Modernizm’in İlk Hamlesi Geleneği Red Etmesidir…

Kur’an’ın hükümleri genel bir tasnifle itikat, muamelat (ibadet) ve ahlak olmak üzere üç kısma ayrılır. İtikat ile akait ilmi, muamelat ile fıkıh ilmi, ahlak ile de tasavvuf ilmi ilgilenir. Bu üç alan baş, gövde ve ayaklardan oluşan bir vücuttur. Bu alanların ve bu alanlara ilişkin söz konusu ilimlerin ayrılığı teklif ve tasavvur dahi olunamaz.

Bilinçli ya da bilinçsiz, ahlaki ayetleri inceleyen tasavvufu ve tarikatları inkar edenler dikkatle etüt edildiklerinde görülecektir ki, onların inkarları sadece tasavvufa yönelik değildir; aslında itikadi ve fıkhi bütün mezhepler için caridir. Başka bir deyişle tasavvufa saldırı İslam’ın mezhep olgusuna saldırının bir emaresidir. Bu görüş sahiplerinin alıp veremedikleri ve aslında hazmedemedikleri Kur’an’da “Sebîlu’l-Mü’minîn” olarak zikredilen İslam kültürü yani, sahih gelenektir: وَمَنْ يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدٰى وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَبٖيلِ الْمُؤْمِنٖينَ نُوَلِّهٖ مَا تَوَلّٰى وَنُصْلِهٖ جَهَنَّمَ وَسَاءَتْ مَصٖيرًا “Kim, kendisine hidayet (doğru yol) besbelli olduktan sonra peygambere karşı çıkar, mü’minlerin yolundan başkasına uyarsa, onu yöneldiği yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir varış yeridir” (Nisâ 4/115).


Ayette geçen “Hüda” Kur’an’ı, “Rasul” kavramı sünneti, “sebîlu’l-mü’minîn” ise sahih geleneği ifade eder. Yani sünnet inkarcılarına günaydın. Sünnetten kurtulayım derken başınıza bir de müminlerin yolu çıktı. Gerçi onlar bunun farkındalar. Onun için de modernizmin ilk hamlesi geleneğedir. yani redd-i miras…


Şimdi azizim!. Bunların amacı güya İslam’ı aslına döndürüp ve yalnızca Kur’an’a müracaat ederek daha kamil bir insan modeli üretmek değil. Düpedüz dinin özbenliğine karşı bir tasallut. Yunus’la, Mevlana ile alıp veremedikleri odur. Tasavvuf inkarcılığı nevrozun ilk semptomudur. Aysbergin öteki yüzünde deizme kadar giden bir süreç vardır. Bu süreç tevhidin peygamberi Hz. İsa’yı teslisin bir parçası yapan sapkın zihniyetin evcil versiyonudur. Yani onların isası ile Kur’an’ın İsa’sı bambaşkadır. Onların yunus dedikleriyle “Bizim Yunus” bambaşkadır. Onların yunusu güya Kur’an’ı ve sünneti yok sayan bir şatahat serserisidir. “Bizim Yunus” ise; “Şeriattır cümle işlerin başı, şeriatsız tarikat şeytan işi, her kim ki, olmaya anda ilm-i şeriat, anın şeyhi şeytandır bil ki, mutlak.” diyen Yunus’tur.

Muhammed Ali

Son Yazılar

Tecelli Türleri

  Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…

2 ay önce

Allah’ı Bilmenin İmkânı ve Bunun Yöntemi

  Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…

2 ay önce

Varlık Mertebeleri ve Te’vil

  Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…

2 ay önce

Dilin Kabuğu

Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağır­lıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…

2 ay önce

Çözüm Aldatmacası

İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…

2 ay önce

Anda Olmak -Geçmiş ve Gelecek Arasında Bir Yer

İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygu­larımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…

2 ay önce