Kasım Küçükalp – Zamansız Düşünceler 2 ”Alıntılar”

Nihai Öğretmen Olarak Zaman Bir ömre değil birkaç ömre bile sığmayacak kadar çok ve büyük hayaller, umutlar ve beklentiler biriktirir de cahil insan, ansızın çat kapı gelen bir an içinde hepsini yitiriverir. “Allah’tan iyi şeyler iste.” demişti avam irfanı nasip buyurulmuş rahmetli nenem. Şimdi tüm isteklerin, İyi’ye raci olmadığı müddetçe boş ve anlamsız olduğunu haykırıyor, […]

Daha fazla oku
Düşünce, Düşünce Başlar

Malum; masallar, meseller ve misaller ibret içindir. Lügat-i Nâcî’nin tarifine göre ibret, “mûcib-i intibah olacak vaka ya da husus ”tur. Eskiler mezkûr formlara gerek meramlarını ifade için, gerekse muhataplarım uyarmak ve uyandırmak için sıkça başvururlardı. Bunlar, eğlenmek ve oyalanmaktan ziyade, dere çıkarmak ve ibret almak içindi esasmda. Şimdi Lao Tzu’dan (MÖ 4. asır) şu ibretâmiz […]

Daha fazla oku
Takdir Edilmiş Kategorilerin Değerlendirilmesi

… 4.3.7.  İnsan varlığı, tüm diğer canlı varlıklardan farklı olarak, dış dünyayı, zihnindeki işletim sistemi dolayımıyla algılamaktadır. Zihinsel işletim sisteminin aparatları kategoriler ve değer yargı­larıdır. Nietzsche’nin de değişik vesilerle söylediği gibi, herhan­gi bir varlık hakkında, kişilerde teşekkül eden kanaatler; onla­ra daha önce benimsetilen kategorilerin ve bu kategorileri nasıl değerlendireceklerine dair onlara benimsetilmiş olan değer yar­gılarının […]

Daha fazla oku
Bir İçselliğe Sahip miyiz?

Başladukça ben söze başlar hücûma vâridât Şöyle kim takat getürmez anı takrire zeban Nef’î İçsellik (interiorite) dediğimiz hergünkü sıradan hayatin ru­tin olaylarının mütemadiyen üstünü örttüğü ve neredeyse hissedilmez kıldığı şu ortamdır, iç âlemdir, gönül dünyasıdır. Hergünkü hayatin alelade akışı esnasmda biz ekseriya yüzey- deyizdir. Yüzeyde sıradan olaylar içinde yüzmekteyizdir. De­rine dalma, düşüncelere gark olma gibi […]

Daha fazla oku
Yapay Karakterler Çağina Giriş

Mehmet Erikli İnsan kendi gerçekliği içinde tanır kendini. Dünyaya geldiği andan itibaren etrafını el yordamıyla tanıma arzusundadır. Aslında kendisini tamamlayacak maden içtedir ve o için karanlığından ürker ilk olarak. Gürültüsü dinmez bir yeryüzünde, kendisi için yeni “anlamlar” arama çabasını çok sonra öğrenecektir. O çok sonralar geldiğinde ise ihtiyaç duyacağı “kimliği” başkalarınca düzene sokulmuş olunca şu […]

Daha fazla oku
Özne ve Hakikat

Hakikat kaygısı, hakikat anlatılarının küçümsendiği çağımız­da bile öznenin hâlâ en temel kaygısı sayılmalı. Öyle, zira insan hakikate farklı adlar verebilir, hakikat yokmuş gibi dav­ranabilir, dahası hakikat diye bir şeyi inkar edebilir, ama ha­kikatte yine de ondan vaz geçemez: Hakikat (ve eksikli kipi hakikatsizlik), insanı, insanın insanlığını örtük veya belirtik bir biçimde belirlemeye devam eder daima. […]

Daha fazla oku
Sanat Lâdinî Bir Din mi?

Sanat beşeri bir faaliyettir, giderek de beşere mahsustur. Be­şere mahsus dedik, dolayısıyla sanatın insanın bir imtiyazı olduğunu ima etmiş olduk. Tanrı’nın sanatından bahsedilebi­lir, hatta edilmelidir de, yine de sanat deyince akla öncelikle beşeri bir faaliyet gelmelidir. Tanrı’nın sanatı -beşeri sanatın hilafına- içinde arayış gibi, atılım gibi, deneme gibi öğeleri barındırmaz zira. Bu sanat Tanrı’mn hikmeti […]

Daha fazla oku
Kur’an’ın Düşünce Kamusu

Kur’an, çıkarımsal ve sezgisel akıl ve düşünmey­le ilgili bir dizi terim kullanır. Tefekkür yani “düşün­me”, kalp,fuat yani“gönül”, literal anlamı “tohum/ çekirdek” olan lüb yani “aslî kalp” bu terimler ara­sındadır ve bunların her biri algılama, düşünme ve muhakeme etme eylemlerinin farklı bir yönüne kar­şılık gelir. Akılla aynı anlamsal alanı paylaşan başka terimler de vardır: ilim yani […]

Daha fazla oku
İnsan Doğası Üzerine

Herhalde koskoca dinî ve felsefî bir meseleyi burada halle­decek değiliz. Ancak bir ucundan tutabilirsek ne ala! Malum­dur ki, insanın bir doğası var mı, var ise değişir mi, değişmez mi tartışmaları söz konusu. Öz mü önce gelir varlık mı sorusu da bir açıdan bu tartışmayla ilgili. Bazı felsefi akımlar insanın doğası itibariyle kötü veya iyi olduğunu […]

Daha fazla oku
Proje Olarak Beden

Pazar, ürettiği mutsuzluktan beslenir. Zygmunt Bauman Beden, hakkındaki tüm takdirin taşıyıcısı olan bireyin omuz­larındaymış gibi göründüğü, ancak işin iç yüzünde küresel ağ­larca kumanda edilen politik bir projedir. Her an pazarlanmaya hazır olan bu proje, öldürdüğü Tanrı’nın yerine kendi Ben’ini ikame eden modern bireyin kendi başına seçtiğini sandığı şeyleri de tayin eder. Proje olarak bedenin etrafında […]

Daha fazla oku