İslamcılık Üzerine

  İslamcılık hareketlerinin ikinci bir İslami uyanışa ihtiyacı yok mu? İlk uyanış siyasi ve cüziydi. İkinci uyanış ahlaki ve külli olmalıdır. Günümüzde İslam’ı nasıl sunmalıyız? Anlaşılması, fark edilmesi büyük dikkat isteyen ve zor duruma düşürücü bir soru. Hiçbir asır, içinde bu­lunduğumuz asır kadar İslam’ın kendisine layık bir tarz­la sunulması ihtiyacını ortaya çıkarmamıştı. Bu durum birbiriyle […]

Daha fazla oku
Savaş Ş.Barkçin – Tevhid Medeniyeti -Alıntılar

  Akıl iman ile bağlanmayınca, imanın onun üzerindeki hükmü kuvvetlendirilmedikçe elden çıkar. Yabana kaçar. Dışımızdaki, Mevlâ’dan bigâne, gafil, ayrık, uzak şeyleri gerçek sanır. Elden yitip gerçeğin dışındaki bâtıllara, Allah dışındaki varlıklara, ölçü dışındaki aşırılıklara bağlanır. Kısacası akıl insanı insanlıkta, imanda, yolda tutan en büyük nimettir. İmanın bağıdır. Kıymetsiz değildir, çok kıymetlidir.(s.29) ———————————————————— Bir anlamı yanlış […]

Daha fazla oku
Yitik Bir Şehrin Görsel Belleği

  Prof.Dr.Mete Çamdereli Giriş Bir kentin1 belleğini okumak, kültürel kimliğinin izini sürmek, onunla iletişim kurmayı, göstergelerini okumayı, diline ve söylemine sokulmayı gerektirir. Kentler kendilerini gizlemez, ifşa ve ifade eder; kendi sözlerini söyler, kendi dil ve söylemlerini üretir; mevcut durumlarını, geçmiş göndergeleriyle birlikte ihsas eder, kendilerini benzerlerinden ayırır, farklı yanlarını fısıldar. Açıkçası, muhatabıyla aracısız iletişim kurar […]

Daha fazla oku
Hörmet

  Gençliğimizin kurban edildiği yer, hörmet mihrabıdır. Hörmet denen cevher, alelâde bir küçülmeden, bir tevazudan ibaret değildir. O, her şeyde bir sonsuzluğun huzurunda olduğunu hissetme ve kendini böylece bilme halidir. Filhakika her an Allah’ın eseri karşısında olduğunu düşünen insan, yine her an Allah’ı düşünür. Sevginin yaşattığı bu sürekli düşünüş, sevilenin huzurunda insan ruhunu eritir, sonsuzluğun […]

Daha fazla oku
Bize Ne Oldu?

“Üç kıt’ada yüz beldeye, bin beldeye sahip Bir memleketim vardı, sen ey Rabb-ı mesaip…” Süleyman Nazif Cemiyeti yapan ferttir; fert de kendi iç hayatının tarihinden ibarettir. Neslimizin bedbaht çocuklarının iç dünyası nasıl bir âlemdir? Bunu dünya psikologları birleşse bilemezler. “Padişahım çok yaşa!” ile gözlerimizi dünyaya açtık. “Büyük yanında konuşulmaz” dediler. “Büyüklerimiz çehar yâr-ı güzin ile […]

Daha fazla oku
Milli Eğitim Davamız ve Düşman

Devlet bir irade ise, maarif onun hayat noktasıdır. İnkılâbın mânasını anlayabilenler, işe her zaman ve her türlü şartlar içinde maariften başlar, maarifte bitirirler. Devletimizin büyük kurucuları olan Alpaslanlar, Nizamülmülkler gibi modern Hint dünyasını ihya eden Gandi de bu devletleri yıkılmaz, sarsılmaz maarif temelleri üstüne kurdular. O Nizamülmülklerin çocukları, o Alpaslanların torunları İstiklâl Harbi’ni zaferle bitirdikten […]

Daha fazla oku
Tarihin Görüntüleşmesi ve Maket Mekanlar

Müzeleştirme Cahildim dünyanın rengine kandım… – Neşet Ertaş Hafıza, bir iz ve göstergenin maket hali değil, hayat ha­lidir. İz ve gösterge, bugün yaşadığımız hayatta sürekliliğe sahip değilse, onunla ilgili bir geçmişten ve tarihten söz edi­lemez. Bu anlamda hafıza, daha çok dünle değil bugünle il­gilidir. Bundan dolayıdır ki geleneği olan toplumlarda (bu ister Doğu’da olsun ister […]

Daha fazla oku
Mekân’ın Ötesi

Evim, evim, vah evim, gönül bucağı evim! Tadım, rengim, ışığım, anne kucağı evim! – Necip Fazıl Senden ayrı ben bir mekân kurmadım… – Neşet Ertaş Mânâ görünmek için sû ret ister… – İbn Arabî Allah ol dedi ve her şey oldu. Ol’an, oluş’an yer’leşti. Ol emri sonucunda murad, mekânda yer tuttu ve göründü. Şüphesiz ki […]

Daha fazla oku
Türkiye’de Seçkin Zümrenin Değişimine Dair Bir İzah Denemesi

Mezar gıpta o devr-i kadîm efendisine Ne kendi kimseye benzer ne kimse kendisine Yahya Kemal / Süleyman Nazif “Herkesin rûhanî kurbiyeti ne kadar ise, Muhammedi verasetten de o kadar varistir.” Bayram-ı Veli Medeniyetleri, kültürleri, ülkeleri, devletleri, hâkimi­yetleri, hükümetleri, iktidarları (adına ne dersek diyelim insan topluluklarının eseri olan ve onları bir arada tutan “anlam yapıların) gerçekte […]

Daha fazla oku
Bilginin Sebep Olduğu

Filozofların aydınlatamadığı toplumu, şarlatanlar aldatır… Condorcet Anlamıştım ki, her şeyin temelinde siyaset vardı ve ne yapılırsa yapılsın, bir halk ancak onu yönetenin niteliğini haiz oluyordu. J. Rousseau “Var olmak, düşünmek ve hareket etmektir.” demiş­ti Nurettin Topçu. Ne dediğini bilen insanlardandı Rah­metli: “Vakıa hayvanlar da hareket ediyorlar. Lâkin onla­rın hareketleri şuurlu değildir; alelâde yer değiştirmeden, kımıldanmadan […]

Daha fazla oku