Öfkenin Ortadan Kaldırılması Hakkında
Öfke, eziyet verenden intikam almaları için hayvanlarda yaratılmıştır. Bu anormal durum aşırı olur ve aklı ortadan kaldıracak derecede kendi sınırını aşarsa, kendisine kızılandan daha fazla kızan kişiye zarar ve elem verir. Bundan dolayı akıllı kimsenin sık sık, kızgınlığı kendisini hemen o anda ve daha sonra kötü bir duruma getiren kişinin halini hatırlaması ve kızdığında da kendini onların kötü hallerinde tasavvur etmesi gerekir. Öfkelenen insanların çoğu kızdıklarında yumruk ve kafa atarlar. Bu şekilde de kızdıkları kişiden ziyade kendilerine elem verirler. Ben başka bir kişinin çenesine yumruk atarak kendi parmaklarını kıran, aylarca onları tedavi etmekle uğraşan ve yumruk attığı kişiye ise çok fazla elem vermeyen bir adam gördüm. Yine öfkelenerek bağırıp çağıran ve hemen oracıkta kan tüküren başka bir adam gördüm. Bu durum, söz konusu kişinin ölümüne neden olan verem hastalığına yakalanmasına sebebiyet verdi.
Ayrıca bize, kızdıkları zaman eşlerine, çocuklarına ve kendileri için değerli olan kimselere elem veren; yaptıkları bu ha- reketten dolayı uzun süre pişman olan ve verdikleri zararı ömürlerinin sonuna kadar düzeltemeyen insanlarla ilgili haberler geldi. Galen annesinin kapı kilidini açarken zorlandığında ağzıyla kilide saldırdığını ve onu ısırdığını ifade etmektedir. Hayatıma yemin olsun ki, öfkelenerek düşünce gücünü kaybeden kimse ile deli arasında fazla bir fark yoktur.
Normal halinde bu durumları çok sık hatırlayan kişinin öfkelendiği zaman da söz konusu durumları hatırlaması daha kolay olur. İnsanın, öfkelenen kişilerin bu durumda iken düşünce gücünü kaybettikleri için böyle kötü fiilleri yaptıklarını bilmesi ve kızdığı zaman düşünmeden eylemde bulunan hayvanlar gibi olmaması, başkasına zarar vermeyi düşünürken kendisine zarar vermemesi için düşünüp taşınmadan eylemde bulunmaması gerekir. Bütün bunlara ilaveten, insan ceza verirken şu dört özellikten uzak olmalıdır: Kibir ve buğz (söz konusu kişiye karşı aşırı derecede kızgın olmak) ile bu ikisinin zıddı, yani aşırı tevazu ve ceza vereceği kişi ile arasında sevgi bağının olması. İlk ikisi cezanın suçun gerektirdiğinden daha fazla olmasına; son ikisi de daha az olmasına neden olur. Eğer akıllı kimse, bu bilgileri aklında tutar ve hevasını da onlara tâbî kılarsa, o zaman öfkesi ve intikamı adalet ölçüsünde olur, bedenine ve nefsine hem bu dünyada hem de öteki alemde herhangi bir zarar gelmesinden de emin olur
Ebubekir er Razi – Ruh Sağlığı