Kategoriler: Sosyoloji

Modernleşme ve Kadın

Modern kültürün kadın-erkek arasındaki mesafeyi daraltma­sının oluşturduğu çevresel ve zihinsel ortamın etkisiyle nişanlılık döneminin yerini, flört, tecrübe evlilikleri, kızların erkek, erkek­lerin kız arkadaş edinmeleri, seviyeli birliktelik! kurma şeklinde gelişen yaşam biçimi almıştır. Böylece nikâhla kurulan evlilik ile meşruiyet kazanan birçok şey daha serbest, hızlı ve sorumsuz bir ortamda ve her an tarafların birbirlerinden daha kolay vazgeçebi­leceği bir şekle bürünmüştür. Bu zihniyet, sağlıklı aile kurmanın önünde ciddi bir engel olarak gözükmektedir.

Günümüzün dindar neslinden bir kesimin harama düşme­den daha rahat ve daha kolay görüşme amacıyla nişanla birlikte gayr-ı resmî nikâh olarak kıydırdıkları imam nikâhı ya da dinî nikâh uygulaması, nişanlılık merhalesini tamamen anlamsızlaştıran ve bir yığın sorunu beraberinde getiren özellik kazan­mıştır. Böyle bir nikâh, modernliğin flörtüne benzemekte ya da kız-erkek arkadaşlığına meşruiyet kılıfı giydirilmiş bir görüntü­yü aksettirmektedir. Bu tür bir zihniyetin gelişmesinde modern kültürün aileyi kuran değerlerdeki direnç noktalarını kırma­sının etkili olduğunu, bunun altında da bir özentinin yattığını belirtmeliyiz.

Cinselliğin yolunu kolaylaştıran, taraflardan birisinin zaaf­larına fırsat sağlayan bir yola dönüşme riski taşıması sebebiyle nişanlılık dönemindeki imam nikâhının İslam’ın ruhuna uygun olduğunu söylemeye imkân yoktur. Çünkü nişanlılar bu dönem­de kıydıkları gayr-ı resmî nikâhla daha rahat ve yakın olmayı, mesafeyi daraltmayı amaçlamaktadırlar. Bu yakınlık ve rahat­lık nikâhın varlığına dayanarak kimsenin gelmeyebileceği bir ortamda baş başa kalmaya (halvet) kadar da gidebilmektedir. Bütün kutsal metinlerde ve ahlak kitaplarında insanın, karşısında en zayıf kaldığı dürtünün şehvet olduğuna dikkat çekilip Psikiyatri uzmanları da erkeğin erotik kızların romantik düşündüğü şeklinde bilimsel bir tespitte bulunurlar. Karşıt cinslerin birlerine olan çok güçlü doğal ilgisini anlatan bu gerçekliğe Peygamberin “Kadın-erkek başbaşa kaldığında üçüncüleri şeytandır(…Tirmizî, “Radâ”\ 16, “Fiten”…), uyarısı eklendiğinde nişanlılık dönemindeki imam nikâhının riski kendiliğinden ortaya çıkar. Erkeklerin cinsel dürtülerinin kadınlarınkinden daha güçlü ya da sürekli olduğu gerçeği, kutsal metinlerin ifadesi yanında tecrübi bilgi ile de tespit edilmiştir.(Bk. Giddens, 493.)

Tecrübeler, bu dönemde kıyılan nikâhların kalıcı ve onur kırıcı problemlere yol açtığını göstermektedir. Taraflardan bazısı nikâhın var olduğu gerçekliğinden hareketle karı-koca gibi hareket edebilmekte mesela erkek hevesini aldıktan bir müddet sonra bir şeyleri bahane ederek nikâhlısını boşayabilmektedir. Resmi nikâh olmadığı için de kızın hak talebinde bulunulabi-leceği bir merci yoktur. Kız bundan zarar görmektedir. Bunun tersi de vaki olabilmektedir.

Sorun sadece bu da değildir. îmam nikâhlı nişanlılar karı-koca hayatı yaşamasalar da bir müddet sonra kız haklı sebeplere bağlı olarak ve nikâhlı değil nişanlı gibi hareket ederek ayrılmak istediğinde erkek imam nikâhını dikkate alarak boşanmaya yanaşmamaktadır. Bu durumda kız aylarca hatta senelerce ya onun boşamasını beklemekte ya da fiilen ayrılarak bir başkasıyla evlenmeye hazır vaziyette durmakta yahut evlenmektedir. Bu durumda, erkek aralarında nikâhın bulunduğunu ve boşamayacağını, ömür boyu bir başkasıyla evlenemeyeceğini ya da evlendiyse ömür boyu zina ettiğini söyleyerek kızı bir başka açıdan çıkmaza sürüklemektedir. Dolayısıyla bu tür uygulama­lar nişanlılık sürecinin ruhuna uyan davranışlar değildir. Şayet taraflar nişanlılık sınırları içinde kalmış olsalardı gerekli görme­leri hâlinde herhangi bir engellemeye bağlı olmaksızın ayrılabi­lecekler, zarar görmeden herkes kendisine yeni bir yol çizebile­cekti. Nişanlılığın amacı da zaten budur. Bu sebeplerle denilebi­lir ki bu dönemdeki naylon nikâh sorun çözen değil bizzat başlı başına sorun çıkaran özelliğe sahiptir.

Saffet Köse-Genetiğiyle Oynanmış Kavramlar ve Aile Medeniyetinin Sonu

Muhammed Ali

Son Yazılar

Tecelli Türleri

  Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…

2 ay önce

Allah’ı Bilmenin İmkânı ve Bunun Yöntemi

  Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…

2 ay önce

Varlık Mertebeleri ve Te’vil

  Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…

2 ay önce

Dilin Kabuğu

Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağır­lıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…

2 ay önce

Çözüm Aldatmacası

İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…

2 ay önce

Anda Olmak -Geçmiş ve Gelecek Arasında Bir Yer

İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygu­larımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…

2 ay önce