Kolonyalist Dili Meşrulaştırma Aracı Olarak Tarihselcilik

Müslümanların modern paradigmayla karşılaşmaları, benzerine daha önce rastlanmamış sancılı bir durumun ortaya çıkmasına sebep oldu.Modern öncesi dönemde çok daha ağır travmalarla karşılaşmış olmalarına rağmen yaslandıkları değerler sistemine(tevhid) ve tutundukları sağlam kulpa(urvetül vuska) olan kavi imanları sayesinde bir çıkış yolu bulan Müslümanlar,özelikle 17.yüzyıldan itibaren yüzleşmek zorunda kaldığı modern paradigma karşısında mağlubiyet psikolojisine girdiler.Oysaki Müslümanlar ilk defa […]

Daha fazla oku
Ezansız Semtlerde Ezan Sesleri

RAMAZAN’IN SON GÜNLERİNDEN biri. Kitap fuarına gelmiş birkaç arkadaşımla, Sultanahmet Camiinin geniş avlusunda sohbet ediyorum.Sözüm ona ‘gözlemde bulunmaya’ gelmiştim. Kulağım arkadaşlarımda, ortalığı gözlüyorum. Derken, onca kalabalığın arasında beyazlatılmış kotu, pembe tişörtü, spor ayakkabısı ve at kuyruğu saçları ile, o kalabalığa hiç de denk düşmeyen birini seçiyor gözüm. Bana, fakülte yıllarında anfinin sağ-alt bölümünü işgal eden‘ezansız […]

Daha fazla oku
Nefs Hakkında

Nefsini bilen Rabb’ini bilir. İnsanın asıl özü, melektir ve emr âlemlerinden kaynaklanmaktadır.“ Insanın özü, dogru bir şekilde kendisine yöneldigînde imanı huzurla (es-sekîne) dolacaktır.” Taşan ilâhi huzur, art arda Allah’ı zikretmekle sükun buluncaya, ilâhî bilgiye uygun bir yaşantı sürünceye ve meleküt âleminin üst mertebelerine yükselinceye kadar insanın, özüne yayılacaktır. Kur’ân-ı Kerim nefsin bu haline ve sükun […]

Daha fazla oku
O başka, bu başka!’ felsefesi

‘O başka, bu başka!’ felsefesi ya da günümüz din dilinin eleştirisi Günlük hayatta, bir kişinin, inançları ile eylemleri arasında tutarsızlık gözlendiğinde ve durum kendisine ifâde edildiğinde, verdiği yanıt hemen hemen aynıdır: “O başka, bu başka!”… Durumun imlediği üzere, kişinin bir uzayda inanıp başka bir uzayda yaşaması ne demektir? Başka bir deyişle, inanç küresi ile eylem […]

Daha fazla oku
Nakib El-Attas:’İslam Metafiziğine Prolegomena’ Alıntılar

İslâm, bir kültür formu değildir. Islâm’ın gerçeklik ve doğruluk tasavvurunu yansıtan düşünce sistemi ve ondan elde edilen değer sistemi, yalnızca bilim tarafından desteklenen kültürel ve felsefî unsurlardan oluşturulmamıştır; bilakis onun temel kaynağı, dinin tasdik ettiği aklın ve keşf yoluyla ulaşılan ilkelerin kabul ettiği Vahiydir. Islâm kendisini, başlangıcından itibaren mükemmel oluşu sebebiyle gelişim sürecinde işgal ettiği […]

Daha fazla oku
Teslimiyet ve İtaat

Hadis-i Şerif’i. “Evet gerçekten döndürülmeden önce dönünüz” ifadesiyle aynı anlama gelir ki, bu söz bir kimsenin kendisini hakikî nefsine yani hayvanî nefsini nâtık nefsine tâbi kılması demektir. Hz. Peygamber’in Nefsini bilen, Rabbi’ni bilir. derken kastettiği bu nefsin bilgisiyle ilişkilidir. Ayrıca Allah, insanın nâtık nefsine hitap etmek suretiyle Ademogluna rabbliğini beyan ettiginde her nefs, “Ben sizin […]

Daha fazla oku
Dini ve Ruhi Bağlamda ‘Borçlu Olma Kavramı’

Borçlu olma kavramı, dinî ve ruhî bağlamda nasıl açıklanabilir?; yani “Borcun mahiyeti nedir?” ve “Borç kimedir?” soruları nasıl cevaplanabilir? Cevabımız, kendisini varlık alanına çıkardığı ve varlığını idame ettirdigi için insan Allah’a, yani Yaratıcı’sına ve Rezzak’ına borçludur. Insan bir zamanlar hiçbir şeydi ve yoktu; şimdi ise mevcuttur. “Andolsun biz insanı, çamurdan (süzülüp çıkarılmış) bir özden yarattık. […]

Daha fazla oku
Özgürlük ve Mutluluk Anlayışımız

Özgürlük adı verilen eylem, şart koşma anlamında hür olma değil, davranışı ifade eden tercihte bulunma (ihtiyâr) anlamına gelir. Ihtiyar anlamına gelen fiil, pek çok alternatif arasından değil, sadece iyi ya da kötü şeklinde iki alternatif arasından birisini seçmektir. Çünkü ihtiyâr, hâre (hâyere) ile aynı kökten türeyen ve iyi anlamına gelen hayr ile ilişkilidir. Ihtiyâr manasındaki […]

Daha fazla oku
Bilgi

İslâm, bilginin imkânını yani şeylerin hakikatlerinin bilgisini kabul eder. Onların nihaî özü, iç ve dış duyular ile nefsin güçleri, akıl, keşif ve bilimsel ya da dinî bir duruma ilişkin haber-i sâdık vasıtasıyla kesin olarak elde edilebilir. Islâm, insanı her şeyin ölçüsü yapan etik ve epistemolojik rölativizmi asla kabul etmediği gibi hiçbir şekilde böyle bir görecelilikten […]

Daha fazla oku
Zamansız Düşünceler

Haksızlığın Meşrulaştırıcı Aracı Olarak Logos  “İnsan, logos sahibi canlıdır” felsefenin zuhuruna parelel olarak icad edilen bir insan tanımıdır. Doğrudur diyelim de sakın bu tanım, tüm iyi niyetlerden kurtulmuş bir biçimde insanın haksızlık, zulüm, ahlaksızlık vb. akla ziyan tüm yönlerini meşrulaştırmak için kullanılıyor olmasın, sakın güç sahibi ahlaksız ve zalimlerin zulme maruz bıraktıkları zavallları uyuttukları bir […]

Daha fazla oku