Modern İnsan ve Değerlilik
Her nesneye ya da metaya değer atfetmek kadar her olaya bir anlam yükleme derdindeki kişi bugün için “çok değerlilik” ile aslında değer kavramını değersiz kılmakta, değer atfettiğini zannettiği hususları gözden düşürmektedir. Bu belki modernitenin ve ulus devletin barışçıl bir dini çoğulculuğu mümkün kılmak için icat ettiği atmosfere denk düşebilir (Habermas, 2012, 8) fakat bu çoğulculuk ve değer çokluğu karşısında net bir insan fikri, algısı belirmiyor. Bugünün insanının çok fazla kimseyle hatta ülke dışındaki kimselerle irtibat kurma isteği, kendini anlatma ve tanıtma çabası herkesle konuşma, dertleşme ya da içini açma denemeleri bir yerden sonra müthiş bir korkaklığı da açığa çıkarıyor.
Sanal ağlarda, sosyal medyada kendini göstermek zamanın çoğulcu yapısına uyarak “herkese” açılmak isteyen kişiler, bu atmosferde, bu sanal dünyada kendini güvende hissederek onlara “tek tek değer atfederken”; gerçek hayatta, sokakta, okulda, iş hayatında yani insan ile mücessem bir ilişki geliştirmeye kalktığında ürkek, titrek, çekingen ve korkaktır. Gerçek hayata karşı bu derece korkak olan onlardaki değeri bile “görmezden gelen” bugünün insanı, değer çoğulculuğunu sanala yani aslında “olmayan varoluşa” yansıtmaktadır.
Bugünün insanının metafiziği sanal ortamdır, sosyal medyadır.(1)
Günümüzün insanı, değeri, kutsalı, aşılamazı, aşkın olanı ancak bu sanal metafizik alanda görürür; kendini ancak burada güvende hisseder.
Dipnot:
(1)-Tam da burada, sanal ortamın, sanal ortam mensubiyetinin geçiciliği savunulabilir. Bu bir bakıma teknolojik “işgal” ile ilgili. Gündelik hayatı işgal eden aynı zamanda onu belirleyendir. Her alanda, gündelik hayatın tümünde teknoloji kul- anımı olduğu sürece sanal aidiyetler geçerliliğini koruyacaktır.
Ercan Yıldırım-Zamanın Ruhuna Karşı,syf;229