Peki şehvetimi nasıl öldürebilirim, hevamı nasıl zayıflatabilirim,korkumu ve sakınmamı nasıl güçlendirebılirim? diye sordum.
Dedi ki: geçmiş günahlarını düşün. Allah’ın(c.c.) yapmanı zorunlu kıldığı seyleri yapamamaktan kork, dirilmeyi ve sorgu suali, çekeceğin azabın şiddetini, mahrum olacağın sevabı, buna müstehak olduğunu duşun ve bu arada tevbeye ve azme başvurarak, ilerisi hakkında Rabbinden korkarak O nun hoşlanmadığı lezzetlerden nefsini men etmeğe çalış Bu durumda hata yapsan dahi, çabucak tevbe ve azmine geri dönersin.
Nefsine korkuyu yerleştirmeği devamlı düşünürsen, korkun güçlenir. Nefsini reddetmeğe, ona başkaldırmağa , arzularını yerine getirmeğe devam edersen, nefsin, adetlerinden vazgeçer- sevdiği şeylerin kendisine verilmesinden ümidini keser, Böylece yavaş yavaş nefsin körelir Arzu ettiği herhangibir şeyi elde ettikten sonra da korku ve üzüntü duyar.
İşte o zaman kuvvetlenmiş, sıdkını göstermiş, murakebeni Allah(c.c) için yapmada ve ihlasında derece katetmiş olursun.
Bunu yapmam uzun zamanı da gerektirebilir, kısa zamanı da. Anlattığın şekilde düşünme ve nefsimle mücahedeme devam ederek kuvvetlenmek için kendimi zayıf hissettiğim zamanlar bana yardımcı olabilecek şey nedir?, diye sordum.
-Zayıflığını yenmen ve nefsine karşı kuvvetlenmen iki yolla mümkündür:
Birincisi: Hataya düşmene sebeb olacak herşeyden uzak olmaktır. Ancak yapman, yerme getirmen mecburi olan ve Rabbine taatinde sana yardımcı olacak şeyler başkadır.
İkincisi: Hatalardan sonra fazla beklememek, nefis masiyete alışmadan, kalbinde arzulara kavuşmanın tatlılığı yerleşmeden, bunları çabucak atmağa çalışmaktır, dedi.
-Hata ve sürçmeme sebeb olan şeyi bir misalle açıklar mısın?, diye sordum.
Bir adam duşun kî helal olmayan şeylere bakmağı seviyor. Buna rağmen (helal olmayana bakmasına imkan verecek olan) yolda oturup sohbet etmekten veya dinlenmekten, arkadaşlarıyla (ihvanıyla) biraraya gelmekten geri durmuyor. Yolda her oturduğu veya (helal olmayana) bakmağa niyet ettiği her zaman , bu arzusunu kabartacak bir olayla karşılaşıyor, nefsi kendine gatib geliyor ve bakıyor. Sonra bu yaptığından pişman oluyor ve tevbe ediyor. Ama (yeri gelince) yine oturuyor, yine bakıyor. İşte bu kişi yolda oturmağa son verir, evinde veya mescidinde oturursa, fitnesine sebeb olacak yolu kapamış olur ve bu şekilde zayıf olmasına rağmen, yolda oturarak nefsini fitneye sunan kişiden daha kuvvetli olur. Zira zayıf olan , bir fitnenin geldiği ciheti kapadığı zaman, kuvvetli ama fitneye açık olan kişiden daha kuvvetli olur. Çok gerekli olan durumlar hariç dışarı çıkmayı teketmesi de böyledir. Bu da fitnesine sebeb olan şeyleri ortadan kaldırır, dedi.
Haris el Muhasibi,Er-Riaye
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…