“Kıyamet günü insanların en ağır azap görecek olanı, Allah Teâlâ’nın ilminden faydalandırmadığı âlimdir, ”
Nasıl bu âlimlerin ilmi kendilerine zarar vermesin ki! Allah katında en değerli mertebe olan ilim rütbesini alçak dünyanın mal, mevki, eş, dost ve makam gibi gelip geçici menfaat sağlama aracı haline getirmişlerdir. Halbuki dünya, Allah katında değersiz bir şey ve Allah’ın yarattıkları arasında en çok nefret edilenidir. Allah katında alçak olanı üstün görüp, üstün olanı alçaltmak çok büyük bir kabahattir. Hatta gerçekte Allah’a karşı gelmek anlamı taşır.
Ders ve fetva vermek, sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapılır ve makam-mevki, mal ve üstünlük elde etme arzusundan uzak olursa fayda sağlar. Ders ve fetva işinin bu maksatlardan uzak olduğunun işareti, dünyaya rağbet göstermeyip ona değer vermemektir.
Bu musibete tutulmuş olan ve dünya sevgisine kapılan âlimler dünyalık âlimlerdir. Bunlar aynı zamanda kötü âlimler olup insanların en şerlileri ve din hırsızlarıdır. Oysa onlar kendilerini dinin önderi ve halkın en üstünü kabul ederler. Kendilerini doğru yolda sanırlar; gerçekte onlar yalancıların ta kendileridir.
“Şeytan onları etkisi altına almış ve onlara Allah’ı hatırlamayı unutturmuştur. İşte onlar şeytanın taraftarlarıdır. Bilin ki,şeytanın taraftarları ziyana uğrayanların ta kendileridir” (Mücâdele,58/19).
Büyüklerden biri şeytanı insanları saptırma tasasından uzak, bir kenarda otururken görür. Onun böyle ilgisiz biçimde oturmasının nedenini sorar. Lanetli şeytan cevaben şöyle der:
– Zamanın kötü âlimleri işimde bana çok büyük destek sağladılar. Benim yerime insanları saptırma işini kendileri üstlendiler. Böylece ben de işime karşı kayıtsız vaziyette oturuyorum!
Hakikaten şeriat işlerinde baş gösteren her zaaf ve İslâm milletini üstün kılma konusunda gösterilen her kusur; daima kötü âlimlerin bereketsizliği ve niyetlerinin bozukluğu sebebiyle olmaktadır.
Hâlbuki âlimler dünyaya düşkünlük göstermez ve makam, riyaset, mal ve üstünlük tutkularından kurtulurlarsa, işte onlar ahiret âlimleri ve peygamberlerin vârisleridir. Ayrıca onlar yaratılmışların en üstünüdürler. Kıyamet günü âlimlerin mürekkepleri, Allah yolunda şehit olan kimselerin kanlarıyla tartılacak olan bahtiyarlar bunlardır.
İmam-ı Rabbani – Mektubat-ı Rabbani,cild:1,33.Mektub
(Semerkand Yay.)
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…