Melaike’nin Sınıfları, Büyük Melekler
Cenab-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de meleklerin sınıflarını ve vakıflarını zikretmiştir. Meleklerin kısımlarına gelince,bunlardan
Birinci kısım: Arşı taşıyan meleklerdir ki Allah Teala onlar hakkında şöyle buyurur: “O gün Rabbinin Arşını (gökteki meleklerin) üstünde bulunan sekiz (melek) yüklenir”(Hakka, 17).
İkinci kısım: Allah’ın: “Melekleri, Rablerini hamd ile tesbih ederek Arşın etrafını kuşatmış halde görörsün”(Zümer. 75) ayetinde haber verdiği gibi, ‘Arş’ın etrafını kuşatmış olan melekler.
Üçüncü kısım: Meleklerin en büyükleridir ki, Cenab-ı Hakk’ın: “Kim Allah’a, Allah’ın meleklerine ve peygamberlerine, Cebrail’e ve Mikail’e düşman olursa, bilsin ki Allah kâfirlerin düşmanıdır”(Bakara,98) ayetinde haber verdiği gibi, Cebrail ve Mikail (a.s.) bunlardandır.
Sonra Hak Teala, Cebrail (a.s.)’i bazı vasıflarla nitelemiştir:
a) O, peygamberlere Allah’ın vahyini getirendir. Bu hususta Cenab-ı Hak, “O (Kur’an’ı), kalbine Ruhu’l Emin (Cibril) indirdi.(şu’arâ, 193) buyurmuştur.
b) Allah Teala, Cebrail (a.s,)’i Kur’an’da diğer meleklerden önce zikretmiş ve şöyle buyurmuştur: “De ki: Kim Cebrail’e düşman olursa…”(Bakara, 97). Çünkü o, vahiy ve ilmi getiren, Mikail ise rızıkları ve gıdaları dağıtan melektir. Manevi bir gıda olan ilim, bedeni gıdadan daha şereflidir. Bu sebeble de Cebrail’in, Mikail’den daha şerefli olması gerekmiştir.
c) Allah Teala, Cebrail (a.s.)’i, kendisinden hemen sonra zikretmiş ve “Hiç şüphesiz, Allah, Cebrail ve salih müminler O Peygamberin yardımcisıdır”(Tahrim, 4) buyurmuştur.
d) Cenab-ı Hak, onu “Ruhu’l Kudüs” diye isimlendirerek, Hz. İsa (a.s.) hakkında şöyle buyurmuştur:
Hani ben, seni Ruhu’l-Kuds ile güçlendirmiştim”{Maide, 110).
e) O, üzerlerinde alametleri olan bin melek ile Allah dostlarına yardım etti, düşmanlarını da kahretti.
f) Allah Teala, Cebrail (a.s.)’ı: “O (Kur’an) çok şerefli, çetin bir kuvvet sahibi, ‘Arş’ın sahibi (Allah) yanında çok itibarlı, orada kendisine itaat edilen ve güvenilir bir elçinini (getirdiği) kelamdır”(Tekvir. 19-21) buyurarak altı sıfatla övmüştür. Cebrail (a.s.)’in elçilik görevi, onun bütün peygemberlere Allah’ın elçisi olmasıdır. Buna göre bütün nebi ve resuller, Allah katında Cebrail (a.s.)’in ümmeti ve iyi dostları mesabesindedirler. Çünkü Cenab-ı Hak Cebrail (a.s.)’i kendisi ile, en şerefli insanlar olan peygamberler (a.s.) arasında vasıta yapmıştır.
Cebrail (a.s.) kuvvetlidir. Çünkü O, Lut kavminin şehirlerini göğe kaldırıp altını üstüne getirmiştir; Allah katında itibarlıdır, zira, Allah: “Hiç şüphesiz Allah, Cebrail ve salih müminler, O (Peygamberin)’nun yardımcısidır”(Tahrim, 4) ayetinde, onun adını kendi isminden sonra getirmiştir; O, itaat edilendir, çünkü, meleklerin önderi ve lideridir. Onun güvenilir (emin) olmasına da Cenab-ı Hakk’ın: “O (Kur’an’ı) senin kalbine, inzar edicilerden (uyaranlardan) olasın diye, Ruhu’l-Emin (Cebrail) indirdi (şu’ara,193) ayeti delalet eder. Meleklerin diğer büyükleri de İsrafil ve Azrail (a.s.)’dir. Onların varlıkları hadîs ile sabit olmuştur.
