Günümüz insanı kadim değerlerinden farklı bir eğlence hayatına dalar. Eğlence sadece eğlenme, zihni dağıtma, yüklerinden kurtulma, lirik potansiyelini harekete geçirme, yeni bir varoluş için enerji, güç depolama, hazırlık yapmayı değil sadece ve sadece vakit geçirmeyi hedefler. Eğlenirken düşünen, kaygılanan günümüz insanı gündelik hayatını oyun ve eğlenceye dönüştürmeye çalışır.
Hem sistemin, menfi yönlerini aşamadığı, itiraf edemediği sistemin güdümüne, onun yoğun baskısına karşı korunma ve kaçma adına işi eğlenceye dönüştüren bugünün insanı, hayata dair tüm duygusal izlekleri yarım yaşar. Her şeyi oyun olarak görmesi ve eğlence ile özdeşleştirerek yerine getirmesi yaşamdaki ve küresel kültür etkisinden kurtulmanın, sıyrılmanın mümkün olmayacağının göstergesidir. Bir nevi umutsuzluk halidir; umutsuzluk kendini ancak eğlence ile yansıtır ve tatmin eder.
Yaptığı işin ızdırabım, zevke, keyfe ve eğlenceye dayandırır.
Bugünün insanının eğlence anlayışıyla iş anlayışı arasında temelli farklar bulunmaz, zira eğlenceyi hayatının geneline yayarak, bulunduğu ortamı ihata eder. Çalışma ortamının, gündelik hayatın, trafiğin, stresin getirdiği yoğun baskılar “kaçış”a neden olur, bu kaçış bir bakımdan eğlence olarak algılanır. Halbuki, AVM gezmeleri, pazar parkları, piknikler eğlenmek için değil içinde bulunulan dünyadan bir an için olsa bile sıyrılmak içindir. AVM ile piknik arasındaki çelişki zaten bunıı gösterir çünkü kentlerdeki insan, küresel kültürün mabedi konumundaki AVM’lerden çıkmak isterken, yine tanımlanmış gibi, kodlanmış yada efsunlanmış gibi haftsonu da burada bulur kendini. Buna razı olmayan ve biraz olsun geleneksel yaşayışı geçmişinde görmüş kişiler haftasonlarını parklara, yeşile, doğaya, pikniğe atar. Orada yitirdiği geçmişini, benliğini, doğal insanı bulur. Sonra yine akşam içinden çıktığı kültüre, piyasaya,, dünyaya döner, kısa süreli mutluluğu bir anda mutsuzluğa ve çöküntüye döner. Bulunduğu dünya ile düşlediği dünya arasındaki kopukluk en çok bu doğa ile münasebetlerde çıkar çünkü.
Artık tamamen küresel kültürü kanıksamış bireylerin konserler, tiyatrolar, stand up gösterileri, sinemalar, doğum günü partileri, sirkler, müzeler, spor salonları, branchlar, yaz okulları, bilgi oyunları, playstationlar, festivaller ile birlikte sürekli olarak araba yenileme, elektronik yenilikleri takip etme gibi eğlencelikleri bulunuyor. Jogging, Tracking gibi etkinlikler ile pikniğe gitmeler arasında da çok net ayrımlar ortaya çıkıyor. Çünkü küresel kültürün ürettiği doğa yürüşleri, bundan az da olsa sıyrılmak isteyen “piknikçiler ”den ayrılır. Son yıllarda nargile kahveler ve kafe kültürünün her kesime yayılması, zamanı bu şekilde değerlendirme de artık piyasanın temel eğlence sahaları arasına girmiştir. Müslümanlar bile vakitlerini, “boş zamanlarını” değerlendirme derdindedir.
Ercan Yıldırım-Zamanın Ruhuna Karşı,syf;242-243
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…