama bu kişiler insanlığı nurlu ufuklara götürme görevini omuzlarında sayan kişilerdi kuşkusuz. Medeniyeti dünyaya yayma teraneleri bu yüzyılda başlamıştır. Avrupalı kaba,pis, anlayışsız taraflarını […]

Daha fazla oku
Batı Ve Rasyonel Akıl

Batı’nın dünyaya hâkim olurken savunduğu inançların ikincisi evrimin yani bir evreden başka bir evreye geçişin tek çizgi üzerinde olduğudur. Bu anlayışa göre insanlık tarihi tek ve düz bir çizginin devamından başka bir şey değildir. Marksistler buna tarihin akışı adını verdiler ve bu gidişin motorunun sınıf mücadelesi olduğunu ileri sürdüler. Geçen yüzyılda Batı kültürel ve sosyal […]

Daha fazla oku
Birşeyin Meşru ve Gayr-ı Meşru Olduğu Kuran ve Sünnet Ölçüsünde Anlaşılır

Müslümanlar bilginin insanın zihnî mekanizmasının bir türevi olmadığını bilmekle Hegelin perdesini yırtarlar. Bilgi, Yaradan’ın insana ulaştırdığıdır. Bunun ötesi zann’dan ibarettir. Dolayısıyla gerçek ve akıl arasındaki ilişki, gerçeğin algılanış alanında değil, daha ötede gerçeğin kavranış alanında kurulur. Gerçeğin kavranış alanı tasvir edilemez çünkü sabit, statik değildir. Kavrayan ve kavranılanı bu alan içinde tefrik edemeyişimiz yüzünden Müslümanlar […]

Daha fazla oku