Yine hadisle sabit olduğuna göre, Azrail, Cenab-ı Hakk’tn: “De ki: Sizleri, sizler için görevlendirilmiş olan ölüm meleği öldürür. “{Secde, 11) ayetinde bildirdiği ölüm meleğidir. Allah Teala’nın: “Sizden birisine ölüm geldiği zaman, elçilerimiz onun canını alır”(En’am, 61) ayetine gelince, bu, ruhları almakla görevlendirilmiş başka meleklerin varlığına delalet eder. Ölüm meleğinin ise ruhları almakla görevlendirilmiş melekler gurubunun lideri olması caizdir. Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur: “Melekler, o kâfirlerin yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarım alırken bir görmeliydin”{Enfal, 50).
İsrafil (a.s.)’e gelince hadisler onun, “Sûr’un sahibi” olduğuna delalet etmektedir ki Cenab-ı Allah bu hususta şöyle buyurmuştur: ”Sûra (birinci defa) üfürülünce birden Allah ‘m diledikleri hariç, göklerde ve yerde kim varsa düşüp ölürler. Sonra sûra ikinci kez üfürülür. O zaman bir de bakarsın ki (ölüler) ayağa (kalkmış) bakınıp duruyorlar”(Zümer, 63).
Dördüncü kısım: Cennet melekleridir. Cenab-ı Hak: “Melekler her kapıdan onların yanına girerek, ‘ ‘Sabrettiğiniz için, selam size. Burası, dünyanın en güzel bir sonucudur” derler”(Rad, 23-24) buyurur.
Beşinci kısım: Cehennem melekleridir. Bu hususta Cenab-ı Allah şöyle buyurur, , cehennem üzerinde vazifeli ondokuz (melek) vardır. “Biz o ateşin bekçiliğine meleklerden başkasını memur etmedik”(Müddessir, 30-31). Bu meleklerin başkanları, Allah Teala’nın: (Cehennem ehli): Ey Malik, Rabbin bizim işimizi bitirsin (bizi öldürsün) ” diye çığrışırlar”{Zuhruf,77), ayetinde işaret ettiği gibi, Mâlik isimli melektir. Bunların hepsine ise, Cenab-ı Hakkın da: “O, kendi meclisini çağırsın, biz de Zebanileri çağırırız” (Alak, 17-18) buyurduğu gibi, “Zebani” denir.
Altıncı kısım: İnsanlar için görevlendirilmiş olan meleklerdir. Bu hususta Allah Teâlâ şöyle buyurur: “(İnsanın) sağında ve solunda oturan (iki melek) vardır. O insan ne zaman bir söz söylese, yanında hazır bir gözcü vardır”(Kâf, 17-18); “Onun (ve her İnsanın) önünde ve arkasında kendisini Allah’ın emriyle gözetleyecek ta’kibci (melekler) vardır”(Ra’d, 11) ve: “O Allah kulları üzerinde kahir (kudret sahibi)dir ve size bekçi melekler yollar”(En’am, 61).
Yedinci kısım: Amelleri yazan melekler. Bu, Allah’ın: “Muhakkak ki sizin üzerinizde bekçiler, her yaptığınızı bilen şerefli kâtibler vardır”(infitar, 10-12) ayeti ile bildirdiğidir.
Sekizinci kısım; Bu dünyanın işleri ile görevlendirilmiş olan meleklerdir ki, Cenab-ı Allah’ın: “Saf saf dizilenlere yemin olsun”{Saftat, 1); “Savurdukça savuranlara, derken bir yükü taşıyanlara, sonra kolayca akıp gidenlere derken iş bölümü yapan (melek)’lara yemin olsun ki… (Zariyat, 1-4) ve “Boğulmuş ruhları ta derinliklerden söküp (alan meleklere) yemin olsun …”(Naziat, 1) ayetlerinde anlatılan melekler bunlardır.
İbn Abbas (r.ahm)’ın söyle dediği rivayet edilmiştir. Allah Teala’nın hafaza meleklerinden (insanlara bekçilik yapan meleklerden) başka melekleri de vardır ki bunlar her düşen ağaç yaprağını kaydederler. Sizden birinize çölde bir sıkıntı ve darlık gelirse şöyle seslensin: “Ey melekler! Allah’ın kullarına yardım ediniz ki Allah da sizlere merhemet etsin.”
Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları: 2/236-240.