Kategoriler: Düşünce Yazıları

Nasıl İnsana Muhtacız?

Ağrı Dağı, külçe altına dönüşse…

Nehirlerimizin kalınlığınca petrol damarları fışlarsa toprağı­mızdan. .. Başaklardan inci, Tuz Gölü’nden mercan devşirsek…

Her 22 yaşındaki gencimizin koynundan bir yükseköğrenim diplo­ması çıksa…

Uçak üretimimiz için Amerika, tanklarımız için Rusya müşterileri­miz olsa…

Velhasıl-ı kelam hiçbir eksiğimiz değil, hadde hesaba gelmeyen fazla­mız olsa…

Hayal bu ya, bütün bunlarımız olsa bir şey ifade eder mi dersiniz?

Fikrimizce:

Hiçbir şeye değildir ihtiyacımız bizim.

İhtiyacımız yalnızca insanadır bizim.

İnsandır belimizi doğrultacak olan.

Nasıl ki insanın, insanların elinden bugünkü bunalımlara sürüklendiysek yine insandır kurtaracak olan bizi.

Bizi yıkan fukaralığımız olmamıştır. Petrolümüzün olmaması, en­düstrimizin bulunmaması yüzünden düşmedik bu durumlara; bu ekonomik çıkmazlara, bu anarşiye, teröre!

Nasıl ki diğer yeraltı ve yerüstü zenginliklerimiz gün ışığına çıkarılmadıysa, yurt yararına kullanılmadıysa, bunlara ek olarak daha bir nice tabii zenginliklerimiz olsaydı, yine varıp varacağımız nokta, şimdiki yerimiz olurdu insan olmadıktan sonra!

En büyük servet, insandır.

Siz insanlarınızı insan olarak yetiştiremiyorsanız, başka kurtuluş yolu aramayın.

Evet, insan, ama nasıl insan?

Tek cümleyle: Müslüman insan. Yani bilinçli Müslüman.

İhtiyacımız bilinçli Müslümandır.

Bir insan ki yani insanımız ki, bilinçli bir Müslüman değildir; onun mühendisliği de, doktorluğu da, tüccarlığı da yaramaz bize. Yaramaz toplumumuza. Bir insan ki yani bir aydın ki, toplumumuzun ruhu­na nakşolmuş inancın bilinçli bir üyesi değildir, hayır gelmez ondan Türkiye’ye. Çünkü bir bağlantı yoktur halkıyla arasında. Bir yürek bağıyla bağlı değilse, aynı inancı bölüşmüyorsa halkıyla» ne farkı var­dır onun bizim için bir ecnebiden?

Bir okumuş ki milletiyle aynı dünya görüşü içinde değildir; onu ayı­ran ne kalır bir İtalyan’dan, bir Çinliden?

Bir yazar ki milletiyle aynı inanca baş eğmemişse, ne hayır gelir onun romanından, şiirinden, eserinden Anadolu insanına? Tercüme edilmiş bir yabancıyla eşit olmaz mı o, bizi anlamakta, toplumumuza yararlı olmakta?

Öğretmenin Müslümanı gerek bize, avukatın, hâkimin, hekimin Müslümanı. Sözde Müslümanı değil, bilinçli Müslümanı.

Çünkü bütün başımıza gelenler, sözde Müslümanlardan geldi.

Gerçek mümine muhtacız. Yani içinde Allah korkusu, yurt sevgisi olana muhtacız.

Gerisi laftır. Ayrıntılarla oyalanmaktır. Ve düşüşü devam ettirmektir.

Yeni Devir, 25 Mayıs 1981

Mehmet Akif İnan’ın Eserleri,cild:3

Muhammed Ali

Son Yazılar

Tecelli Türleri

  Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…

2 ay önce

Allah’ı Bilmenin İmkânı ve Bunun Yöntemi

  Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…

2 ay önce

Varlık Mertebeleri ve Te’vil

  Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…

2 ay önce

Dilin Kabuğu

Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağır­lıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…

2 ay önce

Çözüm Aldatmacası

İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…

2 ay önce

Anda Olmak -Geçmiş ve Gelecek Arasında Bir Yer

İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygu­larımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…

2 ay önce