Teslimiyete Ulaşan Özgürlük

“Ey Âdem! Sen ve eşin cennette yerleşin, orada olan­dan istediğiniz şeyi bol bol yiyin, yalnız şu ağaca yak­laşmayın; yoksa zalimlerden olursunuz” dedik. (Kur’an, 2/35). İnsanı başka canlılardan ayıran özelliklerden biri de, kendisinin ne olduğunu merak etmesidir. İnsan, kendi­sinin ne olduğunu, nerden gelip nereye gittiğini merak ediyor. Böylece kendisini çeşitli görüngülere göre çeşit­li biçimlerde sınıflıyor, kendini […]

Daha fazla oku
Edep ve Ahlak

  Edep ile ahlâk arasındaki ilişkiye baktığımızda, bazen ahlaka aykırı sayılmayan bir durumun edebe uygun görülmediğine rastlanabilir. Belli bir davranış ahlaken ay’ kırı telakki edilmeyebilir, fakat aynı hareket edep yönünden uygunsuz sayılabilir; bazen de bunun tersi bir du­rumla karşılaşılabilir: belli bir davranış ahlâkça uygun düş­meyebilir, fakat edeben uygun olabilir. Örnek: eve misafir gelmişken onun müsaadesini […]

Daha fazla oku
Teknoloji ve Yabancılaşma

Burada Heidegger’in romantik bir teknoloji karşıtlığı yaptığı­nı düşünenler olabilir. Teknolojinin yarattığı sanal mutlulukları eleştirmek bir kolaycılık gibi görünebilir. Fakat Heidegger’in yapmak istediği başka bir şey. Bunu iki başlık altında ele alabiliriz. Birincisi, teknolojinin artık kontrol edilemez bir olgu haline geldiği ve hayatımızın her alanına girdiği gerçeğidir. Bunu kabul ve itiraf etmek, teknolojinin tabiatı hakkında sağlıklı […]

Daha fazla oku
Mevlana akla karşı mıydı?

Mevlana akla karşı mıydı? Bunu cevaplandırmadan önce, so­runun ihtiva ettiği çelişkiye işaret etmek gerekir. Bir insanın akla karşı olması ne demektir? Aklını ve dilini kullanan bir insanın akla külliyen karşı olması mümkün müdür? Mevlana aklı aşk va­disinde çamura saplanmış bir merkebe benzetirken de şüphesiz aklını kullanmaktadır. Ama bu sonuca, daha büyük bir atıf çerçe­vesinden hareketle […]

Daha fazla oku
Türkiye’nin Vehimleri

*’ Türkiye’nin anlamlı bir kültür stratejisi geliştirebilmesi için iki saplantıdan kurtulması gerekiyor. Bunlardan birincisi Türki­ye’nin kendini “modem dünyanın hasta adamı” olarak görmesi. Bu yaygın anlayışa göre Anadolu insanının birey, toplum ve ev­ren anlayışı, adalete dayalı, özgürlükçü ve medeni bir yaşam biçi­minin inşasına imkan vermiyor. Türkiye insanı ne yaparsa yapsın Tarihin gerisinde kalmak zorunda. Oysa tarihsel gecikmişlik […]

Daha fazla oku
Kültür Üretebilen Bir Millet Olmak

Türkiye’nin kültürel daralması sadece modern mimariye, şe­hirciliğe yahut müziğe geçtiği (ya da geçmeye çalıştığı) için de­ğil, öncelikle kültür üretebilen bir millet olma vasfını yitirdiği için sancılı bir süreç olmaya devam ediyor. Bireysel özgünlük ve oto­nomiyle kolektif norm ve kabiliyetlerin buluştuğu yer olan kültür, bir geleneğe bağlı kalarak yaratıcı olma imkanını sunar bize. Kül­tür üretebilen bir […]

Daha fazla oku
Kültürün Siyasi Bağlamı

Bu durum, bize çoğulculuk tartışmalarının siyasi bağlamı hakkında önemli ipuçları veriyor. Çoğulculuğun sınırları sadece “uzaktaki öteki”ler üzerinden çizilmiyor. Ulus-devletin yaptı­ğı birey, vatandaş, kültür, kimlik tanımları en az diğer unsurlar kadar belirleyici bir niteliğe sahip. Bu tanımların hiçbiri tarihin boşluğunda ve siyasetin uzağında ortaya çıkmıyor. Çağdaş çoğul­culuk söylemleri, ulus-devletin kendini koruma altına alma gü­düsünün bir sonucu […]

Daha fazla oku
İslamofobi Çokkültürlülüğün Neresine Düşer?

Fakat aynı hassasiyet neden İslam ve Müslümanlar söz konusu olduğunda gösterilmiyor? Avrupa’da yükselişe geçen İslamofobi bu tehlikeli gidişin somut tezahürlerinden biri. Ve sorun kültürel hassasiyet ve empati eksikliğinden ibaret değil. Daha derinlerde yaşanan bir kırılma ve çatışma var. Aslında Batı dünyası, İslam’ın tarih sahnesine çıktığı 7. yüzyıldan bu yana İslamiyette ve Müslü­man kültüründe kendisinde olmayan […]

Daha fazla oku
Barış Söylemi

Üstelik, barış söylemini sosyal çatışmaya ve onun önlenme­sine tevdi etmek, müşterek ve toplumsal barışın olmazsa olmazı olan bireyi ihmal etme riskini taşır. İslam’da sosyal müşterekçiliğe karşı “manevi bireyciliğin” sahneye girdiği yer burasıdır: Bireyin, barış halini sadece kamusal alanda değil aynı zamanda kendi şahsi (private) alanında da sürekli hale getiren niteliklerle donanması gerekir. Hem kendisi ile […]

Daha fazla oku
Teknik ve Medeniyet

Bir tanıma göre medeniyet, insanın tabiat üzerinde hakimi­yet kurma ameliyesidir. Toynbee medeniyeti çevre şartlarının insanları değil, “insanların çevrelerini kendi arzularına göre dü­zenleme süreci” olarak tanımlar. Böylece insan-tabiat ilişkisinde tabiatın “mekanik kuralları” değil, giderek insan iradesi temel belirleyici faktör haline gelir. Barınma, korunma ve çoğalma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak isteyen insan, bunun için bir­takım araçlar geliştirir. […]

Daha fazla oku