Osmanlı Türk milleti, Millî Mücâdeleye girişirken, belli bir toprak parçası anlamındaki yurdu kurtarmak amacıyla silâha sarılmamıştır. Zirâ, bu milletin maşerî şuurunda böyle bir kavram yer etmemiştir. Bahis konusu olan, bütün Müslümanların yaşadığı diyârdı. Osmanlı, Millî Mücâdele esnâsında Antebi, Maraşı nice savunmuşsa, Birinci Cihân Harbi sırasında Medine yahut Akâbe uğruna da onca canhırâc savaşmıştır. Dârulİslâm, Osmanlının maşerî şuurunda bir bütünlüktür. Dârulîslâmda yaşayanlar da, bir milletin ferdidirler. Bu milleti geçmişten geleceğe taşıyan ülküsel sürekliliğinin en üst teşkilâtlanışıysa Devlettir.
O Devletin ete kemiğe bürünmüş ifâdesi de, Halîfe-Kaysar-Han- Pâdişâhı olan kişidir. Nasıl îslâmın âlem telâkkîsi, Vahdete dayanıyorsa Devlet anlayışı da bir o kadar Birlikçidir. Aslında, bugün dahî bağlandığımız birlikçi (Fr unitariste) devlet anlayışı, Osmanlının ta derinlerimize işlemiş siyâsî şuurunun kalıntısıdır.
Teoman Durali,Sorun Nedir ?
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…