Müslüman Türkler yazıyı, eski İslâmî adiyle hat sanatını, Hüsn-ü Hattı, sevmişler ve koca imparatorluk devrinde isimsiz ferdinden, sultana kadar herkes güzel yazı yazmak için uğraşmıştır.
İslâmî yazı san’atının gelişmesinde hattatların örf ve ananelerine pek bağlı oluşlarının payı olduğunu selahiyet sahipleri kabul etmektedirler. Esasen Osmanlı devletinde bütün esnaf loncalarında geleneğe sıkı bir bağlılık vardı. Bu bağlılık çok faydalı olmuştur. Hattatlar reislerini sıkı bir düzene uyarak kendi aralarından seçerlerdi. Bu demokratik bir usuldü. Namzetler arasında sadrazamlar bile bulunsa, san’at endişesi daima galip gelir ve lâyık olanlar reis seçilirlerdi. Bir hattat ders aldığı hocasından icazet, yani müsaade almadan eserlerinin altına imza atamazdı, İmzalarının üstüne hocalarının isimlerini de eklemeyi ihmal etmezlerdi.
Kopru Dergisi
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…