Aşkın Halleri

Aşk bir şuur halidir. Ancak bütün şuur halleri kendilerine özel bir düzen içinde tek tek yaşandıkları halde aşk, kalabalık şuur hallerinin toplu halde şuura yaptıkları baskındır. Bu baskın şuur dışında, yani yalarken varlığının farkında olmadığımız derinlerdeki ruh dünyamızdan gelir; onun taşarak şuur alanını kaplaması halidir. Bendini yıkan bir selin bağları, ovaları ve ormanları doldurması gibi, […]

Daha fazla oku
Gerçeği Bilmek

Neler biliyoruz? İnsanoğlu yeryüzünde ne bilgilere sahip oluyor? Göz görüyor ve zekâ kavrıyor. Bunca bilgilerin sahibi insan bildikleriyle mağrurdur. Acaba neyi biliyoruz? Akıl kendi önümüze, yolumuzu aydınlatan bir ışık serpmekten başka bir şey mi yapıyor? Bildiklerimiz, kendimizden çıkıp yine kendi varlığımıza avdet eden ihtisaslardan ibaret değil midir? İnsan, ihtiyaçlarını giderme endişesiyle yaptığı etrafına saldırma hareketleri […]

Daha fazla oku
Düşünmek…

Mantık dilinde düşünmek,şuur ile eşya arasında münasebet kurmaktır. Aynada görünen hayal gibi eşya ve olayların şuurda tasavvur halinde tekrarlanmasıdır Dış dünyanın iç alemimizde bir nevi devamıdır; veyahut sebeplerle sonuçlar arasında münasebet kurmaktır Nazariye yapan mantık, düşünmeyi böyle tarif ediyor. Lakin insanin gerçeğini anlatan psikoloji, olayların böyle cereyan etmediğini ortaya koymaktadır. Düsünmeden evvel hissediyoruz dis dünyadan […]

Daha fazla oku
İnanmak ve Sevmek

İnanmak, gerçek ve şahsi tanıyış; sevmekse gerçek yaşayıştır. İnanmayan bilmez, taklit eder. O ışığını başka kürelerden alan bir kör kandildir. Sevmeyenler, yaşamayanlardır. Onlar ölü ruhlardır. Her an toprağından taze hayat fışkıran tarlanın üstüne atılmış kuru kütüklerdir. Dünyamızın tadını onlar alamazlar, hayatın kudretini onlar bilemezler. Her kökünden bir inanış otu biten, her tarafına bir başka şevk saçılmış dünyamızda aşk ile inanışın […]

Daha fazla oku
Var Olmak

Var olmak, düşünmek ve hareket etmek demektir. Vakıa hayvanlar da hareket ediyorlar. Lakin onların hareketleri şuurlu değildir; alelade yer değiştirmeden, kımıldanmadan ibarettir. Yalnız insana mahsus olan hareket (action) ise, kendi kendisini ve başka varlıkları değiştirmek demektir. Bununla insanın hareketleri hür oluş vasfını kazanıyor. Ancak hareketlerimin hür oluşu, kendisinden evvel var olan ve kendisine hakim bulunan […]

Daha fazla oku
İki Sanat İki Ahlak

Avrupa, medeniyet bayrağı altında bize saldırmadan evvel büyük bir millettik İlk ceddimiz Alparslan, tarihimizin kuruluş gayelerini Malazgirt’te kazanmaya hazırlanırken imanına sığınmıştı. Sonra bu topraklara Yunus’un nefesleri sindi, Yıldırım’ın kanı karıştı. Hallacın kabrindeki secdesinden ayaklanan Türk çocukları, birkaç asırlık hamle ile Viyana’dan Mısıra kadar üç kıtanın kapılarını tuttular. Üç kıtanın efendileri idik. Çünkü o zaman daha […]

Daha fazla oku
Demokrasi-Kemiyet’in Hakimi

‘Demokrasi, keyfiyetin yerine kemiyeti koyduğu gibi ruhun ferisi de maddeye bağışlıyor. Çoğunluğun sözü geçerliği, kemiyetin hâkimiyeti  îdi. Bir toplumun ferdi ruhtaki akislerinin yerine toplumun madde olan kütlesinin hâkim oluşu ise ruhun yerine maddenin geçirilmesidir. Toplum içinde her ferdin dileklerini hâlda» kılmak gaye olmamalıdır. Çünkü toplum hayatında en bayağısından başlayarak iyi ve kötü bütün dilekler yaşatılmaktadır. […]

Daha fazla oku
Din Terbiyesi

Din terbiyesi şahsiyet terbiyesidir. Çok bilgiler, hikâyeler ve öğütler insanı dindar yapamaz. O, damarlara yapılan aşı halinde bir aşk terbiyesi verilir. Dindar çok seven ve sevgiden örülen bir şahsiyetin sahibidir. Dindarlık; ilmi, sanatı, ahlâkı ve insanlığı severek Allaha ulaşmaya kabiliyetli bir ruh örgüsüdür. Dindar için, din düşmanı yoktur. Sadece Lütuf dan mahrum olan gâfıl ve […]

Daha fazla oku
Yavuz Sultan Selim’in İlme ve Âlime Hörmeti

Büyük atamız Yavuz Sultan Selim’in ilme ve âlime hörmetini ifade eden pek meşhur bir hâdiseyi de anlatmak istiyorum. Yavuz Mısır’ı aldıktan sonra bu ülkenin idaresini bir Kölemene teslim ederek İstanbul’a dönüyordu. Ordu, Adana civarında yürür ken, Padişah kendisinin sol tarafında at üstünde giden, Sinan Paşanın Mısır’da düşman tarafından katledilmesiyle tâyin ettiği yeni sadrazam Yunus Paşaya […]

Daha fazla oku
Din Görevlisi Kimdir?

Din görevlisi ahlakı ile örnek olan kimsedir. Onun en başta görevi, insanların sefaletlerinin yanında yaşamak, ister vücutta ister ruhta gözüksün, lakin her halde ruhu sefalete sürükleyecek olan acıların yıktığı varlıklara uzanıp onları yerden kaldırmaktır. Din görevlisi ruhların kurtarıcısı, ahlak yaramızın doktorudur. Kin ile kibirden temizlenmiş, menfaatlerden sıyrılmış, nefsini unutmuş, kalbi ve kafasıyla Allah’ın bütün kullarının […]

Daha fazla oku