“Ölüleriniz üzerine yasin okuyunuz.” Hadîs Ma’kıl b. Yesâr’dan iki tarikle nakledilmiştir.

“Yasin, Kur’ân’ın kalbidir. Onu bir kimse okur ve Allah’tan âhiret saa­deti dilerse, Allah onu mağfiret buyurur.

Yasin’i ölülerinizin üzerine okuyunuz.”(İbn Hanbel,Müsned,V;26)

“Yâsin’i ölülerinizin üzerine okuyunuz.”(Ebu Davud,Cenaiz,20;İbn Mace,Cenaiz,4)

Muhammed Ahmed Şakir, ilk hadîse zayıf derken ikinci hadîsin hasen olduğunu ifade etmiştir.

Burada ölüm döşeğindeki kişiye mi yoksa ölen kişiye mi Kur’an okunacağı meselesi vardır. Bu meseleden de ölmüş bir kişiye okunan Kur’an’ın onun ruhuna ulaşıp ulaşmayacağı meselesi ortaya çıkmaktadır. İlk sorunla alakalı olarak bir ihtilaf bulunmakla birlikte kasıt ölüm döşeğinde olanlardır. Ancak “ölü” şeklindegenel olarak anlayanlar da vardır. Birinci şekilde anlaşılsa bile buradan öleni Kur’an okunmayacağı çıkmaz. Kur’an okuyup sevabını ölülerimizin ruhlarına hediye etmekte bir beis yoktur. Allah’ın bunu kabul edip etmeyeceğini ise bilemeyiz.

Ibnu l-Kayyım, Kitabu’r-ruh(İstanbul,1993,syf;157-190) adlı eserinde konuyu detaylı olarak ele almıştır. Özetleyerek vermek gerekirse şunlar denilebilir: “Dünyadakilerin amelleri ölülerin ruhlarına iki sebepten dolayı faydalı olur: 1. Ölünün hayatta bıraktığı bir sebep (sadaka-i cariye, faydalı ilim ve kendisine dua eden evlat gibi.) 2 Müslümanların ölüye dua ve istiğfar etmeleri; onun adına sadaka verip hac yapmalarıdır. Dinî ibadetlerden oruç tutmak, namaz kılmak, Kur’an okumak zikir yapmak gibi ibadetlerin ölüye ulaşacağı tartışmalıdır. Ahmed b. Hanbel ve selefin çoğunluğu bunların ulaşacağı kanaatindedir. Hanefîlerden de bu görüşte olanlar vardır. Malikî ve Şafiîlerin meşhur görüşü bunların ölüye ulaşmaması yönündedir… Ölünün, başkalarının sebep olduğu sevapları almasına Kur’an, sünnet, icmâ’ ve şer’î kaideler delildir. Kur’an: “Onlardan sonra gelenler derler ki: Rabb’imiz, bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla!”(Haşr,10) Demek ki, hayatta olanların istiğfarları ölüye fayda veriyor. Ölüye, cenaze namazı­nı kılarken ve gömüldükten sonra dua etmekle ilgili birçok hadîs-i şerif riva­yet edilmiştir… Ölü adına verilen sadaka sevabının ölüye ulaşması hakkında Buharı’de iki; Müslim’de bir hadîs varid olmuştur… Oruç sevabının ölüye ulaş­ması Sahihayrida Hz. Aişe’den ve İbn Abbas’tan gelen hadîslerle ortaya konul­muştur. Hac sevabının ölüye ulaşması Buharî’nin İbn Abbas’tan rivayet ettiği bir hadîste açıklanmıştır…

Kur’an okumaya gelince şu söylenebilir: Resûlullah, Allah’tan başka kimsenin bilmediği kalbin niyeti ve yeme-içmeyi terk etmekten ibaret olan orucun sevabının ölüye ulaşacağını bildirmiştir. Aynı şekilde Kur’an okumanın sevabı da dil tarafından okunmasından, kulağın duymasından ve gözün görmesinden dolayı ölüye ulaşıyor değildir. Konuyu biraz açarsak oruç mahza bir niyetten ve nefsi yeme-içmekten engellemekten ibarettir. Yüce Al­lah bunun sevabını ölüye ulaştırdığı halde amel ve niyetten ibaret olan Kur’an okumanın sevabını niye ulaştırmasın? Hadd-ı zatında Kur’an okumak, niyeti bile istememektedir. Ölünün arkasından yapılan amellerin ölüye ulaşamayaca­ğını söyleyenler şu ayetleri delil olarak ileri sürerler: ‘İnsan için ancak kendi kazandığı vardır.’(Necm,39) ‘Yaptıklarınız dışında başka bir şeyle yargılanmayacaksınız.’(Yasin,64) ve ‘Nefsin yaptığı iyilik kendi yararına, yaptığı kötülük ise kendi zararınadır.’(Bakara,286)Bunun yanında ‘kişi ölünce üç şey dışında amel defterini kapanacağına’ dair hadîste delildir. Zira hadîste hayatında sebep olduğu iyiliklerin faydasını görece­ği, diğerlerinin ise kesileceği bildirilmiştir…” İbn Hacer’in konuyla ilgili görüşü kanaatime göre oldukça isabetlidir. Şöyle der: “Bu meşhur bir meseledir. Bu ko­nuda bir risetle yazdım. Hasıl-ı kelam mütekaddim ulemanın ekseriyeti okunan Kur’an’ın sevabının ölüye ulaşacağı görüşündedir. Tercih edilen görüş ise bu amelin müstehab olması ve çokça yapılmasıdır. Ayrıca sevabın ölüye ulaşması hakkında kat’î bir şey söylemekten geri durmaktır.” Buradan anlaşıldığı gibi ölünün ruhuna Kur’an okuyup sevabını hediye etmek mümkündür. Ancak bu, kesin olarak kabul edilecek anlamına gelmemektedir. Allah dilerse kabul eder, dilerse geri çevirir. Tıpkı dua gibi.

 

Yavuz Köktaş – Günümüz Hadis Tartışmaları

 

Muhammed Ali

Son Yazılar

Tecelli Türleri

  Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…

2 ay önce

Allah’ı Bilmenin İmkânı ve Bunun Yöntemi

  Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…

2 ay önce

Varlık Mertebeleri ve Te’vil

  Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…

2 ay önce

Dilin Kabuğu

Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağır­lıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…

2 ay önce

Çözüm Aldatmacası

İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…

2 ay önce

Anda Olmak -Geçmiş ve Gelecek Arasında Bir Yer

İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygu­larımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…

2 ay önce