Şiir Adağı Göçmen Konağı Arayurt

ALİ ÖMER AKBULUT Şiirin aslı karanlıktır, karanlıktadır. “Aslı gibidir” diyebileceğiniz bir görüntü vermez şiir. Kıyaslayabileceğiniz bir imkân sunmaz. Herkesin her şeyi görebildiği iddiasıyla ferah fahur dolaştığı gündüze ve her şeyin “en doğrusu”nun bulunduğu vehmine sahip sağduyuya kapalıdır şiir. Her şeyi göze ve görüntüye yerleştiren, her şey “ortada” duygusu veren gündüz ve sağduyu zuhuru kapatır, örter […]

Daha fazla oku
Ontolojiye Politik Tahakküm: Feminizm ile Oryantalizm (Kirli) İttifakının Gölgesinde Aile

Mehmet ULUKÜTÜK* * Doç. Dr. Bursa Teknik Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, mehmet.ulukutuk@btu.edu.tr Giriş insanların ontolojik tecrübeleri, tarihsel ve dinsel tecrübeleri­nin bir hasılasıdır. Bununla birlikte ontolojinin şimdiki anı ve koşullarını aşan bir yönü de var. Ontoloji varlığı ve varolanları anlamlandırdığımız üst bir kategori olarak dünya ve içindeki­lere öteden ve üst bir perspektiften […]

Daha fazla oku
İbrahim Kalın – Açık Ufuk -Notlarım

Aklınız, kalbiniz, duygularınız, hayal gücünüz ve iradeniz size ait değilse, düşünce yolculuğunda mesafe kat edemezsiniz. Şöyle bir dolanıp gelmek, kelimelerin ve kavramların dünyasına arada bir girip çıkmak tefekkür etmek değil, zihin eğlendirmektir. Oysa bizim günü kurtaran kurnazlıklara değil, neden ve nasıl var olduğumuza dair esaslı bir kavrayışa ihtiyacımız var. Var olmak ciddi bir iştir. Düşünerek […]

Daha fazla oku
Osmanlı Düşüncesinin Temel Meseleleri

Osmanlı Düşünürlerinin Meseleleri Osmanlı Düşüncesi’nin varlıkla irtibatının doğrudan gö­rülebileceği alanlardan biri de Osmanlı düşünürlerinin ele aldığı meselelerdir. Osmanlı düşünürlerinin meseleleri, ait oldukları geleneğin yeniden üretilmesi sürecinde karşılaşılan meseleler gibi gözükmektedir. Bu meseleler kabaca, geleneğin kavranması söz konusu olduğunda karşılaşılan meseleler ve ge­leneğin kavranması esnasında daha öncekilerin dayanmakla bir­likte söz konusu etmedikleri esasa müteallik meseleler olarak […]

Daha fazla oku
Taha Abdurrahman – Dini Amel ve Aklın Yenilenmesi -Alıntılar

Bazı düşünürlerin Yüce Zat hakkındaki konuşmalarında huzur-ı ilahiye karşı bir edepsizlik yapmaktan kaçınmak maksadıyla kullanılması âdet olmuş tabirlerden hiçbirisine rastlayamadığımız gibi o makama layık saygı ve takdis ibarelerini de bulamıyoruz. Hatta bazıları bilimsel nesnellik ve keşfedici bakış adları altında gayb hakkındaki sözlerini sanki alelade canlılar veya cansız nesneler hakkında konuşuyormuşçasına ortaya koymakla övünmektedir. Herkes tarafından […]

Daha fazla oku
Bir Zorunluluk Olarak Ahlâk: İnsan Olmak ve Ahlâklı Olmak

Tahsin Görgün … Ahlâkî Bir Makuliyet imkânı ii) Bu durum bizi, ilk bakışta, rasyonel davranmanın ahlâkla irtibatsız davranma olduğu gibi bir neticeye ulaştıracaktır ki bu, başta sorduğumuz sorunun bir cevabı olarak karşımıza çıkacaktır. Yani “ahlâksız” davranmak da makuldür. Hatta “ahlâkî davranmak, makul olmamaktır” gibi bir hüküm ortaya çıkacak­tır. Günümüzde özellikle siyasi alanda ahlâkî ilkelere bağlı […]

Daha fazla oku
Çağdaş Psikolojik bir Perspektif:İslami Tefekkür ve Seküler Psikoloji

İslam’ın yüce ibadet biçimlerinden biri olan tefekkü­rü, bilimin saygın cübbesine bürünmüş sahih olma­yan bilgilerle dolu, büyük ölçüde kültüre bağımlı ve seküler bir disiplin olan çağdaş Batılı psikolojinin bakış açısıyla tartışmak, haddini bilmezlik gibi görülebilir. Ancak Doğu’daki Müslüman halk ve çoğu psikoloji öğrencisi, Batı’dan ithal edilen her şeye hâlâ hayranlık duydukları için, kitaba bu bölümle başlamanın […]

Daha fazla oku
Nefret ve Merhamet

Eğer insanlar, kendileri için ıstırap çekenle­rin varlığını bilselerdi bu kadar kötü olmaz­lardı. Abdülaziz Hayrî Bekgine İnsanoğlu, yani toprağa bürünen şuur, insan olarak toprak üze­rinde dolaştığı günden beri kendinden talep edileni yerine getiriyor. Ondan talep edilen şey onun vazifesi olmuştu: O, tanıyacak, hüküm verecek, kıymetlendirecek, tasdik edecek ve hareket edecekti. Zira o, bu kabiliyetlere de sahip […]

Daha fazla oku
Medeniyet, Modernlik ve Bir Medeniyetsizleştirme Girişimi Olarak Modernleşme

Muhittin Bilge Medeniyet bir kavram olarak nispeten yeni olmakla birlikte bir olgu olarak neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir vakıadır. Cemil Meriç’in (1979: 93) ifadesiyle “Muhtevası çağdan çağa, ülkeden ülkeye, yazardan yazara değişen” medeniyetin, Batı dillerinde ilk defa 18. yüzyıl ortalarında (1756), “civilisation” kelimesiyle Fransızcada ifade edildiği görülür. İngilizcede ise 1770’lerde “civilization” biçiminde kullanılan kavramın […]

Daha fazla oku
Uygarlık ve Barbar Mizaç

Stjepan Mestrovic Giriş Bir düşünce olarak uygarlığın toplumsal manası nedir? Bu düşüncenin toplumsal kökenleri, yapısı ve neticeleri nelerdir? Eski Yunan (ki kendi uygarlıkları ile barbarlar arasındaki ayrımı kutuplaştırmışlardır), Şarlman’a kadar Roma imparatorları, feodalizm, Oliver Cromwell öncesi, sırası ve sonrası birçok din savaşı, Napolyon, Mussolini ve Hitler’den bugün bir Avrupa Birliği kurmaya yönelik hareketleri de içine […]

Daha fazla oku