Müslümanlar İnançları İçin Savaşır Ve Kazanır Şark İse Sadece Savaşır

Düşmanına verecek bir şeyi olmayan kimse mutlaka kötü, haksız ve canice bir savaş yürütüyordur. Evet olumlanacak olan savaş savaştığı tarafa kurtuluş götürmeyi amaçlayan, en azından kendinden bir şeyler vermeyi gözönünde tutan kişilerin yaptığı savaştır. Müslümanlar her savaştıkları alanda din yayıcılığı yapmışlardır. Kendileri için iyi bildiklerini, onlarla savaşanlara da vermekten çekinmemişlerdir. Bu yüzden müslümanların girdikleri her […]

Daha fazla oku
Hıristiyan Teolojisini Yıpratırken Bir Yaşama Biçimini Türetmiştir

18.yüzyılda Orlean düşesi bir mektubunda Paris’in çamuru ve sokaktaki insanlarıyla birlikte tahammül edilmez şekilde koktuğunu yazıyor. Düşünün ki bu dönem Fransa’da aydınlanma çağıdır.Ansiklopedistler, Teistler, Deistler ne kadar kirli, ne kadar temizdi bilemiyoruz? ama bu kişiler insanlığı nurlu ufuklara götürme görevini omuzlarında sayan kişilerdi kuşkusuz. Medeniyeti dünyaya yayma teraneleri bu yüzyılda başlamıştır. Avrupalı kaba,pis, anlayışsız taraflarını […]

Daha fazla oku
Batı Ve Rasyonel Akıl

Batı’nın dünyaya hâkim olurken savunduğu inançların ikincisi evrimin yani bir evreden başka bir evreye geçişin tek çizgi üzerinde olduğudur. Bu anlayışa göre insanlık tarihi tek ve düz bir çizginin devamından başka bir şey değildir. Marksistler buna tarihin akışı adını verdiler ve bu gidişin motorunun sınıf mücadelesi olduğunu ileri sürdüler. Geçen yüzyılda Batı kültürel ve sosyal […]

Daha fazla oku
Birşeyin Meşru ve Gayr-ı Meşru Olduğu Kuran ve Sünnet Ölçüsünde Anlaşılır

Müslümanlar bilginin insanın zihnî mekanizmasının bir türevi olmadığını bilmekle Hegelin perdesini yırtarlar. Bilgi, Yaradan’ın insana ulaştırdığıdır. Bunun ötesi zann’dan ibarettir. Dolayısıyla gerçek ve akıl arasındaki ilişki, gerçeğin algılanış alanında değil, daha ötede gerçeğin kavranış alanında kurulur. Gerçeğin kavranış alanı tasvir edilemez çünkü sabit, statik değildir. Kavrayan ve kavranılanı bu alan içinde tefrik edemeyişimiz yüzünden Müslümanlar […]

Daha fazla oku
Teknolojinin Toplumu Hakim Kıldığı Bir Mantık Vardır

Çoktandır insanın kendi türettiği alet karşısında küçüldüğü ve bu Frankeştay’nın sonunda sahibini boğazlayacağı söyleniyor. Kimbilir bunları söyleyenler böylesi bir boğazlama eyleminin olup bittiğini bile farketmiyorlardır belki. Zira teknolojinin topluma hakim kıldığı bir mantık vardır ve bu mantık şartlanmasının dışına çıkamadığı için gerçekte neler olup bittiğini kavramaktan da aciz olabilir. Eşya karşısında takınılan tavır nasıl günümüz […]

Daha fazla oku
Yolunu Kaybeden Herkes Aynı Yanlışa Düştü

Gerek Batı medeniyetiyle karşılaşmadan önce İslam dünyasında beliren çürümelerin, gerekse Batı tahakkümü altında aşağılık duyguları içinde kıvranan müslüman camianın zihnî dağınıklığının bana sorarsanız esaslı bir sebebi var: Yolunu kaybeden herkes aynı yanlışa düştü. Onlar insanlık durumunu ve yüz yüze gelinen gerçekleri mutlak, hakikati ise her durumda anlam değiştiren, izafî karakterde kabul ettiler.” ‎”Sandılar ki insanlığın […]

Daha fazla oku
Batıya Boyun Eğmek

Günümüzdeki Batı hâkimiyeti bir zapt etme hâkimiyeti değil, bir düzenleme, ayarlama, yola sokma hâkimiyetidir. Batı medeniyeti günümüzdeki ”barışçı” düzen koyucu üstünlüğünü elde etmeden önce hakimiyetini zora başvurarak tesis etmişti. Geçtiğimiz yüzyılda Batı bir toplumu kıskıvrak yakalayabilmek için önce o toplumun yöneticilerini ve ileri gelenlerini Batılı değerlerle donattı. Bir toplumun yönetici kesimi Batı’ya ruhen köle olduktan […]

Daha fazla oku
Kaybettiğimiz Değerler

Benim görüşüme göre Müslüman toplumlar olarak kaybettiğimiz değerler geçmişte yaşanılan cihangirlik, debdebe ve ihtişamla ilgili değildir. Bizim asıl kaybettiğimiz veya tamı tamına kaybetmesek bile günden güne daha büyük bir hızla kaybetmekte olduğumuz değerler,bizleri Batı dünyasının bütün azgınlığına rağmen günümüze ulaştıran, günümüzde bile bütün Müslümanları kâfirler gözünde heybetli kılan değerlerdir. Kaynak: İsmet Özel-Taşları Yemek Yasak

Daha fazla oku
Müslümanla Kafirin Arasında Ki Hür Olma Farkı

Bizim özümüz Rabbimız tarafından bize verilmiş bir cevherdir. Eğer biz onun değerini bilir ve korursak gürleşir, özgür oluruz. Ama önce özümüzü tanımaz, tanıdıktan sonra da onun sağlığına elverişli tutumumuz olmazsa insan vasıflarımız zaafa uğrar, bundan kainat da zarar görür, biz de zararlı çıkarız, özümüzü kaybetmek ve onu yeniden bulmak mümkündür, ama birden fazla özümüz olamaz. […]

Daha fazla oku
Kurtuluşumuz Haddimizi Bilmekle Mümkündür

Özgürlüğünü bilmeyen insan şeytanî ve hayvani hayatında bir fasit daire içinde dönüp durur. Oyalanmak için birçok imkâna sahiptir. Hür olma isteği ve ihtimali, hür olmanın avantajları işte bu imkânlardandır. Hâlbuki özgür olmak sadece bizi insan kılan bilgiden nasibimizi almakla mümkün olabilir. Bizi insan kılan bilgi ise yalnızca Vahy yoluyla peygamberlere ulaşmış ve onlar vasıtasıyla bizim […]

Daha fazla oku