..Allah Teâlâ, “Bir fasık, size bir haber getirirse, onu araştırın”yani “inceden inceye araştırın, açın çözün” buyurunca, bunun peşinden, “Hem bilin ki içinizde Allah’ın peygamberi var”(Hucurat,7) buyurmuştur ki bu, “Bu meseleyi ve hususu, Peygamber (s.a.s)’e müracaat etmek suretiyle çözmeniz, sizin için daha kolaydır. Çünkü o, aranızda bir açıklayıcı ve bir mûrşiddir” manasına olup, tıpkı, bir hocanın talebelerinin bir mesele hususunda ihtilaf ettiklerinde bir kimsenin, hocanın aralarında oturduğu manasında değilde, onların ona müracaat etmeleri gerektiğini kastederek, ”

İşte hoca (aranızda) oturuyor” demesi gibidir. Çünkü onun bu sözden maksadı, “Hoca size pek çok hususta katılmaz” demektir.

Bu böyledir, zira hoca, bahsettiğimiz misalde, şayet talebelerinin sözüne itimat etmiş olsaydı, talebelerinin kalbi, hocaya müracaat ile mutmain olmazdı.. Ama hoca, salih nakillerden, hadislerden bahsedip, bu hususu kuvvetli delillerle anlatınca, herkes o zaman ona müracaat eder (onun hükmüne baş vurur). İşte burada da böyledir.

Cenâb-ı Hak ayette, “O Peygamber (s.a.s)’in yol göstermesini isteyiniz; çünkü O, bilir ve (yanlış olan meselelerde) hiç kimseyi dinlemez. Dolayısıyla da, böyle davranmada bir haksızlık olmaz ve tutarsız olan şeyler, Peygamber nezdinde revaç bulmaz. Cenâb-ı Hakk’ın, “Eğer o, birçok işlerde size uysaydı, muhakkak ki sıkıntıya düşersiniz” beyanı ile, Peygamber (s.a.s)’in (yanlış hususta) hiç kimseye itaat etmeyeceğinin kastedilmiş olduğunun delili şudur: Şart cümleleri pekçok yerde, cezâ’nın (şartın konusunun) imkânsız oluşundan dolayı, şartın da imkânsız olduğunu beyan etmek için varid olur. Bu tıpkı, Cenâb-ı Hakk’ın, “Eğer gökte ve yerde Allah’dan başka Tanrılar olsaydı onların ikisi de muhakkak ki harab olup gitmişti..”(Enbiyâ,22)ayetiyle, “Eğer Kur’ân, Allah’dan başkası tarafından olsaydı elbet içinde birbirini tutmayan birçok (şeyler) bulurlardı..” (Nisa,82) ayetlerinde böyledir. Çünkü, bu ayetler, yer ile gökte, Allah’tan başka ilahın bulunmadığını ve Kur’ân’ın, Allah’tan başkasının katından olmadığını beyan etmektedirler.

Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları: 20/209-211.

Muhammed Ali

Son Yazılar

Tecelli Türleri

  Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…

2 ay önce

Allah’ı Bilmenin İmkânı ve Bunun Yöntemi

  Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…

2 ay önce

Varlık Mertebeleri ve Te’vil

  Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…

2 ay önce

Dilin Kabuğu

Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağır­lıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…

2 ay önce

Çözüm Aldatmacası

İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…

2 ay önce

Anda Olmak -Geçmiş ve Gelecek Arasında Bir Yer

İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygu­larımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…

2 ay önce